Sonbahar rüzgarları ağaç yapraklarını Joohyun'un terasına sürükleyip penceresinde belirsiz sesler çıkarırken genç kadın gözlerini açtı.
Nefes alamıyordu.
Gözlerini birkaç kez kırpıştırdı ve kaşlarını çattı.
Sıcak bir şey beline dolanmış onu bir mengene gibi sıkıyordu.
O kadar çok sıcak hissediyordu ki saç diplerine kadar tüm bedeni nemliydi.
Başını arkaya çevirip onu nefessiz bırakanın ne olduğunu anlamaya çalıştı.
Baekhyun'un uyuyan yüzüyle karşılaştı.
Güzel yüzü bir gülümsemeyle aydınlandı.
Hem beynine akın eden anılarla hem de Baekhyun'un onu sıkı sıkıya kavraması yüzünden iyice sıcaklıyordu.
Zorlukla kollarının arasında hareket edip yatakta ona döndü. Hareketlenmeleri yüzünden Baekhyun'da hareket etti.
Sanki daha fazlası mümkünmüş gibi Joohyun'un beline daha çok sarıldı. Ancak durmadı, Joohyun ile birlikte birdenbire yatakta sağa dönüp bacağını da bacaklarının üzerine attı ve onu iyice kafesledi.
Joohyun bir anda kendisini yatağın diğer tarafında buldu. Kocaman gözlerle saçlarını yüzünden çekip Baekhyun'un yüzüne bakmaya çalıştı.
Bir yastık muamelesi görüyordu.
Kahkahalarla gülmek istedi ama onu uyandırmak istemiyordu çünkü bayağı... Rahat uyuyor gibi görünüyordu.
Buna rağmen daha fazla bu şekilde yatamazdı.
Gerçekten nefes alamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İtiraf Et Kırmızı Olsun
Fanfiction"Önümü göremeyeceğim zaman elimi tutar mısın? Ben iyiyim. Buz tutmuş senin ellerinde, Yanan kalbim dinleniyor. Patlayacak gibi olan kalbinde, Alevimle yanıyor, evet evet evet.. Biz ateş ve buz gibiyiz. Çok soğuk... Sıcak ve soğuk buharlaştık. S...