Eight

457 35 22
                                    

İnsanlar, yaptıkları hataların
bedelini nefeslerini kaybetmekle öderler. Kimisi ölür, kimisi ölmekten beter olur. Chaeyoung ise, ölmekten beter olan taraftı.

Buraya 14 yaşında Avusturalya'dan gelmişti. Hiç arkadaşı yoktu. En kötüsü de burada hep ezilip zorbalık görüyordu.

Yine zorbalık gördüğü sıradan bir gündü. Ezilmek, hor görülmek, onun canını yakıyordu. Zaten annesi tarafından terk edilmişti, birde zorbalık görmeyi kaldıramıyordu bu minik ve masum ruhu...

Çok derindi yaraları. Belki de hiç kapanmayacak dediği anda tanışmıştı Kim Jisoo'yla. Jisoo güzeldi, kalbi daha da güzeldi.

Chaeyoung'u battığı bataklığın içinden çekip çıkartmıştı. Ve sonra, derin yaralarını tek tek sarmıştı.

Hayatı boyunca ihtiyaç duyduğu ilgiyi göstermişti, gülüşüyle onu mutlu etmişti.

Ve Chaeyoung Kim Jisoo'ya aşık olmuştu.

Kim Jisoo ise, sonsuza kadar Rosie'sinin Jichu'su olacağına söz vermişti.

Mükemmel giden ilişkileri vardı. Fakat, Chaeyoung'un tek bir hatası ile yıkılmıştı.

Kaldıramamıştı Jisoo, Rosie'sinin ona ihanetini kaldıramamıştı.

İşte o gün, aşık olduğu güllerden nefret etti Jisoo, tıpkı Chaeyoung'dan nefret ettiği gibi.

Ve çekip gitti, sonsuza dek herşeyden uzak olmak için çekip gitti...

Ardında, gözyaşları ve pişmanlık içinde bir kız bıraktı...hâlâ Jichu'sunun ilgisi ve sevgisine ihtiyaç duyan, ruhu yaralanmış bir kız...

Jisoo almıştı intikamını, tek tek sardığı yaraları tekrar açmıştı.

Çok iyi biliyordu, ikinci kez açılan yaraların asla kapanmayacağını.

Roses are Rosie; ChaeSoo TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin