TALİH

2. Bölüm

Biraz fazla beklettim sanırım. Çok üzgünüm. Biraz çelişkili günler yaşıyorum da... neyse benim canlarım beni affeder dimi? Hadi ikinci bölüm başlıyor🥳

Ali ' nin dilinden:
O... o kadar güzeldi ki... sanki cennetten gizlice kaçırılıp buraya gelmiş gibiydi. Ona yaptığım kötülük aklıma geldikçe kendimden utanç duyuyordum. Ve üstüne üstlük onun beni affetmesi kendimi aşağılık gibi hissetmeme neden oluyordu. Gözlerine bakarken bir şey dikkatimi çekti. Makyaj mı yapmıştı o? Hayır hayır o değildi. Gözlerinin altındaki morluklardı dikkatimi çeken. O Zümrüt gözlere hiç yakışmayan mor halkalar... sanki... hayır sanki değil düpedüz ağlamıştı işte! Merakla ona baktım yanıma geldiğinde. O ise başını öne eğmişti. Hayır şakın bu size utandığı için olduğu gelmesin. Ben Dicle'yi çocukluktan tanırdım. Bu Dicle'nin farkettirmeme çabasıydı.

Dicle'nin dilinden:
Ali niye buraya gelmişti. Yoksa anneannem mi çağırmıştı onu buraya? Kesinlikle öyleydi! Ben tonton yanaklımı iyi tanırdım. Can dostum Ali' yi de... şimdi onun yüzüne nasıl bakacaktım. Ali'yle hep kırkından sonra evlenen kadınlar için dalgamızı geçerdik. Annem 46 yaşındaydı. Üf ne vardı 6 yaş daha geç olsa... Ali kesin bana gülecekti. Ama o ise ciddi bir şekilde bana bakıyordu.

Yanında yer açtı. Ben de yanına gidip oturdum. Ama başım hala gerideydi. Ali çenemden tutup yukarı kaldırdı. 'Dicle niye ağladın?'
Gözyaşlarımı güçlükle tutuyordum. Eğer bize bakan anneannem ve bana bakan Ali olmasaydı ağlardım zaten. Göz ucuyla baktığımda Ali'nin anneannemi gönderdiğini gördüm.
Gözyaşlarımı güçlükle tutarak ama dudaklarımın titremesini engelleyemeden zorlukla konuşmaya başladım. 'Ali annem evleniyor! Sence zil takıp oynamalı mıyım?'
Bana anlayışla baktı. 'Bak baban ölünce...'
Lafını sert kestim. 'Babam ölmedi!'
'Çocukluk yapma Dicle elbet sen de ben de biliyoruz. Eğer öyle olsaydı baban şimdi yanında olmaz mıydı?'
Haklıydı fazlasıyla çocukluk yapıyordum.
'Sanırım haklısın.'
'Peki cici babanla tanıştın mı?'
'Ali!'
'Tamam tamam. Duyduğuma göre bir de cici....'
yanımdaki yastıkla Ali'yi dövmeye başladım.
Ali ' Tamam tamam. Allah' ım ya bir şaka da yapamıyoruz.'
' sence şakanın sırası mı?'
Ali biraz düşündü. ' haklısın sanırım.'
Ben ise şu anda bunu düşünmüyordum. Ali' ye tekrardan döndüm.
' Ali sana bir şüphemden bahsedeceğim ama bana gülmeyeceksin anlaştık mı? Yoksa yastığı yine yersin!'
' anlaştık. Gülmek yok.'
Karşılıklı el sıkıştık.
Ali 'söyle bakalım neymiş?'
' abi ben bu adamdan ve oğlundan şüpheleniyorum. Yani...'
Ali dedektif rolüne bürünmüştü. ' bahsettiğiniz kişiler kimler?'
'Ali seni döverim bak.'
' Ama bilmediğim Kişiler hakkında yorum yapamam madam.'
Elimi havaya kaldırdım. Ali tırsmış gibi yaparak ' tamam abla. E planın ne?'
Dudağımı aşağı sarkıttım. 'Bende plan bitti. Ben de o yüzden sana danışacaktım.'