Turnuva Arası

168 9 26
                                    

Evet yeni bölme hoşgeldiniz. Aslında bu tarz bir bölüm yazmayı planlamıyordum. Önceki bölüm bittikten sonra 1 ay kadar hangi dövüşü yazacağımı bulmaya çalıştım. Ancak bulduktan sonra nedense aklima iyi bir şeyler gelmedi. Ancak AoT mangasının yeni bölmünü okuyup 3. sezonu bitirince  acaba Eren .... (bu kısım süpriz) karsılaşsaydı ne olurdu diye düşündüm ve bu bölmü yazma ilhamımı veren bu oldu. Neyse sözü fazla uzatmayayım. İyi okumalar

"Eren, turnuvadan geri çekilmen lazım!" bağırdı Mikasa. Bütün bu izlediği dövüşler zaten onu yeteri kadar endişelendirmişti ama şu izlediği son maç, onun tabiriyle Levi başka bir Levi' ya karşı, bardağı taşıran son damla olmuştu.

Aşağıdakilerin güçleri insanlığın kavrayabileceği sınırların çok ötesindeydi. Ya Eren' in karşısına Hiei gibi biri çıkarsa? Onun az önceki gibi korkunç bir şekilde ölmesini izleyemezdi. Bir şekilde onu kurtarmak için araya girse bile hiçbir işe yaramadan aynı bir böcek gibi ezilmekten başka ne yapabilirdi? İçinden onları kandırıp buraya getiren Zenex' e lanet etti.

"Sana söyledim Mikasa, kararımdan vazgeçmiyecem." Eren sakince cevap verdi ama aslında öfkesini içine atıyordu. Mikasa' nın aşırı korumacılığı onun her zaman canını sıkardı ve son maçı izledikten sonra zaten sinirleri tepesindeydi. Bi de Mikasa' yla uğraşamazdı.

"Eren, az önceki maçları izledin. Kazanmana imkan yok." bu sefer araya Armin girdi. Armin her zaman haklıydı. Bu yüzden Mikasa' ya destek çıkması Eren'i daha da öfkelendiriyordu.

"Zenex herkesin kazanma şansı var dedi. Bunu boşu boşuna demiş olamaz. Ufak da olsa kazanma şansım olması lazım." dedi Eren ama yalan söylediğini kendisi de biliyordu. İşin kötüsü bu yalanı onlara mı yoksa kendisine mi söylüyordu bilmiyordu.

"Eren, kendine zarar vericeksin!" tekrardan üstelemeye çalıştı Mikasa ama Eren' in sert bakışı yüzünden devam edemedi.

"Benim için endişelenmene ihtiyacım yok Mikasa. Bu turnuvayı kazanmak demek halkımızı özgür bırakmak demek. Ve yolumda duracaksanız eve geri dönseniz iyi edersiniz. Özellikle de sen Mikasa."  dedi Eren soğukça ve Mikasa' nın yüzündeki kırgın ifadeye aldırmadan odadan dışarı fırladı.

Nereye gittiğine bakmadan hışımla gri koridorlardan geçti ve merdivenlerden aşağı inip bahçeye çıktı. Mikasa ve Armin haklıydı. O gördüğü şeylere karşı en ufak bir şansı yoktu ama vazgeçemezdi. Eğer dilek dileme hakkını bir eline geçirebilirse Eldian insanlarının üzerindeki nefretle laneti yok edebilirdi, Marley' deki insanlarını kurtarabilirdi, Titanlara karşı kaybettiği herkesi geri getirebilirdi.

Annesiyle babasını geri getirebilirdi.

Bu yüzden bırakamazdı. Kaybedecek çok şey vardı. Bütün vücuduna mal olsa bile kazanmalıydı. Ne cüretle turnuvadan çekilmesini isterlerdi. Kazanabilecekleri şeyleri göremiyorlar mıydı? Arkadaşlarının bencilliği kanı beynine vurdurtuyordu.

Bahçeye indikten sonra farketmeden birkaç oda ve koridor geçmişti. Etrafına bakınca her yerde masalar ve yemeklerin olduğunu gördü. Yemek salonunda olmalıyım, diye düşündü. Bir masanın üzerinde yığınla yemek vardı ve yanında hasır şapkalı, kırmızı tişörtlü bir gencin oturduğunu gördü. Kendisine doğru  bakıyordu. Vücudunu döndürüp elini havaya kaldırdı. Kendisine doğru dönünce tişörtünün açık bölgesinden kocaman X şeklinde bir yara olduğunu gördü. Eren böyle bir yaranın nasıl alınabileceğini düşününce içi titredi.

"Yo!" Çocuk ona basitçe selam verdi ve yemeğine geri döndü. Bu Eren' in tuhafına kaçtı. Neden hiç kimsenin olmadığı bir yerde yiyorduki? Kendisini ilgilendirmezdi ama yine de merak etmişti.

Rüya TurnuvasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin