#4#

78 10 6
                                    

Kız bana şaşkınlıkla bakarken bir şey demek için ağzımı açtım ama sesim çıkmadı.

Biliyordum, her şey bu kadar kolay olamazdı.

Kız gözlerini ovuşturdu ve odadan çıkıp kapıyı kapattı.

Şaşkınlıkla gözlerimi büyütüp yatağa girdim. Gözlerimi kapatıp kızı düşünmemeye çalıştım.

Sabah uyandığımda penceremden giren ışık yüzünden gözlerimi açamadım. Bir ayağımı sarkıtıp doğruldum ve kalktım. Bahar’ın yattığı odaya girdim. İçeride kızı göremeyince kaşlarımı çatıp oturma odasına girdim. Misafir odasına, tuvalete. En sonda mutfağa girdim. Kızın elindeki bir şişeyi incelerken gördüğümde kafasını kaldırıp hemen şişeyi arkasına soktu.

Yandaki kağıt ve kalemi alıp üstüne; “okula gidiyorum. Lütfen evde dur ve bir şeyler kurcalama. Kahvaltılıklar dolapta. Geç kaldım, gitmeliyim. Sakın dışarı çıkma.” 

Yazıp kıza verdim. Okuyup bana gülümsedikten sonra hızla yattığı odaya gidip geldi. Döndüğünde elinde bir şey yoktu…

Bankımda dururken Furkan denen çocuğun gelmesini bekledim. Ve tabiî ki Tuna’yı.

Bu sefer kağıda yazmıştım ve elimde tutuyordum. Zil çalmak üzereydi ve hala yanıma kimse gelmemişti.

Bütün tenefüs boyunca bana iğrenme bakışları atan insanları izleyip ayağımla yere daireler çizmiştim ama yok, gelmedi. Bir tanesi bile.

Zil çaldığında bıkkınlık ile okula yürüdüm. Tam içeri girdiğimde bir el tarafından tutulup kenara çekildim. Boş bir sınıfa girdiğimde kolumu tutan kişiye baktım. Duru’ydu.

Ne var duru? Benimle alay etmek için mi çağırdın buraya?

Fark etmediğim ve eline taktığı eldiveni masanın yanından çıkan çiviye geçirip çıkarttı. Bana dönüp suratını yaklaştırdı.

“Ezikciğim yada dilsiz, sana bir duyurum olacaktı. Furkan’ı tanıyorsundur umarım. Ondan uzak dur bence. Aslında bu konuşmayı yapmam gereksiz…”

Fark edebilmen ne hoş.

 

“çünkü zaten bir müddet sonra okuldaki konuşmalardan senin nasıl biri olduğunu anlayacak, iğrenç biri gibi. Ayrıca, Ahmet denen kantincininde senin burnuna dokunduğunu biliyorum. Onu değişik şeylerle suçlarım. Ve tabiî kide işini elinden alırım. Ama sen Furkan dan uzak durursan o başka.”

Arkamdan tutulmamla irkildim. Arkamı döndürülünce döndürenin Çağla olduğunu gördüm.

“ Tuna dan da uzak dur tatlım. Yoksa seni eldivenle tokatlar, saçını yolarım. Görüşürüz ezik.”

Sınıftan çıktıklarında gözlerimi devirdim. Gına gelmişti artık. Aşağılanmaktan bıkmıştım.

Derse geç kaldığımı fark edip koşarak merdivenlerden çıktım. Sınıfın kapısına geldiğimde kapıyı tıklatıp içeri girdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 10, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Son Nefesim Sensin... (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin