6

2K 240 88
                                    


Robots Don't Sleep - Trouble

V

Mühür.

Hata yapan meleklerin, dünyaya gönderildikten sonra borçlu olduklarını düşündükleri insalara dair hissettikler görünmez bir bağdır. Ben ise Jeongguk'a karşı gerçekten de mühürlenmiş gibiydim. Tanrı ve tanrıçaların melekler için uygun gördükleri en acımasız ceza budur. Bir insana mühürlenip, onun kölesi haline gelmek ama o insanın size karşı ne hissedeceğini bilmemek en acımasızca cezadır.

Ben Jeongguk konusunda şanslı olabilirdim belki ama kardeşiyle ilgili gerçeği öğrendikten sonra bana karşı hala bu şekilde davranmayacağına emindim. Jeongguk merhametli ve iyi biri gibi dursa bile ben onun gerçekten sevdiği insanlardan biriyle bir ay fazladan vakit geçirme olasılığını elinden almıştım. Onu kardeşsiz bırakırken tek düşündüğüm şey kendi isteklerim ve menfaatimdi. Şimdi ise bunu pişmanlığını her zerremde hissetmekle mükelleftim.

Bu nedenlerden ötürü bu cezayı sonuna kadar hak ediyordum. Jeongguk bütün gerçekleri öğrendiğinde de bu cezayı sonuna kadar çekecektim. Tercihlerimin bedelini bir gün ödemem gerektiğini biliyordum ve tercihlerimin getirdiği bedellerin sonucunda eğer Jeongguk'la aram bozulacaksa istediğim tek şey beni tekrar affetmesi olacaktı.

İşte mühürlenmek böyle bir şeydi.

"Lanet olası evine gittiğimizde her şeyi anlatacaksın V!"

Düşüncelerimi bölen şey Jimin'in sabahtan beri devam eden sinirli ses tonuydu. Sürekli olarak gerçeklerin ne olduğunu öğrenmekten söz ederek beynimi yiyordu ama herhangi bir yerden Suga'nın çıkma ihtimaline karşı ona hiçbir şey söyleyemiyordum. En sonunda çareyi eve gitmekte bulmuştum. Kapının önüne geldiğimizde, abimin evde olmamasına sevinerek, hızlıca içeriye girdim.

Beni takip eden pembe saçlı bedenin gölgesini izliyordum. Merdivenleri hızlı bir şekilde çıkmaya başladığımda, arkamdan gelip benimle beraber odama girmiştik. Aynanın altındaki çekmecelerden tütsü çıkarıp üç dört tane yaktım ve odadaki tütsü kaplarının içine yerleştirdim.

Şaşkınlıkla bana bakan Jimin'e dönerek yatağıma oturdum. "Ölüm melekleri tütsü olan yeri görmezler." dedikten sonra şaşkınlığı hala devam ediyordu. Jimin'de odada bulunan tekli koltuğuma yerleşip bana döndü.

"Ona karşı ne yaptın da mühürlediler seni?" Bu sefer sakindi. Geldiğinden beri olan asabiliğini bir kenara bırakmış, sadece dinlemek istiyor gibi bir hali vardı. Gözlerimi kaçırarak önümde bağlı olan ellerime baktım.

"Kız kardeşinin ruhunu erken aldım." Bir kaç saniyelik sessizliğin ardından, başımı kaldırıp Jimin'e baktığımda gözlerindeki tohumları atılmış nefreti görebiliyordum. "Her şeyi anlatmama izin ver tamam mı? Tepki vermeden önce her şeyi dinlemeni istiyorum ama bu seninle benim aramda kalacak."

Tekrar sakinleştiğini hissettiğimde başıyla bana emir verircesine devam et demişti. Ellerimi önümde birleştirip, tırnak diplerimle oynarken konuşmaya devam ettim. "Ji Won o gece intihar ediyordu ve ruhu anlık olarak listeme düşmüştü. O gece biri daha kaza geçirecekti ve ölmesini istemediğim biriydi. Bu yüzden Ji Won'un ömür çizelgesini okudum. İntihar ettiği geceden itibaren sadece bir ayı kalmıştı. O gece intihar etmeseydi bir ay sonra ölecekti."

"Peki bunu neden yaptın? Yani," derin bir nefes alıp gözlerime baktığında başımı kaldırmadan ben de gözlerine bakmıştım. "Yani neden bir ay daha yaşamasına izin vermedin?"

"Her gece ruhlar sayılır ve benim o gece birinin yerine başka bir ruhu götürmem gerekiyordu. O gece Ji Won ile bu konuyu konuştum. Yaşamak istemediğini kendisi söyledi hatta Jeongguk'a bunu anlattığı bir mektup bile yazdı." Derin bir nefes alıp başımı kaldırmıştım. "Birinin hayatını kurtarma fikri Ji Won'u sevindirdi ve bir ay sonra ölmektense o geceyi tercih etti."

V | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin