1.Bölüm(Bar kavgası)

1.5K 101 8
                                    

Aynanın karşısına geçmiş üzerimdeki deri süper mini elbiseme baktım.İç geçirip aşağıya çekmeye çalıştım.Ama o kadar sarmıştı ki vücudumu 1 santim bile uzamıyordu.

Derin bir of çekip yüzüme baktım.Siyah deri elbisemin önündeki fermuar detayı yüzünden göğüs dekoltem vardı.

Aşağıdan gelen korna sesiyle zamanın geldiğini anladım. Kırmızı platformlu ayakkabılarımı elime alıp giydim.

Merdivenlerden inerken düşmemek için tutunuyordum.Hadi ama sizinde ayağınızda 10 cmlik topuklu olsa sizde yürüyemezdiniz.Mutfağa gidip annemin yanağına öpücük kondurdum.Son umut yüzüne bakıp belki vazgeçer diye kedi bakışlarımı kullandım. Annem ise eliyle kış kış yapıp beni evden uzaklaştırdı(!).

Kapıda bekleyen taksi yi görünce oraya ilerleyip kapıyı açtım.İçeride oturan sürtük kuzenime içten bir şekilde gülümseyip koltuğa yayıldım.

10 dakika sonra Kırmızı yazan bir bara gelmiştik.Yollar bu kesimde ıssızlaşıyordu.Hatta az kalsa şöför yarı yolda bırakacaktı bizi.

İlk başta tepkisine şaşırsamda İdil alışmış gibi görünüyordu.Şöföre parayı uzatıp arabadan indik.Arabadan iner inmez kapıyı kapatamadan araba aniden yola fırladı.

İlk baştan anlamasam da şimdi iyi anlıyordum.Burası dehşet vericiydi.

Yoldan geçenler bizi soyacakmış gibi bakanlarla doluydu.İdil'e bakınca bakışlarındaki sıkıntıyı farkettim.Aynısı bende de vardı.Sanki bu gece buradan sağ çıkarsam şanslı olacaktım.

İdil sonra kendini toplayıp "hadi artık" der gibi baktı.

Onu daha fazla zorlamadan kafamı sallayıp kırmızıya doğru yürümeye başladık. Dışarıdan biri görse burayı bir kafe sanabilirdi ama içeriyi görse kaçıp giderdi herhalde.

Bende ünlü Kırmızı'yı ve patronunu duymuştum. Diğerlerinden duyduğuma göre buranın patronu canlı canlı bir insanı kesip düşmanına yedirmiş.

Bunları düşünmeyi bırakıp içeriye adım attım.Alkol ve sigara kokusu burnuma dolunca kusmamak için derin nefes aldım.Bu beni daha kötü yaparken İdil beni bekliyordu. Onun yanına gelince bana eliyle gösterdiği merdivenlerden inmeye başladım.

Bir yandanda merdivenlerde yiyişen çiftlere bakmamaya çalışıyordum.

Benim gibi birinin burada ne işi vardı...

Off anne off...

Paslanmış bir demir kapıya gelince

İdil bana döndü.Sanki çok önemli bir şey söyleyecek gibi bana bakarken bende ona bakmaya başladım.

-"İçeri girdiğimiz an kimseye bakma!!!Kimseyle göz göze gelme " dedi.Kafamı yavaş bir şekilde salladım.O ise hemen arkasını dönüp kapıyı 4 kere tıkladı.

Kapıyı açan adam İlke'yi görünce aynı surat ifadesini takındı sonra da beni farketti.Bana bakar bakmaz gözleri büyürken hemen yolu açıp bize eliyle içeri gösterdi.

-"Ho-Hoşgeldiniz ef-efendim"

Ben İdile dönüp bu saygınlığı nasıl kazandığını soracakken o ise şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu.

-"Ne oldu?" Diye sorunca dudaklarını büzüp elini iki yana açıp bilmiyorum işareti yaptı.

Sonra vazgeçip yürümeye devam ettik.

Bir kapının daha olduğunu görünce göz devirip kapıya yaklaştık.

Yine kapıya 4 kere vurdu.Demek şifre buydu. Kapıyı açan adam bizi görünce eli ayağı tutuştu. "Kim bilir ne yaptı bu kız bunlara" diye düşünürken İdil beni içeriye doğru sürüklemeye başladı.

SAKLI CENNETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin