Medya Çiler'in elbisesi. Eğer yazım yanlışlarım varsa belirtin lütfen 🙏 İyi okumalar ❤️
-Günümüz-
Aptal ben bir gülüşe, iki tatlı söze kanmıştım. Gerizekalıydım. O günleri hatırladıkça içim ürperiyor, tüylerim diken diken oluyordu. Yaşadıklarım, yani o zamanlarda yaşadığım şeyler üstesinden gelinmeyecek türden değildi fakat ben napmıștım? Çareyi hiç tanımadığım biriyle sadece sanaldan olan aptalca konuşmalarda bulmuştum. Eğer şimdiki aklım olsaydı böyle bir şeyi hayatta yapmazdım ama bu yaptıklarım, yaşadıklarım da olmasaydı eğer şimdiki aklım olmazdı. Burada daha fazla dayanamayacağımı hissediyordum. Önceden en azından az da olsa odaya ışık giriyordu. Hem renkliydi de. Duvarlar günden güne daha fazla üzerime gelmeye başlamış artık daha fazla dayanacak takatim kalmamıştı. Beyaz duvara bakarken düşünceler eşliğinde uyuya kaldım.
~~~
Zorla gözlerimi araladığımda hala aynı yerdeydim ki zaten başka bir şansımda yoktu. Gece mi yoksa gündüz müydü? Haberim yoktu. Kilit sesiyle yeniden yatağa sinip uyuyor taklidi yapmaya başladım "Çiler kalk" kolumdan aniden çekilmemle bileğimde ki zincir sıyırmış beyaz zemine birkaç damla kan akmıştı. Acıyla inlerken eş zamanlı olarak yanaklarım ıslanmıştı. Birkaç yıl öncesine kadar bana ağır gelen fakat şimdi yaşadıklarımın yanında hiç kalır dertlerime böyle ağlıyordum.Zaman denildiği gibi zalimdi ve bunun farkına şimdilerde varıyordum. "Zırlamayı kes ye şu yemeği bitince haber ver!" ellerimi ve ayaklarımı çözüp odadan çıkınca acıdan kıvranmaya başlamıştım fakat getirdiği yemeği yemek için hırkanın kolunu sıkıp yemeği hızla yemeye başladım. Bu kadar lüks yeter diyip beni bu odaya attığından beridir (1 haftadır) su ve ekmek dışında birşey girmemişti boğazımdan.Yemek bittiğinde dışarıda ki adama (!) seslenip yeniden yatağa geçtim. Zincirleri tekrar bağlayacağını düşünürken kolumdan tutup "Abi seni bekliyor." diyerek sürüklemeye başladı. Evet kelimenin tam anlamıyla sürüklüyordu. Bembeyaz oda da çıldırmanın eşiğine gelmişken yeniden renkler görmek bir nebzede olsa güzeldi hava karanlıktı. Bir odanın içine itildiğimde oda değilde banyo olduğunu anlamam saniyelerimi almıştı. Dışarıdan "Duşunu al sonrada yaralarını sarıp orada ki elbiseyi giy 1 saatin var." dendiğinde zamanı aşmayı göze alamadığımdan ötürü hemen üzerimdekilerden kurtulup duşa kabine girip sıcak suyun altında mayıșmaya başladım ama acele etmeliydim az önce sıyrılmış bileğim sızlıyordu. Hızla yıkanıp çıkınca az önce inceleme fırsatı bulamadığım banyoya göz gezdirdim. Burasının da her yeri beyazdı açıkçası bir insanı delirtmek için güzel mekandı. Oda aklıma gelince ister istemez nefesim kesildi kendimi sakinleştirip bulunan dolapları karıştırmaya başladım. İçlerinden bir tanesinde sargı bezi bulup iki bileğimi de özenle sardım. Diğer yaralarıma merhem sürüp asılı olan elbiseyi giyindim. Göründüğü gibi kısaydı ne kadar aşağı çeksemde yeniden yukarıya çıkıyordu. Elimden birşey gelmediğine sonuda karar verdiğimde saçlarımı toplayarak köşede duran ayakkabıları giyinip çıktım. "Güzel kızmışsın sende Çiler yenge." gözlerim ateş püskürtürken "Yenge falan deme bana!" diye sinirle bağırıp hızla yukarı çıkıyorken "Abi seni aşağıda bekliyor." denmesiyle bu sefer yönümü değiştirip aşağıya adımladım. Mesafe azaldıkça içimde ki korku baş kaldırıyordu. Az önceki cesaretim yerini yeniden esarete bırakmıştı. Karşımda onu görünce aklıma o gün geldi. Yine böyle bakıyor, böyle gülümsüyordu. Tek fark artık eski Çiler gitmişti artık. Yalanlarına göz yuman, ona daima inanan Çiler yoktu. Karşısında ellerimi önümde birleştirerek kafamı eğmiş şekilde sesimin titrememesi için direnirken zor bela konuştum "Ne istiyorsun Aras?"
Vee bölüm sonu. Neler düşünüyorsunuz bölüm hakkında? Yorumlarınızı lütfen belirtin. Oy vermeyi unutmayın. Yeni bölüm haftaya gelicek. Sevgiler ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bird Set Free
Random"Ben kafeste duracak bir kuş değilim. Uçmaya, özgürlüğe ihtiyacım var."