Jongin hafifçe yerinde kıpırdandı ve iki kolunuda sonuna kadar açarak yatağa vurdu. Ama bir sorun vardı, iki tarafında da koluna hiçbir insansı şey gelmiyordu. Sadece yumuşacık yataklarının çarşafı değiyordu. Tek gözünü açıp iki tarafına da baktı, anlaşılan Chanyeol de Sehun da kalkmıştı. O da hafifçe homurdandı ve tam kalkacaktı ki kapıda ki Sehun'u gördü.
Sehun sonunda yaklanmasıyla gülerek odaya girdi ve Jongin'e sarılarak üstüne uzandı. Bebeğinin sabahki şirin hallerine bayılıyordu. Hafiçe eğilip Jongin'in dudaklarına bir öpücük kondurdu.
"Günaydın bebeğim"
"Günaydın Sehunie, saat kaç ve Chanyeollie nerede?"
Bu sefer Sehun sırtını yatağa yaslayıp. Jongin'i üstüne çekti ve kolunu uzatıp Chanyeol'ün telefonundan saate baktı. Bu sırada yüzünde sıcacık bir gülümseme oluşmuştu. Zaten ne zaman Chanyeol'ün telefonuna baksa bu gülümseme dudaklarında yer bulurdu çünkü Chanyeol'ün telefonunu açtığı anda üçünün fotoğrafı çıkıyordu karşısına.Geçen yılbaşıydı, Jongin beyaz sakal takıyordu Sehun da ise noel baba şapkası vardı. İkisi kameraya kahkalarla gülerken, Chanyeolde onlara sanki dünyadaki en güzel şeylermiş gibi bakarken yakalanmışlardı. Sehun derin bir iç çekti, bu anı ölümsüzleştirdiği için Chen'e bir kez daha teşekkür etmeliydi.
Düşüncelerinden sıyrılıp hala cevap bekleyen bebeğine "Saat neredeyse 12'ye geliyor bebeğim" dedi " çok fazla uyudun"
"Ama Sehun" Jongin mızmızlanmaya hazır bir tonda konuştu" dün gece çok yoruldum"
Jongin'in bu lafıyla Sehun'un yüzü ilgili bir hale büründü "Canın çok acıyor mu?"
Jongin hafiçe kıpırdandı.
"Birazcık"
"Tamam bebeğim şimdi Chanyeol'ün yanına inelim güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra da ilaç içersin olur mu?" Jongin kafa salladı ve ikisi de aşağı indiler. Zaten Jongin biraz daha kahvaltı yapmazsa midesindeki garip sesleri komşuları bile duyacaktı. O yüzden koşarak merdivenlerden indi ve ocakta bir şeylerle uğraşan Chanyeol'e arkasından sarıldı.
Chanyeol belinde hissettiği kollarla bebeğine doğru döndü ve alnına minik bir öpücük kondurdu " Günaydın Nini"
"Günaydın Chanyeolie, hemen kahvaltı yapabilir miyiz? Biraz daha bir şey yemezsem sizi yiyeceğim çünkü"
Diğer ikisi küçüğün bu tavrına gülerken sonunda masaya oturdular. Jongin dudaklarını iştahla yaladı. Önünde mükemmel bir masa duruyordu, daha fazla bekleyemeden yemeklere atıldı. Bu sırada Chanyeol de Sehun'un tabağına bir şeyler dolduruyordu, aynı zamanda homurdanmayı da unutmuyordu tabii...
"Doğru düzgün hiçbir şey yemiyorsun bu aralar. Derse geç kaldım okulda yerim diyerek kahvaltıyı geçiştiriyorsun, daha sonra Jongin'e soruyorum bir şey yedi mi diye orda da yemiyormuşsun." hızlı konuştuğu için kesilen nefesini düzene soktu ve devam etti " akşam yemeği desen biz iki tabakla yetinmezken sen bir tabağı zor bitiriyorsun. Bebeğim zayıfladığının farkında değil misin?"
Tamaaam, Sehun zaten bu konunun bir gün açılacağını biliyordu ama bu kadar uzun bir nutuk dinleyeceğini düşünmemişti. " Evet Sehunie" diyerek Jongin de lafa katıldı " hep okulda yerim diyerek çıkıyorsun evden ama okulda sana ısrar etmeme rağmen yemiyorsun."
" Tamam ben yeme düzenime dikkat edeceğim ama bir şartım var" Sehun Chanyeol'e döndü " Sen de sigarayı azaltacaksın Chanyeolie. Birazcık hızlı konuşunca bile nefesinin kesildiğini fark etmediğimi mi sanıyorsun?" Jongin bu seferde Sehun'a arka çıktı. İkisi de ona döndüğünde sıranın kendisinde olduğunu anladı ve hemen Nini moduna bürünüp lafa atladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMOR (SEKAIYEOL)
FanfictionUyarı:Threesome ve eşcinsellik içerir. Birbirlerini seviyorlardı, çok fazla...