Güneş yavaş yavaş şehiri aydınlatmaya başlıyor sokak lambaları birer birer sönüyordu. Karanlık yerini gün ışığına bırakıyordu..
Saat sabah 5 buçuk civarıydı telsizden bir ihbar anons edilmişti.
- "Tüm birimlerin dikkatine! Adnan Kahveci Caddesi 6066.sokakta bir kadın cesedi. Olay yerine yakın birimler acil intikal ediniz."
Komiser Ecevit tok bir sesle;
- "Olay yerine yakınız hemen intikal ediyoruz merkez"
dedi ve yanındaki komiser yardımcısı olan Kemal'e kafasını çevirip mesaisini olaysız bir şekilde bitirememenin hayal kırıklığı ile;
-" Sür bakalım Kemal bakalım bizi yine ne bekliyor amınakoyim"
Daha sabahın erken saatleri olduğundan sokaklar sakindi bu yüzden sireni çalıştırmadan söylenen adrese doğru yola çıktılar..
Komiser Ecevit , 30 yaşında 1.80 boylarında , geniş omuzlu , kumral ten rengi ve saçlarıyla karizmatik bir polisti , en çokta dikkat çeken hiç çıkarmadığı Ray-Ban marka kahverengi olan Klasik Aviatör gözlükleriydi. Komiser Yardımcısı Kemal ise 25 yaşında Ecevit ile hemen hemen aynı boyda fakat biraz cılız sayılırdı. Beyaz tenli ve siyah saçlıydı teşkilatta ona çaylak diye seslenirlerdi çünkü 4 yıllık üniversite bitirip daha sonra Komiser Yardımcılığı sınavına katılıp kazanarak mesleğe atanmıştı aynı zamanda ilk yılıydı.
Arabayı sokağın başına park edip onlardan önce gelen polis memurlarının yanlarına doğru ilerlediler. Polis memurları çoktan etrafı çevirmişlerdi. Komiser Ecevit kimliğini gösterip yetkili bir polis memuruna sordu;
- Durumumuz ne ?
- Komiserim maktulün adı Şebnem SARI üniversite öğrencisiymiş 21 yaşında omurilik soğanından bıçaklanmış. Yaklaşık bir saat önce arkadaki gece kulübünün temizlik personeli çöpleri atarken cesedi fark etmiş.
- İfadesini aldınız mı?
- Şu an arkadaşlar yazılı olarak tekrar alıyorlar komiserim.
Bu sırada Kemal cesedin başına yaklaştı ve uzaktan inceliyordu. Herhangi bir boğuşma, direnme izi görmüyordu ve cesetten alkolle beraber ağır tam kestiremediği bir koku alıyordu. Komiser Ecevit'in seslenmesiyle irkildi.
- Kemal burda işimiz bitti olay yeri inceleme yoldaymış toparlan gidiyoruz.
Kemal arabaya doğru yöneldi gördüğü ceset yüzünden biraz garip hissediyordu çünkü meslekte gördüğü ilk cesetti aynı zamanda Ecevit ise mesaileri uzadığı için sinirliydi. Kemal arabayı çalıştırdı, Ecevit camını araladı ve bir sigara yaktı. İl Emniyet Müdürlüğüne vardıklarında saat 7 buçuğa doğru geliyordu bir cinayet işlendiği için Ecevit , Büro Amirini bekleyip bilgi vermesi gerekiyordu. Kemalin aklı hala ilk defa gördüğü cesetteydi, korkmuştu ama heyecanlıydıda . Yaklaşık bi buçuk saat sonra Cinayet Büro Amiri Cüneyt KUZU, geldi. 50'li yaşlarının ortasında hafif göbekli , 1.75 boylarında, sert yapılı , çatık kaşlı tam bir eski topraktı. Ecevit , kemal'le beraber gerekli bilgileri amiri ile paylaştı. Amir Cüneyt ikisine ufak bi göz süzdü ve ardından ;
- "hadi gidin dinlenin yarın sabah erkenden burda olun masamın üstünde bu cinayete dair bütün dosyaları görmek istiyorum" dedi.
Odadan çıkınca Ecevit, Çaylak Kemal'e adli tıp raporunu ve olay yeri inceleme ile görüşmesini gerekli dosyaları hazırlamasını söyledi ardından bürodan ayrıldı. Kitlediği bu dosyalar yüzünden Kemal büroda 8-9 saat daha kalıp dosya hazırlayacaktı.
Ertesi günün sabahı; güneş ışınları camdan salonu aydınlatıyordu. Durmak bilmeden çalan telefon sesi ile Kemal dün gece uyuya kaldığı koltuktan küfür ederek uyandı. Telefona doğru baktığında Ecevit Komiserim yazdığını görünce direk gözünü saate çevirdi. "Hay aksi!" Saat 8 buçuğa doğru geliyordu ve geç kalmıştı. Telefonu açıp kulağına götürdüğü gibi Ecevit kızgın bir ses tonuyla;
- Çaaaayyylaaaakk!! çabuk in kapının önünde bekliyorum.
- Hemen komiserim zaten dişlerimi fırçalıyordum.
- Geç kalırsak Cüneyt Amirin bize atacağı fırça gibi mi ? Çabuk gel iki dakikan var. "dedi ve telefonu kemalin suratına kapattı şöför koltuğundan kalkıp yan koltuğa geçti, camını aralayıp bir sigara yaktı. Sigarası bitmesine yakın Kemal aşağıya indi ve hemen şöför koltuğuna geçip arabayı gazladı.
Komiser Ecevit alaycı bir sesle;
- yavaş git çaylak , 10 dakikamız var . Cüneyt amir 9'dan önce gelmez.
Büroya saat tam 9'da varmışlardı gerekli her şeyi Kemal dünden hazırlamıştı amirin masasının üzerine koymuştu ve Ecevit komiseri ile kendi masalarında bekliyorlardı. Ecevit bulmaca çözüyordu , Kemalde kahvesini yudumlayıp dünki cesetten kestiremediği kokuyu düşünüyordu ki büroya bir hışımla Amir girdi:
-Ecevit , Kemal çabuk odama!
Komiser ve yardımcısı amirin odasına girdiğinde ise;
- Ecevit ile Kemal dün cesedi bulunan kız dosyasıyla tamamen siz ilgileneceksiniz ve başka kimsenin haberi olmayacak. Bu sabah erken saatlerde yine aynı şekilde öldürülen bi kız cesedi daha bulmuşlar.
Ecevit ve Kemalin göz bebekleri büyümüştü ve şaşırmışlardı. Ecevit , 3 saniye süren sessizliği bozmak için;
- bir seri katil vakası daha mı?
- bu iş basına sızmadan çözmelisiniz geçenkinde basının , kamuoyuyla bize nasıl baskı yaptığını hatırlatmama gerek yok sanırım.
- merak etmeyin efendim hemen işe koyuluyoruz.
Ecevit amirin odasından çıktığı gibi Kemal'e:
- dün ki kızın otopsi , olay yeri inceleme raporunu istiyorum ve kızın çıktığı mekanın kamera kayıtları , görgü tanıkları varsa isimlerini , ifadelerini ne var ne yok hepsini akşama kadar istiyorum Kemal. Bende bu sabah ölen diğer kızın cesedine bakmaya gidiyorum.
Kemal ilk defa Ecevit Komiseri böyle kararlı ve lider gibi görüyordu. Bakalım iki günde gerçekleşen iki cinayet gerçekten de bir seri katil işimiydi...
