0.4 // Too Good For You

117 7 3
                                    

*Bölüm konusu : Bendeniz yazarınız üç saatliğine Castiel oluyor. Neler yaparmışım oynat bakalım.*

Kolumdaki ibre geri saymaya devam ediyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Tüm zamanların en yakışıklı meleğinin bedenindeydim. Acaba melek güçlerim de var mıydı? Gözlerimi kapatıp Harflerin Adamları'nın sığmağında olmayı istedim. Gözlerimi açtığımda oradaydım. Saat geçti. Işıklar kapalıydı. Gerçekten de Castiel'in bedeninin içine girmiştim.İstediğimi yapabilirdim. Bu harikaydı!

Mutfağa girdiğimde Sam'in masada oturup elleriyle yüzünü kapattığını gördüm. Ona dikkat etmeden buzdolabına ilerledim. Sam beni fark edip "Hey. Gelmişsin." dedi. Onun bu yorgun sesi beni umursamazlığımdan hemen alıp "Evet geldim. Dean uyuyor mu?" dedim. Sam başını salladı.

Ben yaşım tutmadığı için kendi bedenimde içemediğim birayı Castiel'in bedeniyle içerken mutfağa bir de Dean girdi. Üzerinde hot dog desenli pijaması, siyah tişörtü ve sabahlığıyla somurtuyordu. Yanımdan geçip bana bakmadan altı biraları aldı ve tam çıkmak üzereyken ne yapmam gerektiğini buldum.

"Hey Dean." dedim. "Biraz konuşalım mı?" Sam şaşkınlıkla bana ve Dean'e baktı. Eh tabi, biz genelde sorunlarımızdan konuşup çözüm yolu aramazdık. Dean elindekini bırakıp bana baktı ve "Ne hakkında?" dedi. Yarılanmış biramı masaya bırakıp "Nasıl hissettiriyor?" dedim.

Dean anlamayarak bana bakınca "Zamanında aileden gördüğün birinin katili olmak nasıl hissettiriyor?" dedim sertçe. Yapacağım şey buydu. Dean, benim minik Castiel'ime tüm nefretini nasıl kustuysa ben de kusacaktım.

Dean yutkunup dikleşti ve "Saçmalamayı bırak." diyerek gitmeye yeltendi. Onu durdurup "Saçmalamak mı? Dean Winchester, ben saçmalamıyorum. Oğlum Jack'i öldüren Tanrı olabilir ama onu öldürmeye gelen, içindeki masum çocuğu öldüren ve onu korumak için hiçbir şey yapmayan da sensin." dedim. "Mary'nin ölümünün onu suçu olmadığını biliyorsun. Ama neticede o çocuğu suçlamak daha kolay değil mi?"

Sam ayağa kalkıp "Cas..." diyince onu susturdum ve "Hayır benim anlamadığım; ben gittim herif için ailemden vazgeçtim, iki defa başmelekler tarafından öldürüldüm, sırf onun o mutlu aile saadeti bozulmasın diye ondan almak istediğim yardımı Crowley'den aldım, savaşmaya tövbe etmişken onun için gittim en eski canavarı öldürdüm, sırf onun tarafında olmayayım diye hafızam silindi, beynim yıkandı, özüm çalındı, insan oldum, ki beni evden kovdun, senin için savaştaki ordumdan vazgeçtim, senin için Karanlık'ı dışarı saldım, sana zarar gelmesin diye Lucifer'a evet dedim, öldüm, korumaya söz verdiğim çocuğun doğumunu kaçırdım, başka boyutlarda savaştım, dövüldüm, işkence edildi bana, oğlumu kaybettim ve bir cenaze bile düzenleyemedim. Hepsi ne için? Dean Lanet Olası Winchester!" diye bağırdım.

Dean burnundan soluyarak bana baktı ve "Kimse senden bunları istemedi!" dedi. Ona ilerleyerek "Evet kimse benden bunları istemedi ama sana aşık olduğum için ne yaparsan yap, ne dersen de yine sana geleceğim. Çünkü öğrendiğim kadarıyla aşk yüzsüzlük ve gurursuzluk. Ve ben sana on bir yıldır aşığım!" dedim. "Ve sen de göremeyecek kadar kör. Aslında var ya, senin için fazla iyiyim."

Sam şaşkınlıkla bizi izliyordu. Evet, ilanı aşkı ben de beklemiyordum sonunda ama ne yapabilirim ki? Destiel sonsuza kadar. Dean'in yüzündeki şaşkın ifade gitmiş, yerine Noel'de istediği oyuncağı aldığına inanamayan bir çocuğun ifadesi gelmişti.

Gözlerimdeki yaşlarla "Bir kere özür dilesen yeter. Bir kere. Lütfen. Seni affetmek istiyorum Dean." dedim. Dean korkarak elini kaldırdı ve yanağımı tuttu. Gözlerimi kapatıp sıcak dokunuşa eğildim. Dean titreyerek alnımı öptü. "Özür dilerim. Ama dediğin gibi Castiel. Benim için fazla iyisin."

Little StoriesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin