1.Bölüm "Korku"

401 11 1
                                    


        Derin bir nefes aldım. 17 yaşında hayata sevinç ve mutluluk ile bağlı olmam gerekirken . Ben hayata soğuk ve ilgisizdim. Duymamak ve konuşamamak benim en büyük eksikliğimdi.  Ben hayata 1-0 başlamıştım. 11 yaşında ailem tarafından dışlanmış ve yurt'a bırakılmıştım. Yurt'a giderken ki üzüntüm hala dün gibi kalbim de boşluk oluşturmuş duruyor ve geçmiyordu. Unutulmuyordu! Yurt yolunda arabanın freni patlamış ve kaza yapmıştık. Ailemin yaşadığından bile haberim yok. Beni hastaneden hiç bir bilgi vermeden yurt'a almışlardı. Konuşamamam insanlar için büyük bir eksiklik olduğundan - Berkan- dışın da hiç arkadaşım yoktu. Müzik benim hayatımken keman sesini duyamamak bana cehennem azabıydı!

           Okulun kapısının önünde durmuş okula bakıyorum. Cebimde ki kulaklıklarımı çıkardım. Duymayan ama hissetten kulaklarıma taktım. Bu insanlara farklı izlenim veriyordu. Kısaca duymadığımı belli etmemeye çalışıyordum. Sesi son kez ayarlarken duymayı ne kadar istediğimi fark ettim. Sesin dışarı çıkıp çıkmadığını bilmiyordum. Lakin pekte umrum da değildi!

           Kapıdan içeri girip etrafıma baktım. Hiçbir farklılık yoktu. Her zamanki ağacımın oraya geçtim. Kuşlar uçarken onların sesini duyduğumu kulaklarımdan beynime işlediğini hayal ettim. Ama aklımın yıllar önceki sesleri tam hayal edemediğimden dolayı kulaklarıma bir kez daha... Lanet ettim! Özlüyordum...

   Keman sesini duymayalı kaç yıl olmuştu? Hayata bağlanmaya çalışmamı sağlayan kaynağı kaybedeli kaç yıl? Kaç saat? Kaç gün? kaç dakika olmuştu?

     Derin bir nefes aldım. Kulaklıklarımı çıkarırken bana doğru gelen Berkan'ı  gördüm. Onun dört dörtlük bir insan olması ve benim ile ilgilenmesi oldukça ilginçti. Gülümsemesine hafif bir tebessüm ile karşılık verdim. Yanıma çimenlere oturunca her zaman yaptığım gibi ona döndüm.

      Ellerini kaldırıp " Günaydın." dediğin de. Ona sıcak dostça bir gülümeseme gönderdim. Benim bu halimle konuşmaya çalışmış ama benim konuşamadığımı anlayınca, isaret dilini öğrenmisti.

       "Sanada günaydın!" Ellerimi hızla oynattım zira okula yeni gelenlerin beni bu halde görmelerini istemiyordum! Bana acımalarını , acıyan gözler ile bakmalarını istemiyorum! Ellerimi birbirine  sürttüm hava güzeldi ama yine de benim üstüm ince olduğundan dolayı hafif üşüyordum. Manevi olarak ısınamadığımdan dolayıydı belki de.  Berkan ayağı kalkıp benim kalkmam için elini uzatınca elini tutmadan kalktım.

       O ise ağzı açık muşmula gibi sırıttı belki de kahkaha attı ama ben duymadım. Okulun binasına girerken gene herkes bana bakıyordu. Omuz silktim. Takmıyordum! Takmamalıydım! Beni umursamayıp acıyanları umursamamalıydım!

        Omuz'um dürtülünce yanımdaki berkana döndüm. Parmağı ila dudağına dokununca konuşacağını anladım. Herkesin için de Ellerimiz ile konuşmayı sevmiyordum. Bunu ona söylediğim de "Kimse seninle dalga geçemez! Bu bir eksiklik değil! Herkesin başına gelebilir." demişti. Genede benim rahatsız olmamdan dolayı ellerimizi kullanmıyorduk!

        "Ben Gargamel'in yanına gideceğim. Sen doğru sınıfına git!" Berkan abim  gibiydi. Benden bir yaş büyük olmasıda buna olanak sağlıyordu. 9. Sınıftan bu yana bana her zaman yardımcı olmuş ve ailem yerine geçmişti. Kafamı olumlu anlada salladım. Gülümseyip giderken, aklım Gargamel'in kim olduğundaydı. 

          Sınıfımın önüne gelince kapıdaki erkekler'e baktım. Dikdik bakınca çekildiler. Sınıfın arkasına gidip en köşedeki sıraya oturdum. Kitab'ın kapağını açtım ve  son kaldığımız bölüme göz attım. Önümde ki kızın  ayağıya kalkmasıyla kafamı kaldırdım. Kimya hocasını görmem ile ayağıya kalkdım.

       "İyi dersler keretalar.  Oturun!" Dudaklarını okumayı bitirdiğim de ben de yerime oturdum. Hoca arkasını döndü. Ve benim işgencem başladı! Hoca sürekli denklem yazarken yada çözerken ders anlatırdı. Ve ben her zaman ki gibi duymaz. (!) Ve bana Berkan'ın anlatmasını beklerdim! Bu çok can sıkıcıydı. Hoca beni ders'e kaldırdığın da cevap veremediğim için hep eksi (-) atardı.

          Gene bir eksi atacakken defterime "Konuşamayan biri ne eksi mi (- ) atacaksınız?" diye sormuş ve hem şimdi ki hemde sonra ki eksilerden kurtulmuştum.  Ama o genede anlatımını düzeltmemişti. Zordu işte  herşey... Benim gibi olanlara zordu!...

       
~

Merhaba. İlk bölüm ile karşınızdayım. Kısa oldu fakat bir an önce bölümü yayınlamak istediğim için...
* Multimedia Bay Baş rol karakterimiz....

      

.Küçük Kemancı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin