Bu da ne demekti şimdi?
Farklı bir boyuttan kastı ne oluyordu?
"Yatak arkadaşım olur musun Park Jimin?"
Gözlerim şaşkınlıkla bilmem kaçıncı kez aralanırken, konuşmak için kendimde güç bulamıyordum.
Ne demem gerektiğini bilmiyorum. Kaçıp gitmeli miydim? Ama o annemin ameliyat parasını ödemişti. Bunu da karşılık olarak istemişti. Ona borçlanmıştım.
Kabul edebilirdim. Fakat ben onunla ilişkiye girerken, hissettiğim duyguların onun da hissetmesini istiyordum. Sadece zevk için değil de, beni sevdiği için benimle ilişkiye girmesini istiyordum. Aksi taktirdd kendimi kullanılmış gibi hissedecektim.
Ama borçlanmıştım, yapacağım başka bir şey de yoktu sanırım.
"P-peki, olurum..."
Yüzüne yayılan gülümseme ile tedirgin bir şekilde gülümsemesine karşılık verdim.
*
Jungkook 'dan
Hastaneden ayrıldıktan sonra Yoongi ve Taehyung Hyung ile buluşmaya gitmiştim.
Yoongi hyungun evindd buluştuğumuzda ikisinin bakışlarını da üzerimde hissediyordum.
Sonunda dayanamayıp "Bir sorun mu var?" diye sorduğumda ikisi de aynı anda "Evet." dedi.
"O zaman bana o sorunun ne soluğunu söyleyin artık."
"Çok sorun mu bilemedim Jungkook."
"Her neyse, söyle işte Taehyung Hyung."
"Jimin..biliyorsun uzun zaman oldu."
"Evet, açık olur musun?"
"Jungkook biz seni istemeden dinledik, yani telefon konuşmanı. Hoseok ile konuşurken dediğin şeyler doğru muydu?"
Şimdi anlaşılmıştı!
"Ne biçim Hyungsunuz siz öyle! Telefon dinlemek ne demek?"
"Jungkook doğruyu söyle. Eğer öyle bir şey yaparsan Jimin'in nasıl üzüleceğini biliyordun. Yıkılır Jungkook."
"Biliyorum."
"O zaman yapma! Hiç mi düşünmüyorsun bunu öğrendiği zaman nasıl üzüleceğini."
"Hyung, zaten tahmin etmiştir. Onu sevmediğimi zaten biliyor."
"Tahmin etse bile yapmamalısın. Sdni seven biri ile oynamamalısın."
"Annesinin hayatını kurtardım, yani ne yapsaydım? Karşılıksız mı kalsaydı?"
"Bencil birisin Jungkook. Kendini düşünüyorsun sadece. Yaptığın şeylerin içine başkalarını da sokuyorsun ve onların düşüncelerini önemsemeden hareket ediyorsun her zaman. Ama bu sefer farklı! Bu sefer karşında seni delicesine seven biri varken bunu yapmamalısın. "
"Hyung lütfe-"
"Kesme sözümü! Jimin 'in ne kadar hassas biri olduğun bizden çok daha iyi biliyorsun. Bu yaptığın onda çok derin bir yara oluşturacak. Düşünmeden hareket ediyorsun Jungkook. İşin sonunda sen de zararlı çıkabilirsin. Bu hafife alınacak bir durum değil. Üstelik konu Jimin ise hiç değil, sana yıllarını vererek sevdi o. Karşılıksız sevdi. Göremiyorsun belki, anlamıyorsun ama Jimin 'in sana ne kadad bağlı olduğunu da fark et. Eğer onu üzecek bir şey yaparsan, eğer onun kalbinde derin bir yara açarsan karşında beni bulursun Jungkook, ve ben ciddiyim."
"Bitti mi?" Yoongi Hyung sinirle gözlerini yumup derin bir nefes aldı.
Taehyung ise pür dikkat ikimizi izliyordu.
"Ne demek bitti mi Jungkook?"
"Bitti mi demek, bitti mi demek Yoongi Hyung."
"Sen akıllanmaz bir çocuksun Jungkook." Sinirle televizyonu açıp içkiyi kafasına diktiğinde Taehyung 'a baktım. Omzunu silkip ellerini teslim olurcasına havaya kaldırıp Yoongi' nin açtığı televizyonu izlemeye koyuldu.
Beni sevdiğinin farkındayım. Üzerindeki etkimin de farkındaydım. Ne yapsam etkileniyordu.
Uzun bir süre sonra karşına çıkmam tuhaf hissetmemi sağlarken, içimdeki bir ses onu kendime ait yapmam gerektiğini söylüyordu.
Paylaşmamalıydım bundan sonra onu kimseyle. O beyaz, pürüzsüz vücudunu sadece bana sunmalıydı. Kimse onun inlemelerini duymamalıydı, benim için adımı inlemeliydi her defasında.
Bencildim belki. Bir şey yaptığım zaman karşılığını istemezsem olmuyordu.
O beni seviyor bir halde ilişkiye girerken, ben ise sadece bedenini istediğim için ilişkiye girecektim onunla.
Değişmişti. Eski Jimin yoktu. Bakanların bir daha baktığı, herkesin ağzının suyunu akıttığı bir Jimin vardı.
Ben de onların arasındaydım.
Saat gece yarısını geçerken eve gitmek yerine burda kalmayı tercih ettim. Üst katta, buraya geldiğim zaman kaldığım odaya çıkıp bedenimi yatağa bıraktım.
İçkiyi fazla kaçırmamış olmama rağmen başım dönüyordu. Bu sıralar uykusuz kaldığımdandır her halde.
Üzerimi çıkarıp, bir şey giyme gereği duymadan yatağa yattım.
Göz kapaklarımın ağırlığı ile, bedenim uykuya teslim oldu.