"Kim?"
Joohyun, Baekhyun'un peşinden kapıya doğru koşarken merakla sordu.
Baekhyun bu anın bozulmasına o kadar çok sinirlendi ki dış kapının yanındaki küçük kutuya bir yumruk geçirip alarmı susturdu. "Bilmiyorum ama bunun bedelini çok ağır ödeyecek." Ekranı açtığında gözleri büyüdü.
"Baekhyun, şifreyi mi değiştirdin? Açsana lan kapıyı." Jongin durmadan kapıya vururken bir yandan da bağırmaya devam ediyordu. Axel ve Lio ne yapacaklarını bilemez bir halde Jongin'e bakıyordu. "Sana bir türlü ulaşamadık. Telefonların neden kapalı?"
Joohyun korkuyla ekrana bakıp Baekhyun'un kolunu tuttu. "Sakın kapıyı açma." Baekhyun sinirle kadına bir bakış attı. "Niye?" Fakat aynı onun gibi sessizce fısıldamıştı.
"Burada, senin evindeyim ve neden burada olduğumu ona nasıl açıklayacağım? Hem şu halimize bir bak." Baekhyun üzerindeki şorta ardından kadının tişörtüne baktı. "Bizi böyle görürse ne düşünür?"
"Baekhyun, aç kapıyı! Evde olduğunu biliyorum. Operasyona gidiyoruz, sen ortada yoksun. Uyuşturucu alışverişi başlamak üzere, suçüstü yapmak için fazla vaktimiz kalmadı."
Joohyun'un gözleri kocaman oldu.
Ellerini Baekhyun'un kolundan çekti.
Avuç içleriyle kulaklarını kapattı.
Duymaması gereken şeyler duyuyordu, buna emindi.
Baekhyun'un gözleri, panikle ona döndüğünde Joohyun fısıldadı. "Operasyon mu? Ne operasyonu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İtiraf Et Kırmızı Olsun
Fiksi Penggemar"Önümü göremeyeceğim zaman elimi tutar mısın? Ben iyiyim. Buz tutmuş senin ellerinde, Yanan kalbim dinleniyor. Patlayacak gibi olan kalbinde, Alevimle yanıyor, evet evet evet.. Biz ateş ve buz gibiyiz. Çok soğuk... Sıcak ve soğuk buharlaştık. S...