Cebimde Mektubun Olmayabilir...

2 0 0
                                    

Nisandan Bi haber havalarda
Marmaris'in tamda merkezinde (merkezi olmayanda bilir aslında ama herkesin durduğu yer dünyanın merkezidir) evimin tatlı penceresinden vuran ışıgın büyüsüne kapılmak isterken pencereyi açışımla birlikte içeriye  dalan ortalama saniyede 480 kez kanat çırpan bir kurt sineği saat 6.45 te yüzüme kondu
Ve aynı anda mutfakta ocağın üzerine pişirmek için koyduğum yumurtalar suyun içinde ateşin vermiş olduğu harla dans ediyordu.
Ve düşünüyorum ki  yine aynı anda uzunyalıda  sabah kahvesine hindistan cevizi katarak içmekte olan ölümsüz insan bir örnek giyinmiş halde sahilden agır ama tempolu yürümeye başladı 
aynı anda
Çoçukluğumdan kalan günlerden yapmaktan keyif  aldığım Bi kaç anı tazelendi zihnimde
Mandalinayı soyup dilimleri peşpeşe koyduktan sonra sırayla yemeğe başlamam
Ters ve düz şekilde katlayarak el ele tutuşmuş 'insan' figürü kesmem
Ağzımdaki  tadı gittikten sonra elime alıp annemin gözümün içine yapma elinden koltuğun Üzerine düşer yapışır bakışıyla işaret parmağımla baş parmağım arasında gidip gelerek ezilip büzülemeye devam eden sakız
Akşam karanlığı çökmeden eve gelen babamın yüzündeki stresli bakışının sevimli gülüşüyle elime tutuşturduğu annemin yeni aldığı zirkon sehpa üzerinde daha hızlı dönen topaç gibi çevirdiğim bozuk param
Her bir Parmağıma başka bir kahramanım olan çizgifilm karekterlerini çizmem
Ve koltuğun üzerinde en sevdiğim kahramanımın iki parmağım da canlandırır hayal dünyamı kurmam en sevdiğim şeyler

Sonsuzluk bazen sadece bir andır  anıdır zihinde🤦‍♂️
Dudaklarımın sıkı olmasıyla kalbimin  sert olduğu yanılgısı nın sevgisizlik olmadığı ancak sevmedikleriminde dahili var kendi dünyamda
yağmurda ıslanmak şemsiye taşımak biriyle yanyana işemekten hoşlanmıyorum
Sevmediğim başka bir şey
Tüm kıyafetlerimi dolaptan çıkarıp tekrar renklerine göre yerleştirmek
Ayakkabılarımı cilalayıp sıraya dizmem
Perdenin  ortasındaki kopcalardan bir tanesinin çıkması ve o kopçayı takmak için koca perdeyi yeniden takmak
Bazen gergin olabiliyorum üranüs Merkür ironileri falan..
Banyo yaparken yada denizdeyken buruşan ellerim
Manav yada markette alış veriş yaparken kazara da olsa ellerime yabancı insanların dokunması
Sabahları yanağımda yastığımın izinin kalmasını sevmiyorum
Televizyonda Buz dansı kostümlerini izlemeye
Cantamın içini boşaltıp çıkardığım herşeyi yeniden düzenlemeyi
Yerleri limon ve lavanta aromasıyla silmeye bayılıyorum
Bazıları deli diyebilir yada sarhoş olduğumu söyleyebilir sarhoşluğun sadece alkolden olmadığını varsayarsak eğer..
Yalnız kalmayı ve hayal gücüme sığınmayıda
Seviyorum yada hayal dünyamı sevdiğim için yalnız kalmaya sığınıyorum...
Bu dünyada
Deniz kokusuyla sarhoş olup yaz kokusuyla aşık oluyorlar
İntihara teşebbüs eden yada  kavanozunun dışındaki dünyayı merak eden her gün yeniden deneyen tatlı japon balığım
Adı faruk tanıştığım  tek canlıydı
Teselliği canlıları fotoğraflamakta arasamda çok başarılı fotograflar çekmeme rağmen  Bu heyecanım kısa sürdü çünkü leylek havada görülmüştü zamanı gelene kadar hayal kurmaya devam ettim...
Ve Beş yıl sonra tek başıma yaşamaya başmalak için geldiğim  marmaris'te Bi magazada katcı olarak işe başladım
Bi kaç yıl sonra hayatım değişecekti ama ben bunun farkında olmadan iş arkadaşlarımın ve müşterilerin arasında sesiz sakin yaşamaya devam ediyordum.
bu arada sevmediğim küçük çoçuk ağlaması sevdiğim ise hayal kırıklığı ile ağlayan futbolcular..
Hastalık hastası insanlardan ölesiye nefret ediyorum
Her ne kadar zararı olduğunu bilsemde kemik catlatmaya bayılıyorum.
Boğa güreşlerinde boynuz yiyen matadorları izlemeyi
Boncuk naylon poşetleri patlatmayı  seviyorum
Şehir dışı yolculuğu yapmak durumunda olan arkadaşımın iran kedisi mavişe (kedi simsiyah) bakmak durumundayım oda mama tabağının yere konulurken çıkardığı sesi seviyordu
bazende kitap okurken sesli okumamı da seviyordu..
Ayda bir sinema salonunda film izlemeye gidiyorum genelde ön sıralara oturmayı tercih ediyorum herkes filme kitkenmişken arkamı dönüp yüzü bana dönük kalabalığı görmeyi seviyorum...
Ama yerini bulması için izleyiciye elinde fenerle dolaşan  filmin ortasında salona giren görevliden nefret ediyorum...
Zaman geçtikçe
Küçük keyiflerden zevk almayı öğrendim
Elimi tahıl kovasında gezdirmek gibi
Çay kaşığı ile kahve fincanımın kenarına vurmak gibi
Dibi yanık plav tenceresinin kalan kısımlarını kazımak gibi
Yada ablamın çırptığı kek kabının kalanlarını parmağımla yalamak oldu. ..
Denize öylesine bakmak ama milyontane şey düşünmemek gibi
Zaman. Hiç bişeyi Değiştirmedi hala yalnızlık peşindeyim ve hala dış dünyadaki saçma sapan sorularla eğleniyorum
Tabi Buda geçeçek. ..
Günaydın hayal dünyam 🙃
    Pencerenin yönü değişmiyordu  ama başımı pencereden dışarıya uzattığıöda gördğüm şeyler daha Bi şekil alıyordu Körkütük dalgınlığımıda yanıma aldığım gibi sonsuza dek sürecekmiş gibi düşündüğüm ama her akşam eve dönerken yeşil elma mı dişlerken hayaline kapıldığım o gecenin mavisinde buluyorum kendimi
Neyse yatıyorum artık Bi sağ gözümün Bi sol gözümün ucuyla eve girer girmez yaktığım tarcınl ev krabiyesiyle agaçtam yere düşerek tatlanan zeytin tadını anımsatan şubatın anılarına söz veren tütsünün dumanını gözlüyorum
Uykumda tavşan uykusudur zaten
Yerimden sıçrarcasına kalkıp uyumaktan vazgeçen fal taşı gibi açılmış gözlerim uykusuzluğu uyku gözlüğü ile komidinin üzerine bırakıp yerine aldığım merakımı hevesle Kagıt kaleme sarıyorum
Yazmak endişelerimi, alıp meraklı düşüncelerimin peş peşe gelmesiyle kendimi yaşamanın büyüsünde bulduğum merlin morlyn ızgaralardan vuran rüzgarla beyaz elbisesinin eteğini savurmasınodaki özgüven kadar iyi hissediyorum kalemim hep tahtadır asla Bi çakım olmadı hep meyve bıçağı ile açmayı severim   Fransızca İtalyanca dinlerken de yazmayı seviyorum ama sessizlikteyken  Bi ton kalabalığın içideki kelimeleri dinlemeyi daha cok seviyorum
Gece vakitsiz kafama takılan şeyi çıkarmak için yerimden kalktığımda mutlaka bir iki mum yakarım  yine yaktım yanan mumu. Dans edişiden belli ki keyfi yerinde gülüşleri bile yüzünde
  mum yakılınca kapalı yerde bırakılmaz, etrafındaki her şeyi aydınlatabilmesi İçin yükseğe, yada şamdana konur annemin çeyizindeki antika pirinç mermer detaylı beş li Bi şamdan yıllarca tuvalet aynasının önünde durdu çöpe atmıştı a sosyal olduğum için o şamdanında bir kalbi olduğunu düşünüyordum sakladım asıl sevdiğim yanan mumum Kokusu
  yazmaya başlarken hasretle iç çektiğim geceleri evimin köşelerinde yanan mumum gölgesinde gizlenen o adam yine geldi
   Bazı yazıların yazılmasını geciktiren bir kısır döngü var. Önce gücü yetmediği, ne söyleyeceğini bilmediği için yazamıyor insan. Sonra bu tereddütleri yüzünden  yazılması gereken zaman geçiyor. Tren kaçıyor yani. Bu seferde gecikmiş olmanın suçluluk duygusu engelliyor seni. Ve asla yazılamıyor.
   Yaşamın niçini ve nasılına gösterecek tahammülüm olduğu için
Saatin vaktin hiç bir önemi yok zamanı uyanıkken ne kadar çok kullanırsam o kadar iyi
zamandan veresiye alabildiğim kadar alıyorum düşünmekten vazgeçmeyecek kadar ayık ve bir düşünceyi sonuna erdirecek kadar sarhoş olmayıda çok seviyorum
   Zaman tünelinde çoştuğum zamanlar bir yarasa kadar ters oluyorum hatırladıklarım hem garip geliyor giderken kahkaha attırıyor
 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 13, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Asla vazgeçmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin