Bilinmeyen Bir Adamın Mektubu

Bilinmeyen Sevgili

Yağmurluğuma düşen tanecikleri elimle gelişigüzel apartmanın taş zeminine savurdum. Yağmurun karaladığı gün rengini kademe kademe kaybedip lacivert geceye soyunmaya başlamışken eve henüz varmıştım. Bakışlarım kayıtsız bir yavaşlıkla düşen su taneciklerini takip ederken gözüm kapının mermerine bırakılmış küçük demir kutuya tesadüf etti. Kutunun merakına düşmek yerine, görmeden içeriye geçebilecek dalgınlığıma öfkelenmiştim, fakat bu öfke çok sürmeden beklenilen merak zihnime yerleşmişti. Bu merak duygusu her karakterde olduğunun aksine bendeki sirayeti daha azdı. Elime kutuyu alıp önce ağırlığını yokladım ve daha sonra okumak için dağınık masamın üzerine bıraktım. Vücuduma sinen soğukluktan bir an önce kurtumak ihtiyacıyla banyoya girmiş ve sıcak suyun kemiklerimdeki kış izini silmesini sakinlikle beklemiştim. Banyoda geçirdiğim kısa süreden sonra rahat ve temiz kıyafetlerin verdiği eşsiz kokunun tanıdık huzuruyla masamın başına geçtim. Küçüklüğümün en güzel demlerinden hayal meyal hatırladığım annemin nakış kutusuna benzeyen çiçekli ve siyah renkli dikdörtgen kutuyu acelesizce inceledim. Bir eşyanın görünüşünde estetik aramasam da kutunun hoş göründüğünü inkar edemezdim. Kutuyu büyük bir dikkatle açtığımda birkaç zarf çıkmıştı. Zarfları kaldırıp kutunun geri kalanını yoklasam da kutu bu zarflardan ibaretti. Kutudan beklentimi bilmesem de zarflardan daha başka bir şeyin arayışıyla zarfın üzerinde yazan yazı yeni dikkatimi çekiyordu. Güzel ve italik bir biçimde yazılmış yazıda şöyle diyordu, "Sana, beni hiç tanımamış olan sana." Okuduğum andan itibaren yanlış eve, başkasına gelmiş olma ihtimali aklımı kemirirken, bana gelmiş olma ihtimali ise heyecanla tırmanan korkuyu körüklüyor ve hiç hissetmediğim bir merakı içime bir bomba gibi salıveriyordu. Herhangi bir isim, adres görme umuduyla zarfı elimde çevirdim, fakat orta altındaki 'bir' rakamından ve üstündeki o kısa yazıdan başka bir şey yoktu. Aklımı kemirip duran bin türlü sorunun cevabının bu zarfın içinde olduğunu biliyordum. Beyaz zarfı tüm merakıma karşın dikkatlice açtım ve içinden çıkan sarı ve kahverengi arası renkte olan kağıdı çıkartıp okumaya başladım...