1:''BAŞLANGIÇ''

172 12 0
                                    

                                                                           BAŞLANGIÇ

Yine yatakdan uyanmış aynaya boş boş bakıyordum. Günümün yarısı böyle geçiyordu hep. Ailemi kaybettikden sonra okuma çabalarımla komiser olmak...

Zordu okumak... Hele ki okuduktan sonra komiser olmak. Şuan başkomser olabilirdim. Ama bir kızdım. İlk zamanlar sözüm pek geçmesede şuan herkes sözümdeydi. Dışarıdan desbot bir yapım olsada öyle değildim. Hemde hiç...

İlk zamanlar çok zorluk geçirmiştim. Psikiyatrilerde geze geze, ilaç ala ala kafayı bulmuştum diyebilirim. Birkeresinde bileklerimi bile kesmiştim. 2 ay boyunca okula bilekliklerle gitmiş saklamıştım. Öğretmenlerim, benim bu psikolojiyle komiser olamayacağıma inanmışlardı. Ama ben zoru başarmıştım.! Hep böyle olacaktı. Ben Eliz DEMİR'dim. Herşeyin Üstesinden gelebilirdim...

Aynanın önünde kendime baktığımda bakımsız bir havam olduğunu gördüm. Kahverengi saçlarım kırılmıştı. Gözlerim kıpkırmızıydı ve dışarıdan hapishane kaçkınına benziyordum! Koşarak banyoya girip duş aldım. Üzerime siyah bir bluz, siyah dar paça bir pantolon, siyah deri ceket giydikten sonra kahverengi saçlarımı açık bıraktım. Çok farklı olan kişiliğim, buraya ilk geldiğimde de eleştirilmiş, dalga konusu olmuştu. İlk günler ağlamış olabilirdim ama şimdi böyle değildi. Evden  koşarcasına çıktıktan sonra direk motoruma atladım. Evet! Komiser olabilirdim! Bu motorumun olmasına engel değildi. Ben motor sürerken kendimi özgür hissederdim. Saçlarım rüzgara karşı kendini geriye attığında omuzlarım düştü. Gözlerimi kapatmak istesemde yapmadım. Özgür olmak mükemmeldi. Hssetmek daha da mükemmeldi! Kısa sürede Eminiyet Müdürlüğüne gelmiştim zaten. Motordan indiğimde, diğer polis arkadaşlar şaşkınlıkla bana baktıklarında bağırdım. 

''Herkes işine!''

İçeriye girdikten sonra, günaydınlar havada uçuştu herkese cevap verdikten sonra bizim grubun oraya geldim.

''Serkan, davayı çözümleyebildik mi?''

Serkan bakışlarını çayından aldıktan sonra gülümsedi.

''Şuan adli tıp raporlarını bekliyoruz Eliz Hanım''

Gözlerimi devirdikten sonra Serkan'a sert bir bakış attım.

''Eliz Hanım değil, Eliz!''

Arel bakışlarını bana döndürdükten sonra güldü.

''Komiser olabilirsiniz ama 1 saat sonradan gelmeniz, terbiyesizlik''

Saralı'ya -biz ona saralı diyorduk-  elimi salladım.

'Saralı bana bir kahve''

''Geliyooooor!''

Saralı'nın neşeli sesini duyduktan sonra sandalyeye oturdum. Arel'e bakışlarımı çevirdikten sonra masaya kollarımı dayadım.

''Polis olabilrsin, ama bir komiserle böyle konuşmak terbiyesizlik!''

Arel gözlerini elindeki bardağa çevirdikten sonra Manolya çağırdı.

''Komiserim, biri arıyor''

Sandalyeden kalkıp telefonu elime aldım.

''Alo, başkomiser Eliz Demir?''

''Adli tıpdan İpek''

Başımı sanki o görürmiş gibi salladım.

''Evet İpek sonuçlar ne?''

Arkadan bir öksürük sesi yükseldiğin İpek sesini biraz daha yükselti.

''Tecavüz edilmemiş. Tırnak içlerindeki deriler, boğuşma yüzünden...''

Mutlu olmuştum. Selma Abla bunun acısına dayanamazdı.

''Tamam İpek, başka birşey olursa özel olarak arayabilirsin.''

Cevabını beklemeden telefonu kapattım. Tekrardan masaya dödüğümde Saralı kahveyi getirdi.

''En güzel komisere en güzel kahve''

Kafasına bir tane geçirdikten sonra gülüşme sesleri yükseldi. Saralıda gülüp gözden kayboldu.  Kahvemden bir yudum aldığımda, Sertap gülümsedi.

''Sen motorla mı geldin ?''

Cevap vermden kafamı salladım.

''Motorlu bir komiser ne güzel!''

Arel'den çıktığına yüzdeyüz emin olduğum sözcüğe güldüm.

''Çok geveze bir polis ne güzel!''

''Başkomiser Eliz!''''

Arkadan yükselen sesle kahveyi hızla indirdim.

''Buyrun?''

Polis gülümseyerek alnını kaşıdı.

''Sorgu, sorguyu unuttunuz heralde?''

Kahveyi elime aldıktan sonra sorgu odasına doğru yürüdüm.

''Sorguya kahveyle mi gireceksin?''

Serkan'ın alay dolu sesini duyunca arkamı dönüp Serkan'a baktım.

''Belki de çok sinirlenip yalnışlıkla (!) Kahveyi üzerine dökerim''

Serkan bir kahkaha attı.

''Eminim kesinlikle yalnışlıkla olur''

Serkan, çok şakacı ve herşeyi alaya alan biriydi. Bazen onun torpille polis olduğunu düşünürdüm. Ama sadece bize böyleymiş...

Manolya, çok tatlı ve mükemmelikci bir kız. Sertap ise despot.

Arel... O buraya gelidğinden beri onu çözememiştim. Olaylara daha derin birşekilde bakıyordu. Kimsenin aklına getirmediği şeyi o söylüyor, ve genellikle doğru çıkıyordu.

Ama biz onla hep zıttık. Beni sinir etmekten başka, beni deli ediyordu. Ne yaparsam yapayım bana iyi davranmayınca bende sallamıştım. Sorgu odasının önüne gelince, kahveyi masaya bıraktım.

''Oooo kimler gelmiş''

Kafamı kaldırdığımda, Selma Abla'nın eşini gördüm. Ama o... Kızını mı öldürmüştü!

.....................................................

............................................

...................................

Daha yeni bir hikaye. Hatalarım olabilir. Yanımda olan tüm herkese teşekkürler. Bu bölüm kısa , çünkü hemen bağlamak istemiyorum. 

SAĞLICAKLA KALIN...

KALBİMDEKİ FISILTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin