0.1 // Ship Wars

394 11 13
                                    

*Bölüm konusu : Shiplerimiz insan olsaydı neler olurdup? Cinsiyet olarak aralarında akrabalık olmayanlar kadın, olanlar erkek.*

Kapı çalındığında herkes konuşmayı kesip bu sefer kimin gelmiş olabileceğini düşündü. Crowstiel içkisini içmeye devam ederken "Bir fanartına bahse girerim ki Megstiel'dir." dedi. Calthazar başını iki yana sallayıp saate baktı ve "Hanstiel olmalı." dedi. Ama Delisa kapıyı açınca Crowstiel'in haklı olduğunu gördüler. Megstiel kabanını çıkartırken gülümsedi ve arkadaşlarına el salladı.

Herkes onu selamlarken Megstiel hemen bir içki kaptı ve "Çok geç kalmadım değil mi?" dedi. Casifer köşeden "Hayır. Hiçbir şey kaçırmadın. Hepimiz acılarımızla baş başayız." dedi. Megstiel dudaklarını büzüp başını eğdi ve "Evet. Benim shipimin bir üyesi öldü." dedi. Crowstiel'in de yüzü düşmüştü. Casifer sinirle ve çaresizce "Benim salağım öbür salağımı öldürdü! İki kere!" diye bağırdı. Calthazar onu susturmaya çalışarak "Benim salağım da öbür salağımı öldürdü. Ama ben bağırarak söylemiyorum bunu!" dedi.

Sessizlik olmuştu. Midam, Samifer'a dönüp "Hey. Sence ne zaman gelecek?" dedi. Samifer ona dönüp omzunu silkti ve "Şimdiye gelmeliydi. Asla kendi partisini kaçırmaz ki." dedi.

Megstiel elbisesinin göğsünü düzeltip Crowstiel'i dürttü ve "Hey. Duyduklarım doğru mu? O... o gerçekten de..?" derken Crowstiel onu susturdu. Böyle bir yerde bunu konuşamazlardı. Ama Deamara öyle düşünmüyor olmalı ki sesli bir şekilde gülerek onun ne kadar zayıfladığını, artık kurtarılmayacak halde olduğunu ve yerini başkasına devredeceğini düşünüyordu.

Çoğu ship de bunu düşünüyordu aslında. Ama Deamara kadar cesur değildiler. Herkes son sezonların onu  ne kadar yorduğunu ve yıprattığını biliyorlardı. Niye de saygılarından ve biraz da korkularından tek kelime edemiyorlardı.

Delisa umutla "Sizce... sizce gerçekten yerini devredecek mi? Yani... pek onluk değil ama..." derken Saillen onu susturdu. "Saçmalama. Hem devredecek olsa bile kime olacağını biliyoruz." Delisa'nın yüzü düşmüştü. Hanstiel onlara katılıp "Hey. Siz de öyle düşünüyorsunuz değil mi? Ama aklıma takılan bir şey var. Ona bırakacağı çok bariz olsa da acaba bırakacağı ship koltuğunu adı anılmaması gereken'e karşı koruyabilir mi? Bence o, o kadar güçlü değil." dedi.

Jocas gözlerini devirip "Fikrini soran olmadı kahküllü." dedi ve sarı saçlarıyla oynamaya devam edip "Hemen gelse de bu saçmalık bitse." dedi. Deanjo gözlerini devirip "Evet. Bazılarıyla aynı havayı solumaya katlanamıyorum." dedi ve açık açık Megstiel'e baktı.

Megstiel dudaklarını büzüp "Ne oldu pisicik?" dedi. Deanjo sinirle onun üzerine yürüyerek "Eğer senin çiftin o bodrum katında o kadar çok flörtleşmeseydi Castiel Jo'yu kurtarabilirdi!" dedi. Megstiel alayla "Hah. Anlayamadıysan söyleyeyim pisicik. Dean. Jo'yu. Kardeşi. Olarak. Görüyor." dedi.

Onlar tam kavgaya tutuşacakken Drowley bağırdı. "Sessizlik! Geliyorlar!" Herkes sus pus olmuştu. Herkes merdivenlerin başına bakıyordu. Ve biraz bekleyişin ardından onu görmüşlerdi. Anlatılan en güzel aşk hikayesini... Destiel'i...

Hala güçlü ve güzel gözüküyordu. Siyah saçlarını örmüştü. Yeşil gözleri salonu tarıyordu. İçinde Castiel veya Dean olan shiplere denk gelince nispet yaparcasına gülümsüyor ve selam veriyordu başıyla.

Herkes hala hayranlıkla ona baksa da ayakta durabilmesi için ona yardım eden Sabriel görüyordu. Sevgilisi çökmüştü. Beşinci sezondaki halinden eser yoktu. Nerede o "Asla değişmeler", "Belki meleklerin nefes almaya ihtiyaçları yokturlar", nerede o küçük flörtler, bakışmalar? Hepsi yerini sinirli bir Dean'e ve hata üstüne hata yapan Castiel'e bırakmıştı. O ikisinin ilişkileri büyük bir çöküşteydi ve bu da Destiel'i zayıflatıyordu. Yine de on yıllık en çok paylaşılan ship olmanın getirdiği özgüvenle hala Destiel'in canon olacağına inanıyordu.

Little StoriesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin