Ellerim üşümüş,
Tutulabilecek mi ki kurumuş,
Dökülmüş, yalan olmuş
Dolanmış, boynuma sarılmış
Üçüncü ayağa kalkmış, orkestra durmuş
Üçüncü gülmüş.
Küçük atışmalar ve bir takım gerçeklikler ne kadar da güzel gülümsetir beni, doldurur aşk kadehini yüreğimdeki iflah olmaz cin. Çocuk sayılmaz ama yetkisi olduğuna inanmazdım, bu da yalan sayılmaz. Senin için ölü papatyalar sokuşturduğum damarlarımın yırtık duvarlarına, ne kadar beyaz şimdi arkasında kalan izler. Ne kadar da masum şimdi gülüşünle dolu aramızdaki hava. Ve ben her dakika içtiğim kahkahalarında yanıyorum, biraz da yükseliyorum parmak uçlarımda. Sesler gelmedi bak bu ay, yalnızız lakin galiba beraberiz ama yalnız mısın ben varken yanında? Ev gibi hissettirebilir miyim sana, mesela bir bardak sıcak çikolata ikna eder mi ki seni buna? Sevgimi hissettirmek için daha ne yapmam gerekir ya da daha açık olmam için bilemiyorum ama aşmamız gereken çok uzun yollar var bunu biliyorum. Uyuyorum, unutuyorum, kendimi affedemiyorum en küçük hatamda. Sen beni nasıl çekiyorsun bilmiyorum, ben kendimi çekemiyorum. Suratıma nasıl bakabiliyorsun bilmiyorum, hayır, abartmıyorum. Dudağını keselim, sonra bir öpücük kondur gözümün altına, o zaman izleyelim. Bak nasıl da akıyor bir yaş misali, şimdi sil onu, istediğim ki bu. Kıpkırmızı bir leke oluşsun yanağımda senin kanından ve benim arzularımdan. Öpmeni daha çok isteyemem, ah tam şu an, bilmediğim bu hislerin içinde ve damarımın yırtık duvarından senin kesik dudaklarına. Daha ne kadar betimleyebilirim, tutkum taşar canlandırır ölü papatyalarımı, kesilirken zaten yarım notalık nefesim. Biter mi ki burada şarkı, yoksa yükselir mi bilemiyorum ama denemek istiyorum. Bazı şeylere devam etmemin sebebi sensin, bir de silik anıların üzerinden geçen mürekkepli kalem. Ya işte böyle bu da, bazen kurduğum saçma hayellere karışmasın dudağından süzülen kanın sonra öpmek zorunda kalırım yalın yalın. Şikayetçi olduğumdan değil, seni sevdiğimden bu kalın, ağır montumun kirlenmiş bilekleri. Lütfen, unutma beni, unutamam seni. Ezilmeme izin verme sevgilim, montumu tutabilir misin ben silerken ki seni gibi kan selin?*
*Montumu tutabilir misin, sen gibi coşkulu akan kanını silerken?
YOU ARE READING
Gerçekliğimdeki Büküm
DiversosVarlığın sevgilisi sen, Amacın en başından itibaren yokluk, Bir de başı boş kalan bir beden.