Twenty One | JUST ME

3.2K 344 426
                                    

Yirmi biri getirdiim :)

Umarım okurken keyif alacağınız bir bölüm olur. Sınavlarım da bitiyor, rahat rahat yazarım artık ♡

-

Yaklaşık on beş dakikadır kurulan grupta Hoseok'la yazışıyordum. Sehun karavanı gideceğimizi bilmediğim bir yere sürüyordu. Bilerek Taehyung'ın karşısına oturmuştum. Ağız maskesini çenesinin altına takmış, camdan dışarıyı izliyordu. Bedenini cama yaslamıştı.

Ara sıra gözlerimiz buluşsa da fazla dikkatini çektiğimi düşünmüyordum. İlk defa kendimi onun etrafında bu kadar telefona odaklamıştım, mesajlaşırken salak salak sırıtmayı da unutmuyordum. Dışardan biri görse kesin sevgilimle yazıştığımı iddia ederdi, acaba hiç merak etmiyor muydu?

"Jennie falan mı yazıyor?"

Başımı telefondan kaldırıp Taehyung'a baktım. Dediği şeyin saçmalığının farkında mıydı, muhtemelen soru sormak için sormuştu.

"Eğer öyle olsaydı sana haber verirdim"

Gözlerini benden ayırmadı. O an beyninin içini okumayı çok isterdim, her zamanki gibi.

"Fazla mutlu görünüyorsun, Jennie'yi yazdıklarınla kudurtuyorsun sandım"

Gülümsemeye devam ettim, Taehyung'a bakarken bir yandan da gözüm telefona kayıyordu.

"Yok ya, zaten kızlar burada olduğu için yazacağını pek sanmıyorum"

"Yarın bir gün başlar yine o, merak etme" dedi donuk bakışlarıyla.

"Bence de"

Hoseok'un attığı komik görseli yanıtlarken konuşmuştum. Gülmemi tutamayıp ağzımdan küçük bir kıkırtı kaçırdığımda Taehyung'ın kaşlarının çok hafif havalandığını gördüm. Merak etmeye başlamış olmalıydı.

"Yeni kankalar edindin herhalde"

"Var işte birileri"

"Var işte birileri?" derken kaşları daha çok havalanmıştı.

Amacıma yavaş yavaş ulaşıyordum. Onu merak ettirip konuştuğum kişiden kıskanmasını sağlamalıydım. Hislerinin bir şekilde farkına varmalıydı, yoksa ben ona kapılırken derin sularında daha çok boğulacaktım. Bu ise sadece benim üzülmeme sebep olacaktı.

"Yani, öyle bir şey değil tabi" dedim geçiştirerek, daha ondan hoşlandığımı yeni söylemiştim. Tersi bir durum tuhaf ve saçma kaçardı.

"Anladım"

Başını cama çevirdi. Eski duruşuna göre yüzü daha sert bir hal almıştı, koltuğun üstünde duran yumruğunu sıktığını görünce yutkundum. Büyük ihtimalle kendini dizginlemeye çalışıyordu. Anlaşılan fazla ileri gidemeyecektim.

Hoseok'a kısa bir veda cümlesi yazıp telefonu kapattım. Ben de onun gibi camdan dışarıyı izlemeye başladım, Sehun karavanı güzel bir mekanın gerisine park etti. Anladığım kadarıyla burası bir tatlıcıydı.

"Eveeett" Kai önlerden bir yerlerden fırlayarak bizim tarafa atladı. "Doymak bilmeyen Kai'nin ilk istikameti tatlıcı oldu!"

Ellerimi birbirine çırparak alkışladım. "Eee, kimin kankası, birazdan tüm her şeyi sömürebilirim"

"Evet birlikte yaparız bunu"

Beni hızlıca çekiştirirken diğerlerini beklemeden karavandan inip adımlamaya başladı. Ardından arkasına döndü, diğerlerinin de geldiğini görünce koluma iyice sokuldu.

Fall In Love | TAEJİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin