0.0

29 12 2
                                    

' Keşke bir kağıt parçası olsam1 ' der insan aslında farkında olmadan' Kullanılıp atılmasam.' Bir yazarın, şairin karalama defteri. Bir müzisyenin nota defteri. Bir ressamın da eskiz defteri...Çünkü onlar eskiye dönüp baktıklarında mutlu olurlar. Eski çalışmaları kıymetlidir.

' İnsan ağladığı anıları gülerek, ağlayarak hatırlıyoruz. ' ne kadar üzücü aslında. Farkında değiliz bile.

Tüm insanlar olarak birer peçeteyiz. Dünyamız su, biz peçeteler siliyoruz, tüketiyoruz, yıpratıyoruz.

Kendimizi, hayatımıza, ailemizi, dünyamızı... ve en sevdiğimizi.

ben bugün bunu net anladım, öğrendim. Beyoğlu kıskanç değildi aslında. Elindeki tek suyu, onu hayata kişiyi, dünyasının silinmesini istemiyordu.

Kim isterdik sevdiği sevdiği kadının zarar göremesin. Beyoğlu'da istemiyordu. Canının ondan koparılmasını... düşünemiyordu bile. Küçük yaşta beri yetim idi Beyoğlu. Annesini net olarak hatırlamıyor, babasına dair bir fikri bile yoktu. Bunu boş kalpte yer edinmiş olan Vera yani ben. Onun son dalı idim.

Yani ben... o dal yani gidiyordum.

Okulun ortasında ben hızla yürüyordum o ise bağırıyordu.Yeri inletecek türden bağırışları ile polis gelecekti neredeyse ve bir kez daha bunun olmasını istemiyordum.

...

" VERA'M... SEVMEK SUÇ DEĞİL... sen tek... TEK TUTSAĞIMSIN! "

" SEVMEK SUÇ DEĞİL VERA! ANLA ŞUNU! " delirdim. De-lir-dim. Saçlarımı çekiştirmeye başladım sanki saçlarımı koparırsam benim Vera'm yanıma gelip bana kızar.. yanımda olurdu.

O ise sadece ağlıyordu. Koyu kızılımsı bakır rengi saçları, bembeyaz porselen yüzü gördükçe... gördükçe içim gidiyordu... şimdi ise ağlıyordu... dahada canım yanıyordu.

" Abi sakin ol... "

" Siktir git Ahmet... Sakin olucak bir durum yok... "

" Mera hadi sakin ol- "

" ONUN İSMİNİ AĞZINA ALMA PEZEVENK!! "

...

Sorun bu idi. Kıskançlık. Eren... Kıskançtı hemde baya. Kaç kere karakolluk olduk... kaç kere atılmaktan kıl payı kurtuldu... kaç kere atıldı...

Eren kıskançtı... eren deli idi resmen. Bana deli idi. Psikopat ve kıskanç olması yetmezmiş gibi manyaktı. Son tutanak şeyini unutun. Çünkü son tuttanığı olsaydım ama bu kadar çektirmezdi.

Tabi bu bizim birlikte olmamız için büyük bir sorundu. Hemde büyük. Ve benim ondan uzaklaşmam gerekti... hiç istemesem de... hemde hiç...

" VERA! "

" be... yoğ... lu g.. it! "

" Vera'm lütfen... Vera... " diyerek önüme çöktü. Göz yaşlarım baraj şeklinde akmaya başladı. Hiç bir yeri göremiyorum. Arkamı dönüp koşmaya başladım. Takılarak, düşmekten kıl payı kurtularak... koştum var gücümle koştum. Sonra bir ara sokağa girdim. Yere çöktüm. Kendimi kasmayarak ağlamaya başladım. Bağırıyor... saçlarımı çekiyordum...

...

İki adım geriledikten sonra var gücüyle konuşmaya başladı. Peşinden gittim. Yığılıp kalırsa ben ne yapardım. O ne kadar benden uzak olmak isterse istesin ben hep onunla olacağım. Bir ara sokağa girdi.

" Tanrım... niye güzel çiçeklere acı çektiriyorsun sadece... niye... " dediğini duydum. Acaba ben gerçekten ona sevgiden çok zarar mı veriyorum...

----

Thank you lovelysssss

Vera ve Beyoğlu hikayesindeki ilk günüzü alalım->

Mutlu günler dilerim

120619

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 27, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Beyoğlu'nun Canını AlmışlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin