üstte kitabın esinlenme kaynağı filmde oynayan adrienne var. gerçek adı alicia silverstone olan bu kadının her filmine düşüyorum.
iyi okumalar kuzular.___
joe gözlerini açtığında güneş daha yeni doğmuştu. saatine baktığında ise işe gitmesine daha vaktinin olduğunu gördüğünde rahatlamıştı. evine giremediği için uykusu oldukça huzursuz geçmişti.
yavaşça yerinden doğrulduğunda eli ağrıyan beline gitti. sessizce tısladı. üşümüştü ve yeni uyanmasına rağmen yorgun hissediyordu.
tam da eve nasıl girebileceğini düşünürken arkasından gelen sesle başını çevirdi.
"günaydın!" ben'in neşeli sesiyle biraz da olsun gülümsedi. işte şimdi güneş doğmuştu.
"günaydın ben." gözlerini ovuşturdu. "bu saatte ne işin var bahçede?"
"ben de sana aynısını soracaktım."istemsizce kıkırdadı. "benim dersime gitmem gerekiyor, rami ile birlikte." bakışlarını tekrardan joe'ya indirdi ve cevap beklermişçesine baktı.
"ah, sanırım anahtarlarımı kaybettim. geceyi burada geçirmek zorunda kaldım." elini saçına götürdü ve çekingen bir tavırla konuştu.
ben'in yüzündeki sırıtış genişledi. joe'ya doğru adımladı.
elini joe'nun gömleğindeki cebe doğru uzattı ve içinden anahtarları çıkardı.
"bunları mı arıyordun?"joe'nun gözleri kocaman olmuştu. birkaç saniye ağzını bir şey söylemek için açtı, ama konuşmaya dili varmadı.
"s-seni temin ederim ki dün burada değildi." anahtarları ben'in elinden alıp inceledi. şok olmuştu.ben ise kıkırdadı. "gömleğinizin cebine bakmamış olmalısınız."
joe, ben'in onun gece boyunca uyuyakalmasını beklediğini ve zamanı geldiğinde ise bahçeye inip cebine anahtarı yerleştirdiğinden tamamen habersizdi. peki ben neden bunu yapmıştı? kendisi de bilmiyordu, sadece yapmıştı işte.
"sanırım öyle." omuz silkti.
___
joe'nun işteki ilk günü oldukça tatsız başlamıştı. 8:15'te başlamış olan toplantıya birkaç dakika gecikmişti, odaya herkesten sonra girdiği ve burada yeni olduğu için de ayrıca gözler üzerindeydi.
boş bulduğu bir yere yerleşti. çantasını masasının üzerine bıraktı. herkes farklı şeylerle ilgileniyor, adeta bağıra bağıra konuşuyorlardı. toplantıyı-ya da belki bulundukları iş pozisyonlarından-pek de umursadıkları açıkça belli oluyordu.
"yeni misin?" yanında oturan ve kırmızı elmasından bir ısırık alan kısa saçlı kıza döndü.
"evet, biraz gerginim." joe'nun konuşması üzerine kızın gülmesi genişledi.
"anlaşılıyor."kısa bir süre sonra patron içeri girdiğinde biraz da olsa sesler azaldı. gündemde olan birkaç konunun üzerinden geçilen dakikalardan sonra patron joe'ya döndü.
"robert levansky hakkına neler biliyorsunuz, bay mazzello?"
"hapisaneden yeni çıktı ve basınla konuşmuyor." bildikleri sadece bunlardı ve haklıydı da.
"pekala, hakkında bulabileceğin her şeyi bulmanı istiyorum."
joe duruşunu dikleştirdi. "binlerce gazeteci aylardır bu iş üzerinde. bu bir karadelik."patronu joe'nun sözünü kesti.
"cumaya kadar bir şey getir."gözlerini joe'ya dikip devam etti. "maddik, joe'yu izle. eğer bir şeyler bulursa senden de resim istiyorum."
yanında oturan ve adının maddik olduğunu öğrendiği kısa saçlı kadın başını salladı. joe maddik'e doğru eğildi ve patron diğerleriyle konuşmaya daldığında kulağına fısıldadı.
"her zaman böyle midir?"
"bazen ruh hali kötü oluyor." maddik, joe'yu cevaplayıp güldü.
joe kendine yeni bir arkadaş bulmuştu.
___
geçiş bölümü gibi oldu baya ama hikayemiz için önemli bir karakter eklenmiş bulunmakta...
HEPİNİZİ ÇOKK SEVİYORUM<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the crush||hardzello
Fanfiction-The Crush,1993'den alıntıdır.- bir gazetede muhabir olarak çalışan joseph, kendisini işinin yoğunluğundan uzaklaştıracak bir ev aramaktadır. zengin bir ailenin misafir evini kiralayan joseph, kısa sürede yeni yaşamına alışır. fakat bu sakin hayatı...