"Es salatu ve’s-selamu aleyke ya rasulallah" alilerde pasta hazırlarken oğuzun sela okuması ellerini havaya kaldırıp sureleri mixliyodu. "Allahım inşallah tez zamanda depremler olur zelzelelere karışırz, yer gök bir olur dağlar denizlere kavuşur, inşallah çaresizlik içinde kalırız Allahım
atlar sokakları basar yürüyecek yol bulamayız çukurlara düşeriz, warlocklar evimizin içine kadar girerler istila ederler,Allahım tez zamanda amin yarabbim" elimdeki çilek yere düştü sinan ağzı açık oğuza bakıyodu. Ali krem şanti dolduracağı poşet gibi şeyi bıraktı kenardan çırpma aletini oğuza fırlattı "oğuz siktir git şurdan" oğuz dudak büzdü "ama ali börd" "oğuz siktir git dedim!" "Ne bağırıyon be" oğuz geri aliye fırlatıp içeri gitti
Tezgahta oturmuş çilekleri hem doğrayıp hemde yiyen sinana baktım. Gayet mutluydu şerefsiz. Gökhanda kremşantiyi buz dolabı poşetine koymaya çalışıyodu "ben böyle kremşantiyi yapanında bulanında ebelerine ulti atıp kanırta kanırta sikiyim" ali gökhana ters ters baktı "saygılar abi" gökhan sessizce işine geri döndü. Tezgahtan inip alinin yanına gittim "yardım lazımmı" pasta keklerini üst üst'e koyup ortadan ikiye kesmeye başladı "oğuzun yanında otur senlik bişey yok" ofladım. Ne demek yok sevgilimin doğum günü ve evde boş gezenin boş kalfası gibi geziyorum. Telefon birden çalınca yerimden sıçrayıp arka cebimden çıkarıp arayana baktım "Sarı Sırık 🐥" hemen başka bi odaya koşup aramasını yanıtladım
"Yaprak hanımla görüşüyorsunuz"
"Vay vay yaprak hanım"
"Barış bey"
"Ne yapıyormuş benim sevgilim"
"Senin sevgilin yatıyo sen ne yapıyosun"
"Dışarı çıkıcam mertle savaş çağırdı"
"Niye ki"
"Bi gün var hani"
"Ne günü neyi kutluyoruz"
"Yaprak hani özel bi gün falan"
"Haha derbi var onu diyosun"
"Gerçektenmi"
"Barış anlamıyorum seni"
"Yaprak kapatıyorum ararım seni sonra"
Kulaklarımda dıt dıt sesi yankılandı. Yüzümü buruşturup geri mutfağa koştum "beyler barış planı yuttu hızlı olun" önümde duran 2 katlı pastaya bakıp ıslık çalmaya çalıştım. Sonuç: başarısız. "Oğlum çok güzel olmuş la" ali gururla sırtını dikleştirdi "iki sığırda yardım etti küçüktitan" gökhana baktım tezgahda bağdaş kurmuş kremşanti yaptığı kaseyi sıyırıyodu kenardan kaşık alıp yanına gittim. Tam alıyodum elime vurdu kaseyi kendine çekti "kıymetlimiis" tıslayınca kaşıkla kafasına vurup kenara bıraktım "salona geçin ben bunu buz dolabına koyayım barışada yazarım bu arada gelir keseriz pastayı" kafa salladım salona geçip oğuzun yanına oturdum "oğuz içim içime sığmıyo yoksa içim dışımdan bir beden büyükmü" ben kahkaha atarken oğuz yastığı geçirdi kafama
Yarım saat geçtikten sonra kapı çaldı koşup açtım "ooo barış bey" gülümsedim ama barışta mimik oynamadı yanımdan geçip içeri girdi. Oğuz kenardan konfeti patlattı barışın üstüne "iyi ki doğdun barış!" Bağırmamla diğerleride bağırmaya başladı mutfaktan pastayı alıp içeri geri girdim "barış dilek dile öyle üfle he" gülüp kafa salladı. Pastayı bıraktım derin nefes alıp üfledi sinana kakaladım kesmesi için "diledinmi he" "diledim amazon kızı" bahçeyi kaşıyla gösterince çıktık. Vakit kaybetmeden sarıldım "doğum günün kutlu olsun sevgilim" saçımı öptü ayrılınca yüzüme eğildi ellerini yanaklarıma koydu bende ensesinde birleştirdim dudaklarımı öpmeye başladı. "Oha haram" oğuzun sesiyle geri çekildim pişkin pişkin gülüyodu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Sev
Fanfiction"Niye ben barış niye" bakıp bakıp güldü "hayır kısayım bi özelliğimde yok okadar güzel kız varken niye ben" yüzlerimizi eşitledi "gülüyosun ya diyorum ki hadi dünya kapandı gidelim"
