Uzun bir aradan sonra yeniden merhabalar efenim. Karantina nasıl gidiyor? Umarım hepiniz sağlıklı, mutlu şekilde geçiriyorsunuzdur bu süreci. En kısa zamanda normale dönmemiz dileğiyle. İyi okumalar ❤️
-Flashback-
Duyduklarım karşısında ilk başta biraz delirmiş daha sonrasında ise kabullenmek zorunda kalmıştım. Şimdi de boş sokakta nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum. Gözyaşları usulca yanağımı sıyırıp geçiyor, silsem bile yerini yenileri alıyordu. Alara'nın evi tepe bir yerde olduğundan tüm Ankara ayaklarının altına serilmiş gibi duruyordu. Altı boşluk bir kenarın ucuna oturup bundan sonra ne yapacağımı, ne yapmam gerektiğini düşündüm. Çektiğim acılar yetmemiş miydi zaten? Daha fazlasına dayanamazdım. Yanıma birinin oturmasını bile önemseyemedim bu haldeyken "Seni buruya ne attı?" tanımadığım biriydi. Omuz silkip "Hava almaya çıktım, sen?" "Genelde acı çekenler geliyor buraya bağırıyorlar, içlerini boşaltıyorlar ve ardından gidiyorlar sen hangisisin merak ettim" elbette yaşadıklarımı tanımadığım birine anlatmayacaktım zoraki bir gülümsemeyle "Acı çekemem ben, acı çekmek için çok gencim" diyip döndüğümde o da kafasını kaldırdı ve hoş bir gülüş bahşetti. Elini uzatıp "Buğra Aksoy" elini tutup "Memnun oldum Buğra Aksoy, Çiler Kökenli bende" "Memnun oldum. Eğer ne derdin olduğunu anlatmak istersen buradayım ben" ağzına fermuar çeker gibi yapıp "Benden sır çıkmaz" şu birkaç saatten beridir ilk defa gülerek "Belki anlatırım başka bir zam--" "ÇİLERR" kafamı sesin geldiği yöne çevirdiğimde Aras bu tarafa doğru geliyordu. Kalkıp üstümü silkeledikten hemen sonra Aras'ın yanına gitmek için hareketlendim "Umarım 'başka' zaman görüşürüz" diyen Buğra'ya bakıp kafamı sallayıp hızla Aras'ın yanında bittim. Alara'nın evine doğru giderken sinirli bir şekilde "O kimdi?" "Bilmiyorum. Adı Buğra'ymıș bu civarda falan oturuyor heralde" "Ne anlattın ona? Bugün olanları mı söyledin?" kaşlarımı çatılırken "Hayır bir şey anlatmadım, bir şey söylemedim de sen niye bu kadar sinirlendin?" çatık kasları düzelmişti "İyi, tanımadığın herkese her şeyini anlatma" "Senide tanımıyordum ama bak artık tanıyorum" Alara'nın evini çoktan geçtiğimiștik belki bir yerde işi vardır diye sesimi çıkarmadan yanında yürümeye devam ettim. Bizim evin sokağına girmişken "Tanımıyorsun" diyip aniden kolumu sıkıca tutup sürüklemeye başladı "Aras napıyorsun sen? Bırak kolumu ne yaptığını zannediyorsun!" bağırışıma kulak asmadan "Sana gerçek Aras Öztürk'ü tanıtıyorum" gözlerim korkuyla açılmıştı. Apartmana girmiș hızla bizim kata çıkarırken Sultan teyzenin kapısının açılmasıyla bağırıp "Hasan amca, Sultan teyze yardım edinn" Hasan amca öne çıkıp noluyor diye bağırdığında Aras'ın çektiği silahla olduğu yerde durmuştu "Bir adım ne öne, ne de geriye atarsan acımam vururum. Sende öyle" diye silahı Sultan teyzeye doğru da tuttu. Yeniden beni yukarı sürüklemeye başladığında kafamı çevirip yalvarır şekilde "Polise haber verin" diyebilmiștim sessizce. Onlar görüş açımdan çıkmadan hemen önce Sultan teyzenin içeri geçtiğini görmüştüm. Telefonumun arka cebimde olduğunu hatırlamamla boşta kalan elimle telefonu çıkarıp birilerine haber veremeden telefonu merdiven boşluğundan atmıştı. Evin kapısını kırıp içeri, salonda oturan anne babamın önüne beni hıșımla iterken düşüşümün sertliğinden ufak bir çığlık attım. Babam beni kaldırıp arkasına alırken Aras manyakça sırıtıp "Bu güzelim aile saadetiniz gözlerimi yaşarttı fakat bu tabloyu bölmek zorundayım. Kusura bakabilirsiniz" silahı babama doğrultup onu vurduktan sonra anneme işaret vermişti. Annem arkasına bile bakmadan çekip giderken hızla babamın yanına çöktüm. Hıçkıra hıçkıra ağlarken kafamı kaldırıp korkuyla Aras'a baktım "S-sen... Neden?" bu halime gülüyordu onun bu psikopatlığı karşısında dehşete düşmüştüm. Üzerime gelmeye başladığında gidebildiğim kadar geriye gittim ama sırtım soğuk duvara çarpmıştı korkuyla suratına baktım. Saçımdan tutup yüzümü yüzüne doğru yaklaştırıp "İşte şimdi gerçek Aras Öztürk'ü tanıyorsun"
-----
Umarım beğenmişsinizdir bölümü bir sonraki bölüm FİNAL bölümümüz olacaktır. Kendinize iyi bakın sevgiler ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bird Set Free
Разное"Ben kafeste duracak bir kuş değilim. Uçmaya, özgürlüğe ihtiyacım var."