🌌 18

526 43 10
                                    

O geceden sonraki sabah uyandığımda başım aşırı derecede ağrıyordu. Annemin güzel günlerde giyeyim diye aldığı elbise ise öyle bi hal almışki yukarı doğru kıvrılmıştı. Affet anne kızın güzel günler görmediği için bu elbiseyle bara gitti. Hafızamı yoklamaya başladığımda hatırladığım tek şey barışın beni bırakması babamın beni eve bırakıp öpüp gitmesiydi. Çığlık atarak yataktan düştüm. Yohamınakoyım babamlamı öpüştüm şimdi. Yerden kalkıp duvara kafa attım canım acıyınca bırakıp kendimi yastıkla boğmaya başladım. Ölmediğimi anlayınca bırakıp pijamalarımı giydim saçımı at kuyruğu yapıp aşağıya indim. Annem salonda tek oturuyordu. Annemle göz göze geldik "günaydın boncuğum erken kalkmışsın" "b-benmi erken kalkmışım" saat'e baktığımda 11'di. Annem koltuktan kalkıp yanıma geldi

"Annecim erken kalkmışsın işte neyin var" babamla öpüştüm daha ne olsun manyak karı diyemedim. "Hiç çişim gelmişti erken uyandım karnım guruldayıncada aşağıya indim" "sen git elini yüzünü yıka ben sana hazırlıyım" "anne normalde kafama terlik yemem lazım benim" "baban geliyo kız ondan neşeliyim bulaşma bana" -ananı sikiyim- nidası fırlatıp banyoya koştum. Yüzümü iyice yıkadım aynadaki yansımama baktım "şimdi sıçtın yaprak vallahi sıçtın ev değiştirmen lazım" iki-üç kere kendimi tokatlayıp kendime gelmeye çalıştım ama bi bok olmadı. Odaya koşup barışı aradım saniyesinde açtı

"Barış ben bi bok yedim" "ne oldu yaprak" "yenimi uyandın sen" "yo kahvaltı yapıyodum" "he dur ben ne dicektim" "seni bekliyorum" "kızma ama tamammı seni seviyorum unutma bunuda" "hadi yaprak söyle artık" "dün babamla öpüştüm ben hatırladığım kadarıyla" barış kahkaha atmaya başladı "ya barış gülme anneme ne dicem senin yüzünede bakamam" kahkahası iyice şiddetlendi "barış ayrılalım"

Telefonu nasıl kapattığımı bilmiyorum. Telefonu yatağa atıp aşağıya geri indim annem geri oturmuş eliyle mutfağı gösteriyodu kafa sallayıp mutfağa gittim. Mal mal sofrayla bakışıp isteksizce birazcık şeyler yedim çikolatalı sütümüde içip odama gittim. "Evet kendimi nasıl yok ederim şimdi barışıda bıraktım öyle malmıyım malım" dolabı açıp siyah pantolon sarı sweat giyip ayakkabılarımı elime aldım telefonuda arka cebime attım. Şifonyerin üstünde cüzdanla akbilim vardı onlarıda alıp aşağıya koştum. Ülke değiştirmem lazımdı. Ayakkabılarımı aceleyle giyerken annem geldi "nereye kız" "cehenneme" kapıyı açıp evden çıktım. Durağa gidince hangi otobüs olduğuna bakmadan bindim. Lütfen kayboluyim. Son durağa kadar gidince taksime geldiğini anladım. İçimden 'helloğ havagi' diye bağırmak istesemde bağırmadan yürümeye başladım. Dümdüz yürümeye başladım. Yürüdükten sonra hafif yokuş indim yanlışlıkla galata kulesinin ora geldim. Yakından görme fırsatım olmamıştı. Resmini çekip hiç görmemişler gibi story attım saniyesinde cevap geldi

@barisozansoy: Arkana bak

@ayvazyaprak: Sen benimle Taşuuk-u Talat'la Fitnat'mı geçiyon amk

@barisozansoy: Yaprak arkana bak yorma beni :)

Telefonu kitleyip arkamı dönünce barışı gördüm. Elleri cebinde bana bakıyodu. Mal mal duygu karmaşası yaşarken koşup ona sarıldım kafamı iyice yaslayıp ağlamaya başladım "yaprak ne oldu" ellerinin biri belime gitti diğer elide saçımı okşuyodu "özür dilerim barış" kolları iyice sarınca dahada ağlamaya başladım. Biraz öyle durunca beni kendinden ayırıp yüzlerimizi eşitledi "ağlama tamammı" elleriyle göz yaşlarımı silip elimi tuttu "bu eller hiç ayrılmıyor ve bir yere oturuyoruz anlatıyosun bana tamammı" kafa salladım. Galata kulesinde olan restoran'a geldik kenarda bi masaya oturduk. İkimizede çikolatalı süt söyledi. Sütler gelince yudumlayıp bardağı masaya bıraktım. O da sütünü bırakınca göz göze geldik "evet yaprak hanım telefonda ayrılalım diyip yüzüme kapama sebebini öğrenebilirmiyim" "bar'a gittik ya biz bişey hatırlamıyorum ama sabah azcık hatırlamaya çalıştım sadece uyumadan önce olan kısmı hatırladım" ellerimle oynamaya başladım "babam eve bıraktı beni sonra dudağımı öpüp gitti" barış tekrar güldü "baştan anlatıyım ben o olayı" kafamı salladım "sen ne kadar içtiysen gökhanın sevgilisini ben sandın benide baban sandın sonra ağladın eve bıraktım seni öpüp gitmiştim" heyecanla sütümü yudumlarken boğazımda kalıyodu zar zor düzeldim.

"Şaka mı lan bu" "keşke şaka olsaydı" "ya barış özür dilerim ben ayrılmıyalım gel barışalım" "ayrılmamıştık ki biz" yanına oturup ona sarıldım "terasa çıkalımmı" "bi rivayete göre" "aha başlıyoruz barış efendi devam et" "ora çıkanlar evleniyomuş" ayağa kalkıp barışın elini tuttum hesap için para bırakınca yukarı terasa doğru sürükledim resmen "evlenmezsek sırık vallahi aşağıya atarım seni" "atarsın sevgilim" kenardaki korkuluklara gidip ellerimi oraya koydum "çok g-barış" hemen arkamı döndüm barış yoktu. Hemen gelince elinde küçük kar küresiyle geri geldi "ya barış çok güzel bu" küreyi alınca inceledim. Kürenin içinde galata kulesi vardı. Küreyi barışa geri verdim kenara koydu arkama geçip belime sarılınca ellerimi ellerinin üstüne koydum kafasını omzuma yasladı öyle manzaraya baktık

Sen SevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin