Sınıf başkanı Jungkook, bir sene boyunca sınıfa sahiplik yapması için seçildi. Sınıfını koruyan Jungkook, sadece birini boşvermişti. Aksine dövenlere yardım eder, kavga çıkartacak nedenler arardı.
Taehyung ise kavgalara maruz kalan kişiydi. Tahtada...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
❦
"Tae"
"Ödev yapıyorum, anne"
"Annen senin için harika bir pasta aldı"
Kafasını çalışma masasına vurup, gözlerini uyumak umuduyla kapattı.
"Göz kapakların titriyor. Numara yapma. Hadi kalk"
"Ne için bu pasta"
"Hiç, oğluşumu çikolataya boğmak istemiştim"
"Seni görmek bile yetiyor anne. Onu dolaba koysan ve biraz uyusam"
"Peki. Yarın okuldan gelince yersin. Hatta Jimin'i de çağırırsın. Birlikte yersiniz"
"Olur"
"Ben gidiyorum. Bir şey istersen seslen bana. Salondayım"
"Hı-hı"
Önündeki test kitabına kafasını yaslayıp derin bir uyku çekmeyi umuyordu. Klasik, zil çaldı. Kapının açıldığını tamamlayan sesler kapısını kilitlemek için ayaklandırmıştı, Taehyung'ı.
Kapıyı kilitleyeceğinde aşağıya indirilen kulp ile geri çekildi.
"Gerçekten annem zorladı. Sana mesaj atacaktım ama hemen kalk dedi. Bende onunla gelmek zorunda kaldım"
"Sorun değil. Test çözüyordum bende"
Jimin'i odasına sokup kapıyı kapattıktan sonra merakla çözemediği soruya baktı.
"Şey, Tae"
"Efendim"
"Kendini fazla kaptırıyorsun. Öğretmenler ve teknisyenler fazla çalışmanın yararlı olmadığını söylüyor. Bilmiyor mu-"
"Teknisyenler sınavda ağlayan bir kızı dinleyerek soru çözüyor muymuş? Sorsaydın keşke"
"Ah, cidden. Kız her sınav olduğunda ağlayarak çıkıyor sınıftan. Bende istiyorum sorulara bakıp sonradan olmayı"
"Saçmalama, lütfen"
"Bu arada annen pasta demişti. Dolapda mı"
"Evet, git ye hepsini"
"Ben geliyorum buz dolabı"
"Açın yolu! Bay kısa geliyor"
Jimin hızla arkasına dönmüş ve Taehyung'a vurmaya başlamıştı.
"Tamam! Yeter, çek o pis ellerini üzerimden"
Jimin, gülerek odadan çıkmış arkasında ise, teste sinirle bakan bur Taehyung bırakmıştı.
❦
Sınıfta şenlik koparken Taehyung ve Jimin sorulara göz atıyorlardı. Jimin, tek kaşını kaldırıp yanına oturan Yoongi'ye baktı ve gülümsedi.
"Selam, Jimin. Okul çıkışı üçümüz limonata içmeye gidelim mi? Ne dersin"
Sorarcasına Taehyung'a bakan Jimin "olur" cevabını alır almaz sevinç ile gülmeye başladı.
"Olur, Yoongi! Sen panoların önünde bekle çıktığımızda yanına gelir, birlikte gideriz"
"Peki, yanına oturabilir miyim"
"Olur!"
Taehyung'ı çantasıyla birlikte sıradan yere itip sırıtarak Yoongi'ye baktı.
"Gelmeyeceğim, ben. Sınava çalışmam lazım"
"İyi biz tek gideriz, değil mi Jimin? Birde benim sırama oturabilirsin"
Çenesiyle gösterdiği sıraya ilerledi Tae. Zil çaldığında kimsenin yanına oturmadığını fark ettiğinde gülümsedi.
"Kayar mısın"
"Ne"
"Kay, oturucam ya hani"
"Otur o zaman. Duvar kenarındayım zaten. Nasıl kayabilirim? Duvarın içinden mi geçeyim"
"Başkanın olarak benimle düzgün konuşmanı emrediyorum"
"Emretmek mi? Rica etseydin keşke"
"Başta "mısın" demiştim. Kaymayan sensin. Git başka sıra bul kendine Namjoon gelicek"
"Ama Yoongi'nin sırası deği-"
"Değil artık. Siktir git"
Taehyung sessizliğini ve terbiyesini koruyarak boş bulduğu başka bir sıraya koydu, çantasını. Elleri ile oynarken yanına gelen gölgeyi fark etti. Sınıfın şişkosu, Taehyung'a vurmak için yumruğunu havaya kaldırmış ve hızlıca ileri itmişti.
