Küfürbaz BİZ

83 2 1
                                    

Gecen gün otobüsteyiz. Sabahın 6 buçuğu tabi ama sanırsın saat şey.. Yok abi saat kaç olursa olsun bu kalabalığın normal karşılanacağı bir durum gelmedi aklımıza. Tabi ki bizim dışımızda kalabalığa ait olan yaşamsal faaliyetlerini optimum düzeyde gerçekleştirebilmeleri için en az 3'erli gruplar halinde bulunan sevgili ERGEN kardeşlerimiz sabahın 8'inde başlayacak olan LİSE'lerine doğru bu uzun yolu hemen arkamızda seyir etmektedirler. 3'lü konumda bulunmanın verdiği üst düzey enerjilerini, sabahın köründe uyanmanın vermiş olduğu ahmaklık ile kullanmaya kalkan bizler için değerli bu ERGENLERİMİZ hayal dünyamızın ufkunu aşmış anlam, imge ve estetik değer taşıdığına inandığım KÜFÜRLERLE süsledikleri diyaloglarına kulaklarımız misafir oluyor. Yok bu deyim de tam açıklamada yetersiz kaldı durumumuzu. Heh, harika! Haklısınız kulaklarımıza TECAVÜZ ettiklerini savunsak İnsan Hakları Mahkemesi'nde haksız duruma düşmeyiz. Öyle ama haklıyız. Kulaklarımıza böyle küfürler girmemiştir daha önce. Mahkeme kararıyla kapatılan web sayfaları arasına giren ilk sosyal medya hesabı olmak gibi bir arzumuz olsaydı emin olun o küfürleri buraya yazmaya çalışırdık ancak bu sefer de eminiz ki o benzersiz küfürlerin sahibi ortaya çıkagelir ve küfürlerinin yasal kullanım izni şeysi falan filan yine mahkemelik olurduk. Ayağımız kopmak üzereydi ki durağa geldi otobüs ve kapı önlerinde ikamet eden diğer yolcularla da bir kan bağı oluşturduktan sonra otobüsten inebildik. Ne mutlu ki bir otobüs macerasının sonuna geldik ve İstanbul nüfusunun %61'iyle artık akraba olduğumuza göre gönül rahatlığıyla sokaklarda yürüyebiliriz. Zaten herkes birbirine 'abi, abla ,teyze, amca, yavrum, kardeşim ' demiyor mu ? E zaten bizim anlamadığımız da ŞEHİR bizi bu kadar akraba yapmışken neden hala birbirimize kötü davranir kötü gözle bakar olduk ? Neyse diyoruz başka bir vakte erteliyoruz bunu derken henüz 37 adım atmıştık ki beslenme çantalarını boyunlarına asmış mahalle ilkokullarına giden minik şirin kardeşlerimizi bize doğru gelirlerken görüyoruz. Yaklaştıkça yüzlerindeki gülümsemeyi ve ağızlarından çıkan anlamlarını bile bilmediklerine yemin edebileceğimiz KÜFÜRLER... İnanın bazılarının anlamlarını bizler de bilmiyoruz. Yav bu yaşta çocuk böyle küfürleri nereden duymuş. Hiç yakıştıramıyoruz. O gün boyunca iş ve arkadaş ortamımızdaki kötü sözlere pek bir duyarlı hale geldik. Ama içimizde bir burukluk bir şikayet bir memnuniyetsizlik var bu kötü durumdan. Düşüne düşüne eve doğru yürürken mahalle muhtarımız(58 yaşında) ve bakkal amcamızın(52 yaşında) kahkahalarına karışmış ancak gizlenemeyen yine küfürler... Hayatın felsefesini düşünür halde bu güzel pembe hayatımızdaki bu kara çirkin lekelerin , küfürlerin varlığını düşünüp.. Hah eve gelmişiz! Canımız annemizin açacağı kapının ziline basıyoruz. Annemiz açıyor :

-Nerde kaldın sen şerefsiz? Hani ekmek? Sokaklarda köpek gibi dolaş diye mi seni besliyorum ben evde? Ulan bi ekmek alacaksın onu da beceremedin dimi gerzek! Seni besleyecegimize bi sokak köpeği beslerdik daha iyi. En azindan evi korur bi işe yarar. Yav sen ne boş gereksiz aptal bişeysin!

...

"Otobüsteki o liseli ergenler BİZ'dik yıllar önce, beslenme çantamız boynumuzda küfürlerle tekerlemeler uydurmadık mı okul yolumuzda? Daha 2 gün önce biz değilmiydik arkadaşlarımızla kafede otururken bağıra bağıra küfürler edip kahkahalar atan? Hepimiz kendi içimizden değilmiyiz biraz?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 27, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İçimizden Biriyiz HepimizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin