🌌 6

889 55 46
                                    

Etrafıma bakındım her yer karanlıktı. Ağaçlardan aşağıya süzülen ay ışığı ormanı aydınlatıyordu. Hassiktir ne işim var benim burda? Yerdeki bi dalı aldım ve sakin sakin yürümeye başladım. Korku filmini yaşıyorum resmen amk ya. Hışırtı gelince adımlarımı hızlandırdım ve hışırtı tekrar geldi "ananızı sikicem he hangi orospu çocuğu buraya gönderdi beni" söylene söylene yürümeye devam ettim.

Ulan burdan kurtuluyim sikicem götlerinden. Hırlama sesi gelince sopayı iyice kavradım koşmaya başladım. "Allahım sana geliyorum" hırlama dibimden gelince iyice koşmaya başladım "usain boltmu yuttun orospu çocuğu dibimde hırlıyosun!" Ağaç köklerine takılıp yeri boylamam yaklaşık 1 saniye falan oldu.

Ve arkamı döndüm kurt gördüm. Ağzından kan akıyodu bir gözü yoktu ve üstüme üstüme geliyordu. Selamı okuyandan Allah razı olsun. Kurt gökyüzüne bakıp uludu ve önümde belirdi "ş-şey yaklaşmasan" hırlamaya başladı tam ısırıcaktı patlama sesi geldi çığlık atıp yana kayıp geri geriye sürünmeye başladım. Barış beliri verdi kurda eğildi "naber lan ibine" "b-barış" kafasını kaldırıp bana baktı ağzı beş karış açıldı barış ordan kalkıp yanıma geldi tam elimi tutucaktı her yer bembeyaz oldu ve kendimi başka bi yerde buldum

Wtf!

Şimdide kocaman bir yerde etrafta smokinli abiler, amcalar var ve hoş elbiseli ablalar var. Üstüme baktım uzun bi kırmızı elbise vardı ayna gibi bir şey vardı önüne geçip kendimi süzdüm "bu ne amına koyayım" saçım açık ve bukleli kırmızı bir ruj var yanağım niye pembe lan. Yanıma benden 3-4 yaş büyük bir çocuk geldi. Sarı saçlı mavi gözlü ve barış gibi uzundu "merhaba hanımefendi nasılsınız" çocuğa -wtf- bakışı attım "teşekkür ederim siz nasılsınız" "fransanın zaferini kutluyoruz mutluyuz" çocuk samimi şekilde güldü "ne zaferi acaba" kaşları havalandı "bilmiyormusunuz din savaşından zaferle ayrıldık otuz yıldır varmış ama yirmi iki yaşında olduğum için sekiz bilmiyorum" kafamı salladım "tam olarak hangi zamandayız" "1648" ağzım beş karış açık kaldı "özür dilerim ben aleron sizin isminiz nedir bu arada" "yaprak" gülümseyince bende gülümsedim.

Şarkı çalanları gösterince yanlarına gittik "selamun aleyküm amca sizde erik dalı varmı" adam boş boş yüzüme baktı "kaşık havası ankaranın bağları" üzgünce baktım "ne biçim orkestra be" aleron elini omzuma koyunca gıcık adamlara bakıp kokteylerin oraya götürdü. Bir bardak alıp bana uzattı "teşekkür ederim" gülüp elindeki bardağı aldım "o kadar kişi varken sen neden yalnızsın" "daha nerede olduğumu bilmiyorum ki" "izin verirsen bir yeri göstermek istiyorum" elini uzatınca çekinsemde tuttum. Elide ne büyükmüş yahu elim kayboldu.

Teras gibi bir yere gelince arkamı döndürdü ve eyfel kulesi. Ananı avradına fransa ordusu manevra yapmasın çok güzel. Hayranlıkla etrafıma bakarken aleron oradaki masalara geçti bende peşinden gittim "aleron çok güzel burası" "güzeldir" kokteylimi masaya koyup elimi masaya dayadım. Ve tekrardan barışı gördüm neler oluyor lan "bana iki dakika verirmisin" "ben burdayım beklerim seni" gülüp barışın yanına gittim

Koluna dokunca hemen bana döndü "yaprak" "sırık sen ben burda ne bok yiyoruz acaba" güldü "güzel olmuşsun ama selahttin amca bozmuş seni" göz devirdim "hakan akkayamızda yorum yaptığına göre her şey tam ha?" Gülüp sarıldı kulağıma yaklaştı "dalga falan geçiyorum ama nefesim kesildi çok güzel olmuşsun" boynumu öpüp geri çekildi "yaprak sana bişey desem kızarmısın" kafamı kaldırıp ona baktım "baak sırık sırık konuşmayacaksan kızmam dökül ne var" boğazını temizledi papyonunu düzeltti "sana aşığım yaprak hemde çok aşığım"

Sen SevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin