Altıncı Bölüm // Aziz

1 0 0
                                    


Uyan, ne kadar taze
Var olduğunu hisset, ne kadar tutsak ellerimde
Uyu, o kadar yıpranık yüreğimde
Tekrar et, kanatlanır gögüs kafesime
Sen, Sen istemedin mi kor halinde
Yüzer durur su üstünde.
Altıncı bilir bale,
Açılır perdeler bunu desteklercesine.

Şimdi bilmiyorum nasıl hissediyorsun ya da ne kadar yer kaplıyorum hayatında, çok yalnız görünüyorsun hayatım, aklımın poyrazı kapında. Yormak ya da üzmek istemiyorum seni ama ev de olamıyorum belli ki. Çok da erken düşününce, etkisi var mı ki? Belki bu sefer bir darılma sonrası sarılma beni getirir sana, yüreğin ister mi ki beni orada? Amacım aslında belli, oldu 63 gün bunu yazarken sana. Olacak 64 gün, Sevgililer Günü benden sana. Seni seviyorum ve bir daha kimseyi böyle sevemeyeceğim, bu üzer mi seni bilemem ama beni üzüyor bazı çanları uzaktan duydukça. Elbet, sonsuzluğa seninle karışmak isterim ama senin ne kadar isteyeceğin meçhulken umut edemeyeceğim, kırılmış umutlar ellerimi keser sonra, seni gibi kan selin. Tanrım, orada mısın bilmiyorum ama kutsar mısın beni daha fazla sonsuzlukla, böylelikle onunla geçirebilirim kanı akmadan birimizin. Çok şey öğrettin bana ve belki saçma, belki bencilce ve belki de biraz uykum var ama istemiyorum başkasını bundan sonra da. Yorulmuş kalbim savaş alanında kala kala, sarıp sarmalasana, senin işindi belimden tutmak hatırlasana. Ah, fazla abartmış olabilirim ama senin nefesin karışırken ciğerlerimdeki havaya, daha fazlasını bekleyemezsin benden, sarhoş gibiyim derim sana, yalpalarım hatta. Düşmüşüm kuyuya, üç kapital de avcumunum içinde, lütfen öp parmaklarımı bir bir açmak için, sessizce. Duymasın kimse, kıskanç değilim ama kıskanabilirim nedensizce. Kıskanç değilim, dediğim gibi, ama parmak uçların saçlarım arasından geçerken, kolların beni sarmalarken bazen kendime bile kızıyorum. Bazen nefes alman bile o kadar büyük bir ilgi gösterisi gibi geliyor ki, Tanrım, nefesin olmak istiyorum. Varlığın beni, nefes almaya itiyor, elbet arada sana verdiğim anlamlar ve sorumluluğa dönüşen yükler beni endişelendiriyor. Pek bir şey taşımıyorsun benimle birlikte, bu pek doğru hissettirmiyor. Amacım yargılamak ya da kaba olmak değil, sadece seni tüm varlığımla bağaştırmak isterim. Öyle ki izin vereceğim, beni öpmeni isterim, içebilir miyim bir şaraba bir kadeh aşk? Sonra merak ederim, seni tekrar görmek için ne kadar dünü bugüne katmam gerekir? Senden hoşlanıyorum, seni seviyorum, sana aşığım, lütfen seni daha fazla sevmeme izin ver. Lütfen seni daha çok sevmeme izin ver. Umarım kalırsın burada, böylelikle soluruz aynı havayı gittikçe bizlesinceye. Seni daha bizce sevmeme izin ver. Çünkü bilirsin, tekerrür eden her şeyin içinde, asla özgün olamayacağız seninle. Buna da gerek yok, bizce olmamıza izin vermen yeterli sadece. Teşekkür ederim, seni seviyorum bizce.

Gerçekliğimdeki BükümWhere stories live. Discover now