kaçan kovalanır

1.1K 126 87
                                    

DAY6 - I Need You
DAY6 - Goodbye Winter

🍂

Bütün evrenimi gözlerinin içinde taşıyan Park Chanyeol'den bir zamanlar etim kemiğimle nefret ettiğimi söylerdim. Gerçekten ediyordum da, bu yalan değildi. Benim gece gündüz emek vererek büyüttüğüm, gözümün nuru gibi baktığım binlerce takipçili fan hesabımı çalmış ve kendi isteğine göre kullanmaya başlamış, her yerden bana sapık gibi dadanmış ve mesaj atıp durmuş, ondan kaçmak için numaramı bile defalarca değiştirmeme rağmen peşimi bırakmamıştı. Benimle o zamanlar derdi neydi bilmiyordum, hala da pek bildiğim söylenemez, konu Chanyeol olduğunda her daim havada kalan bir şeyler olurdu. Ne zaman sorduysam da aynı cevabı almıştım, benimle tanışmak zorunda hissetmiş, dediği şey buydu. Mükemmelliyetçi takıntılı fırlamanın teki olduğu için bunu hiç garipsememiştim, belki önceki hayatlarımızdan birinde beraberdik. Kim bilebilirdi ki?

Çok geçmeden, bir-iki ay sonrasında onu defetme çabamı bırakmış ve karın ağrısı neymiş öğreneyim diye konuşmaya karar vermiştim, her şeyin başlangıcı da bu oldu. Uzun bir süre birbirimize laf soka soka konuştuk, birkaç ay değil gerçekten uzun bir süreden bahsediyorum, bütün bunların öncesinde fena hareketli iki yıl geçirmiştik fakat o başka zamanın hikayesi.

Bu iki yılın sonunda baktım ki her laf soktuğumda kıkır kıkır gülmeye başlamışım, konuşacağımız saatleri iple çeker olmuşum, görüntülü konuşurken neyi anlattığından çok surat ifadelerine ve gözlerine dalar bir hale gelmişim. İşte o gün durup kendime dedim ki, Baekhyun sen kendini çok fena bir ateşe atmışsın.

Bir yıl boyunca ilkokullu çocukların hoşlandıkları kızın ilgisini çekmek için bulaşıp durmaları gibi ona yürüdüm, sataştım durdum, şakayla karışık çok flört ettim. Şaşırtıcı, değil mi? Eminim ki Chanyeol'ün ateşi ilk fitilleyen olduğunu sanıyordunuz, hayır, kesinlikle o değildi. Birbirimizin her şeyi olmaya başladığımız o sürede benimle sevgili olmak istediğine dair hiçbir işaret yollamamıştı, ortalığı ilk ben tutuşturmuştum.

Chanyeol beni reddetmişti. Ona gidip açıldığımda beni reddetmiş ve biraz peşinden koşturmuştu; her gün attığım afilli günaydın ve sevgi dolu iyi geceler mesajlarım, tam o bana yakınlaşacakken -fiziksel değil tabii ki, romantik anlamda- göster ama verme politikam ve buna ek olarak onun da benden hoşlandığını anlaması için oynadığım oyunlarımla, çok geçmeden beyefendi ağıma takıldı. Arkadaşlarım benim bu kadar cilveli olup istediğimi düşürebilme yeteneğime karşılık bana örümcek olduğumu söylerlerdi. Bilirsiniz, örümcekler ağlarını sıkı örer ve o ağa takılana kadar farkına bile varmazsınız, takıldıktan sonra da kurtulamazsınız. Örümcekler kesinlikle benim ruh hayvanımdı.

Sonradan öğrendim ki Chanyeol'ün beni reddedip durmasının nedeni her an ölebilecek oluşu yüzünden insanlarla çok derin bağ kurmamasıymış. Bunu söylediğinde dediğim tek şey sadece onun değil, hepimizin her gün ölümle burun buruna yaşadığı, sadece onun riskinin biraz daha fazla olduğu ve bunun bir şeyi değiştirmediğiydi. İşinin onun hayatını yaşamasına engel olmaması gerekirdi. Ben başından beri hacker olduğunu biliyordum ve tehlikeli işlere kendini bulaştırdığının farkındaydım, belki başkaları anlamazdı fakat ben onunla konuşurken genel olarak çoğu şeyi o anlatmadan anlamıştım bile. Bu yüzden bana gelip de anlattığında hiç şaşırmamış, her şeyin farkında olduğumu ve göze aldığımı söylemiştim.

Bizim hikayemizin başlangıcı buydu.

Çiçeklerin en güzel şarkılarını söylediği bir nisan ayında tanışmış, üç yıl sonraki nisan ayında birbirimizin kalbinde çiçek açtırmış ve en az yaz yağmurları kadar rengarenk bir bahçeye sahip olmuştuk.

kasım yağmurları düşmüş yıldızına | chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin