"Kızım kahvaltı hazır hadi gel!"
Yine her sabahki gibi annemin hoş sesiyle uyandım. Bu sesi duyup da uyanmamak ayıp olur herhalde. Geceleri ninni gibi sabahları alarm gibi - ama tatlı rahatsız etmeyen bir alarm-
Elimi yüzümü yıkayıp hemen salona geçtim. Babam her zamanki gibi gazetesini okuyordu. Yanağına bir öpücük kondurup "Günaydın babacım" dedim. O da gülümseyerek "Günaydın Ada." dedi.Mutfağa annemin yanına gittim. Annem patatesleri kızartırken arkasından sarıldım.
" Seni uykucu şirin. Ben uyandırmasam uyanmayacaksın." dedi gülerek.
Annemin yanına geçerek
"Uyku her zaman çok güzeldir. Dediğin gibi sen uyandırmasan ben uyanmam ki başkaları tarafından uyandırılmayı sevmem biliyorsun. O yüzden bunları duymuyorum. Neyse ben ne yapabilirim ?
"Peki." dedi annem gülümseyerek. "Çaydanlığı al masaya geç. Başka bir şey yok. Bende geliyorum birazdan."
Elimi alnıma getirip asker hareketi yaparak "Tamam patron!" diyerek bağırdım.
Beraber gülüştük. Çaydanlığı alıp masaya geçtim. Yerime otururken ağzıma bir salatalık attım. Bardaklara çayı doldururken
"Bir haftalığına evde olmayacağız biz kızım. Annen benimle beraber gelmek zorunda. Evde tek kalabilir misin sen ? Yoksa seni teyzenlere bırakalım mı?" dedi babam.
"Ya baba yine mi, annem niye gidiyor? Senin iş gezin değil mi bu? Annemin ne işi var?
"Kızım İzmirdeki şirkete ortak olmak isteyen birisi var. Onunla görüşeceğiz ve eşinizi de alıp gelin dedi. Bende kabul ettim."
"Baba bir hafta mı görüşeceksiniz adamlarla?"
"Yav kızım gitmişken gezmeyelim mi annenle?"
"Hayatım karşı çıkacak demiştim ben sana. Onu da alıp gidelim. Aklımız onda kalmaz hem." diyerek konuşmamızın arasına giren annem elinde kızartma dolu tabakla yerine oturdu.
"Sevgi onun okulu var, bizimle gelemez. Derslerinden geri kalmasını istemem."
"Ama aklım onda kalacak."
"Anne ben napıcam ki zaten orda. Babamın da dediği gibi derslerimden geri kalamam. Evde kalırım ben teyzemlere de gitmek istemiyorum. Orda dersimi çalışamıyorum. Emreyle Emel izin vermiyor. Kendi evimde daha rahatım zaten."
Emreyle Emel teyzemin ikizleri bu arada. Daha üç yaşındalar. Benimle oynamak istiyorlar ve beni sürekli rahatsız ediyorlar. Bu yüzden istemiyorum teyzemlere gitmeyi.
"Kızım bir kere de iste. Azıcık konuş insanlarla hep ders olmaz ki."
Bir de ben pek insanlarla konuşmayı sevmem. İnsan içine girmem zorunda kalmadığım sürece. Yani bence çok boş şeyler konuşuyorlar. Sanane onun kızı oluyorsa Allah analı babalı büyütsün yani. Sanane o ev alıyorsa. Sen oturacaksın sanki evde. Bu yüzden arkadaşım da yok benim.
"Anne lütfen zorlamayın. Siz gidin ama ben evde kalacağım."
Annem hem endişeli hem kızgın gözlerle kabul etmek zorunda kaldı. Babam da zaten bir şey demedi. Onun içi rahat olur her zaman. Beni sever merak eder ama benim büyüdüğümü düşünür hep. Artık kendi başıma bir şeyler yapmam gerektiğini söyler. Aslında haklı da. 16 yaşındayım ama evde tek kalmadım hiç. Daha çok annem izin vermedi buna. Aslında insanların içine çıkmak istemememin sebeplerinden biri de bu bence.
Onun gözünde hala çok küçüğüm ben. Okuluma bile servisle gidiyorum. Ama artık bir şeyler yapmam gerekiyor. Evde tek kalmayı, yemek yapmayı, dışarda tek kalmayı öğrenmem gerekiyor.
Kahvaltı yaparken kimse konuşmadı. Annem bu durumdan memnun değildi. Babam emin olduğu için bir şey demedi. Bense bu sessiz ortamı bozmak istemedim.Kahvaltımız bitti. Annemle beraber masayı toplarken babam çalışma odasına geçti. Masayı topladıktan sonra annem bulaşıkları yerleştirdi ve odasına geçip valizini hazırlamaya başladı. Bende yanına gittim. İçimde bir his vardı. Kötü bir his. Bir şey olacak gibi hissediyordum.
Babam önceki iş gezisine gittiğinde bir gün boyunca haber alamadık ondan. Onun telefonuna ulaşamayınca şoförünü aradık. Sürekli çaldı ama açmadı. Gideceği yerdeki insanlara ulaşmaya çalıştık. Ulaşamadık. Kafayı yedik bır şey yapamayınca. Annem tam babamın yanına gitmek için hazırlanıyordu ki bir telefon geldi. Annem açtı telefonu. Babam iyi olduğunu telefonunu çaldırdığını ve şoförünün ortadan kaybolduğunu söylemiş. Babam eve gelmek için yolda olduğunu evde konuşmamız gerektiğini söyleyip telefonu kapatmış. Annem rahatladı. Kendini koltuğa bıraktı. Konuştuklarını anlattı. Olayı anladım ama aklıma takılan bir şey vardı. Şoförü neden birden ortadan kaybolmuştu? Neyse babam üç- dört saat sonra geldi. Ona neden şoförünün gittiğini sorduğumda telefonunu ve diğer eşyalarını çalan kişinin o olduğunu söyledi.
Bu olaydan sonra babam kendine şoför tutmadı. İşine kendi gidip geliyordu. İşlerini kendisi hallediyordu. Bu yüzden biraz endişeliydim aslında. Bu olay küçük bir şey olabilir ama daha kötü bır şey olmasından korkuyordum.
Annemin yanına gittim. Ona sıkıca sarıldım. Bana bir şey mi oldu der gibi baktı. Ama tepki vermedim. Sımsıkı sarıldıktan sonra odama geçtim. Bitirmem gereken testler vardı. Fizik testimi açıp çözmeye başladım. Ama çözemedim. Kendimi teste veremiyordum. Ama bunun sadece benim içimde olan bir kuruntu olarak düşündüm ve balkona çıktım.
Taşınırken odamda balkon olmasını özellikle istedim annemlerden. Bunaldığımda dışarı çıkar tek başıma kulaklığımı takıp sokaklarda dolaşırım -ama tabi ki insanlarla muhattap olmadan- Dışarı çıkamadığım zamanlarda ise kendimi balkona atarım.
Balkona çıktım. Yerdeki yastıklara oturup telefonumu elime aldım. İnstagram da gezinmeye başladım. Benim hesabımda kendi fotoğraflarımdan çok yazdığım yazılar olur. Bu yüzden fotoğraflarım için değil o sözler için takip ederler beni. Yine bir şeyler yamaya başladım.
Bazen düşündüğümüz şeyler gerçek olur ama gerçekler sadece düşündüklerimizden ibaret değildir.
Yazdıktan sonra telefonu kapatıp derin bir nefes aldım. İnşallah bir şey olmaz diye dua ettim içimden.
"Adaa!"
Babam içeriden seslendi. Yanlarına gittim. Babamın elinde bir çanta annemin arkasında bir valiz, kapının önünde bekliyorlardı. Yanlarına gittim anneme sımsıkı sarıldım. Sanki bir daha görüşemeyecekmiş gibi. Sonra annemden ayrılıp babama sarıldım. Hissettirmese de onun da beni merak ettiğini biliyordum. Bana öyle bir sarıldı ki için gitti. Sonra elime biraz para verip çıktılar evden. Bir hafta onlar olmadan yaşayacaktım. Bu çok zor olmamalı diye düşündüm. Ama belki de kendimi kandırıyordum. İlk defa tek kalıyordum. Bu zor olabilir ama başarabilirim. Tek kalmayı becerebilirim diye düşündüm.
Yapabilirim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ada'daki Yalnızlık
KurzgeschichtenAilesini kaybeden yanlız bir Ada. Daha büyümek için çok zamanı var. Ve kimseyle konuşmayı sevmiyor. Ama kendi ayaklarının üstünde durabilmesi gerekiyor. Bunu yapabilmesi biraz zaman alacak. Bunun için yanında kimleri olacak? Nasıl bir süreç geçirece...