Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın <3
Not: Hafif smutumsu birşey var, başları geçebilirsiniz rahatsız olacaksanız.. Ay çok utandım 🙈 İlk smutumsu şeyim.. Ve sonuncu çsöcögsçsççd
×××
Civil War'dan bir süre önce
Ellerini nişanlısının beline koyup daha çok çekti kendine. Dudaklarını ayırmadan özlemle öpmeye devam etti. Sarışın adam kollarını sevgilisinin boynuna dolarken biraz hareket etti onun kucağında. Bu hareket esmer adamı deli ederken tepkisini inleyip steve'in alt dudağını ısırarak verdi. Sarışın adam kıkırdadı.
Esmer adam, sarışınından uzaklaşıp tişörtünün belinden tuttu ve onun üzerinden çıkardı. Nefes kesici vücudu ortaya çıktığında bir süre vücudunu süzdü. Her zamanki gibi harika gözüküyorlardı. Kaslı ve harika. Kesinlikle Steve'e vücuduna yapışan daha fazla tişört almalılardı. Gözlerini zorla Steve'in vücudundan çekip sevgilisine döndü. Sarışın adam gülümsüyordu. Sevgilisini etkilemek hoşuna gidiyordu. Tony, dudaklarını ıslatıp tekrardan sevgilisininkilere yapıştı. Öpüşmelerini derinleştirirken Steve'in koltuğa uzanmasını sağladı.
"Tony..." dedi Steve, Tony'yi kendinden uzaklaştırmak istemese de uzaklaştırmak zorunda kaldı konuşabilmek için. "Odaya-"
Tony onu tekrardan öperek susturdu. "Başlarım odaya. Seni tam şuanda, tam burda istiyorum."
Steve hafifçe gülümserken iki elini de Tony'nin yanağına koyup onu kendine çekti ve dudaklarına yapıştı.
Bir süre sonra Tony sevdiği adamın dudaklarıyla yetinmeyip boynuna doğru ilerledi. Oraya derin öpücükler ve hafif ısırıklar bırakırken Steve de ellerini sevgilisinin saçlarının arasına daldırmış, yumuşacık saçları okşuyordu.
Dış kapının açılıp, evde Peter'ın "Baba, ben geldim!" diyen sesinin duyulması ile Steve'in gözlerini kocaman açıp Tony'yi yere itmesi bir olmuştu.
Tony yere düşerken Steve kalkıp hızlıca tişörtünü aldı ve üzerine geçirdi. Tony homurdanırken yerde doğruldu. O sırada Peter içeri girdi.
"Hey se-.." Peter, saçı başı dağılmış Steve'e bakarken gözlerini yerde oturan Tony'ye çevirdi. Ne olduğunu anlamamıştı. "... selam. Ne oldu size böyle?"
"Hiçbir şey. Sadece oturuyorduk." dedi Tony, üzerini düzeltirken. Peter, kaşlarını havaya kaldırarak "Yerde mi?" diye sorduğunda Tony omuz silkti. Verecek cevabı yoktu. Vardı da, 14 yaşındaki bir çocuk için uygun değildi.
"Burada ne yapıyorsun Pete, söylediğin saatten erken geldin?" dedi Steve, saçlarına çeki düzen vermeye çalışırken. Hızlı hızlı nefes alıyordu. Peter bir süre sonra olmak üzere olan şeyi anladı ve sırıttı.
"Hiç, Ned'in işi çıktı. Kız kardeşini okuldan alması gerekiyormuş, gitmek zorunda kaldı."
Tony kaşlarını çattı. "Ned'in kız kardeşi yok ki?" Steve, bir oğluna bir nişanlısına bakarken sehpadaki su dolu bardağına uzandı. Endişeden ve biraz da heyecandan boğazı kurumuştu.
Peter, sırıtmasını belli ederken sırtındaki çantasını düzeltti ve merdivenlere ilerlemeye başladı. "Evet, ama biraz daha gelmeseymişim benim olacakmış."
Steve'in içtiği su boğazına kaçıp öksürmeye başlarken Tony yerden hızlıca kalktı ve onun sırtına vurmaya başladı. Peter ise kahkaha atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙒𝙝𝙖𝙩 𝘼 𝙏𝙞𝙢𝙚»𝙎𝙩𝙤𝙣𝙮
Fanfiction[Steve×Tony] I feel a little nauseous and my hands are shaking I guess that means you're close by My throat is getting dry and my heart is racing I haven't been by your side In a minute, but I think about it sometimes Even though I know it's not so...