31.12.2006

30 2 0
                                    

-Yeni yılın kutlu olsun gitarcı çocuk.Sana yeni bir gitarın olacak demiştim.Nasıl,beğendin mi?
-Evet,harikaymış.Ama bana bir gitar almana gerek yoktu.
-Lütfen yine başlama Rüzgar.Yılbaşında kavga etmek istemeyiz.
-Kusura bakma ama ben bu gitarı kullanamam.Biliyorsun kendi gitarımın ne kadar değerli olduğunu.Onu bir kenara atıp yenisini kullanamam.Lütfen kusura bakma olur mu?
-Sana inanmıyorum ya.Ben seni mutlu etmek için gitar alıyorum,sen hoş görmeyip geri çeviriyorsun.Peki ben n'apacağım bu gitarı şimdi?
-Benim mutlu olmam için bana yeni bir gitar alma Maya.Yenisine ihtiyacım yok.Ayrıca teklifini kabul etmek isterdim fakat gitarın evde boşuna yer kaplamasını istemiyorum.
-Öyle olsun Rüzgar.
-Trip atmaya başlama yine,hiç hoşlanmam bundan bilirsin.
-Görüşürüz.
-Nereye ya?(!)
-Gitarı pencereden aşağı salmaya!
-Maya saçmalama!Bunun yerine o gitarı sen kullan.Hem birlikte çalarız.Olmaz mı?
-Teklifin kabul edilmedi Rüzgar bey.
Hızlıca aşağıya indi Rüzgar.Maya'nın her gün tekrar tekrar yaşanan sıkıcı davranışlarından oldukça bıkmıştı.Ondan vazgeçebilirdi.Ama yapmadı.Uzun sarı saçlarına,yemyeşil gözlerine,yumuşacık sesine kıyamadı.Onu üzemezdi.Çünkü tek mutlu olabildiği kişi oydu Rüzgar'ın.Birkaç çatlak yüzünden Tüm binayı baştan sona yıkamazdı.Evden çıktığında pencereye doğru çevirdi gözlerini.Oradaydı.Yemyeşil gözlerinin içinde toplanan yaşların bir anda yanağına damladığını gördü.Maya çok hassas bir kızdı.Rüzgar onu üzmeye kıyamazdı.Her ne kadar içinde bir aslan yatsa da,Maya bu aslanı hiç göremezdi.Rüzgar son bir kez Maya'ya bakıp bahçeden çıktı.Hızla ilerledi.Maya'nın onu göremeyeceği bir yerde duraksadı.Derin bir nefes alıp;
-Benim yeni bir gitara ihtiyacım olmayabilir ama sana çok ihtiyacım var.
Maya'nın yanına geri döndü.Kapıyı kapatmamıştı çünkü geri döneceğini biliyordu.Yukarı çıktı ve balkonun bulunduğu odaya yöneldi.Kapıdan gözlerine baktı."Acaba hala dolu mu gözleri?" diye merak ediyordu çünkü.Gözyaşlarını silmişti.Rüzgar Maya'nın güzelliği ile âdeta büyülenirken,Maya oturduğu sandalyeden kapıda doğru yöneldi.Yanağına bir öpücük konduracakken balkonun açık kapısından gözüken gökyüzündeki havai fişekler dikkatlerini çekti.
-Yeni yılın kutlu olsun sevgilim.
-Bir insan nasıl bu kadar güzel olabilir?
-Rüzgar diyorum,yeni yılın kutlu olsun.
-Bende seni.
-Ya Rüzgar!
-Dalga geçiyorum.
-Biliyorum.
-Kızma o zaman.
-Yapma o zaman.
-Peki "Arı Maya'm".
-Rüzgar bana bunu demekten ne zaman vazgeçeceksin?Bıktım artık Arı Maya'dan.
-Nasıl bıkabiliyorsun kendinden anlamıyorum.Ben sana bakmaya doyamazken.
-Ben terastayım gelirsin sende.
Maya odanın hemen karşısındaki merdivenlerden bir kat çıktı ve Rüzgar'ın odasının kapısını açtı.İçerisi darmadağınıktı.Rüzgar derli toplu olamazdı hiçbir zaman.Ara sıra haftasonları Maya toplardı Rüzgar'ın odasını.Ama Rüzgar yine dağıtırdı.Rüzgar'ın hayat felsefesi "Dağınıklık hiçbir şeyi bozmazken neden onları toplayayım ki?" idi sanırım.Kendi şarkısı olsaydı adını Dağınık Adam koyardı.Yerdeki kıyafet yığınının üzerinden atladı Maya.Sonra da terasa girdi.Birkaç gün önce Maya'nın hazırladığı sıcak köşe hala yerindeydi.Bir yüksek tahta üzerinde salondaki koltukların minderleri diziliydi ve onların üzerine de bir battaniye sermişti.Yastık felan koymamıştı.Rüzgar'ın omzuna kafasını yaslayarak uyuyabilmesi için bahaneye ihtiyacı vardı çünkü.Gökyüzündeki yıldızlara dalmış otururken birden gözüne hafif bir ışık vurdu Maya'nın.İçeri doğru baktığında Rüzgar'ı gördü.Elinde pastayla yakalanan Rüzgar,hiç bozmadan Maya'ya ilerlemeye devam etti.Ve terasa ilk adımını atınca duraksadı.Maya'nın en sevdiği şarkıyı söylemeye başladı.Tabii Maya asla kendini tutamadı.Hüngür hüngür ağlıyordu.Rüzgar normalde buna çok gülerdi çünkü Maya hüngür hüngür ağlarken çok şirin gözüküyordu.Ancak şarkıyı söylemeye devam etti.Pastayı mermerin üzerine bıraktı.Hüngür hüngür ağlamaya devam eden Maya'nın elinden tuttu ve gökyüzüne doğru çevirdi bedenini.
-Daha ne kadar benimlesin?
-Sonsuzluğa yemin etmedik mi biz Rüzgar?
-Ettik.Sadece emin olmak istedim.
-Öyleyse emin ol çünkü hiçbir şeyin sonu olmaz bizim dünyamızda,unutma.
-Evet.Ama ben mermerin üzerindeki pastayı aşağı atarsam-
-Senle benim dünyamda pasta olmasın o zaman.Gereği yok,önemsiz.
-Ne yiyeceğiz şimdi?
-Pastayı aşağı atıp kendimize meyve tabağı hazırlayalım.Üzerine mumlar koyup her şeyi baştan alırız.
Rüzgar pastayı aşağı itti.Maya çoktan mutfağa inmişti bile.Rüzgar da yanına indi.Mutfağın kapısından;
-Kolay gelsin o zaman sana.
-Ne yani,yardım etmeyecek misin?
-Hayır,salondayım.Bir şeye ihtiyacın olursa seslenirsin.
Maya sinirlenmişti hafiften ama boşverdi.Kızmayı gerektirecek bir şey yoktu.Rüzgar salona geçip televizyonu açtı.Kapatmadan önce televizyonun sesini kısmayı unutmuşlardı.Bu yüzden televizyon açılınca Rüzgar yerinden fırladı.
-Hay ben böyle televizyonun...Arkadaşım bir uyarı versen keşke açılmadan önce de yüreğim ağzıma gelmese.
Maya seslendi;
-Televizyonu azarlamayı bırak artık Rüzgarcığım.Hiçbir zaman dediğini yapmayacak.
-Biliyorum ama olsun.Belki akıllanır da uyarı yapar bundan sonra.Ben yine de şansımı deneyeyim.
-Bir tek kavunu kesmek kaldı ona göre.Dalma başka işlere bitiyor şimdi meyve tabağı.
-Ya daha televizyonu yeni açtık bu ne ya?(!)
-Sürekli hazırladığım için elim alıştı.Artık daha hızlı yapıyorum.
Maya kavuna bayılırdı.Kavun aşığı bir kızdı.Bu yüzden evde kavun olmazsa olmazlardandı.Rüzgar her üç günde bir kavun alıyordu eve.
-Yeni yıla seninle girdiğim için şanslıyım.
-Ben de.
• • •

Ekim RüzgârlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin