chapter 3

89 16 31
                                    

masanın üzerinde yanan 3-4 mum ve camdan içeriye yansıyan sokak lambaları hariç hiçbir ışık kaynağı yoktu. saat 2'yi gösteriyordu ve joe hala yeni evine bir şeyler yerleştirebilmek adına ayaktaydı.

gün içinde kamyonla gelen eşyalarının hepsini evin içine tıkamıştı. ve öğleden beri dinlenmeden düzenlemeler yapıyordu. dolabını ve yatağının yanında olan komidinini düzenlemişti. banyodaki dolaplara kişisel eşyalarını dizmiş, küçük mutfağına ise tabak çanaklarını doldurmuştu.

camın önündeki masaya ise bilgisayarını ve ev telefonunu koymuştu. her şey hazırdı. kalan tek eşyası çerçeve içindeki küçüklük fotoğrafı olmuştu. fotoğrafı eline alıp inceledi. gülümseyip masasının üzerine bıraktı.

kapının önüne geçip evini şöyle bir süzdü. çok yorulmasına rağmen mutlu hissediyordu. bitik bir gülümsemeyle kendini yatağa attı.

bahçeden gelen seslerle gözünü açtı. o kadar derin yatmış olmalıydı ki uyandığında hala yorgun hissediyordu. gözlerini ovuşturdu ve birkaç dakika boyunca hiçbir şey yapmadan sadece tavanı izledi.

ben ise o sırada, en yakın arkadaşı rami'ye kiralık evlerine taşınan joe'yu anlatmaktaydı. bir telefon görüşmesinden ve evine ettiği davetten kısa bir süre sonra rami ben'lerin bahçesindeydi. oldukça da heyecanlı görünüyordu.

"nasıl biri, nasıl biri!"yüzündeki kocaman gülümsemeyle ben'e bakıyordu.

iki evin arasındaki minik alanda bulunan çeşmenin etrafında oturuyorlardı. ben telaşla rami'yi susturmaya çalışıyordu.

"bizi duyabilir, oh tanrım! sessiz olsana." her ne kadar sinirlensene de kendini kıkırdamaktan alıkoyamıyordu.

"kibar birine benziyor." elini çenesine koyup düşündü. "gözlük onu çok ateşli yapıyor."arabasının kendisine çarpmasına ne kadar az mesafe kaldığını hatırladığında sırıttı."ayrıca katil olma potansiyeline de sahip."

kendilerini tutamayıp kahkaha attıklarında seslerinin çok çıktığının farkında değillerdi. joe yataktan yavaşça kalktı. gözlerini ovuşturarak cama doğru yöneldi.

penceresindeki tülü çekmeden onları görmeye çalıştı. sesler bu sefer daha netti.

"ve en önemlisi ne biliyor musun?"ben'in yüzünde her zamanki sırıtışı vardı."benden çok daha büyük."

ben 19 yaşına basmış olmasına rağmen yaşına göre küçük duruyordu ve doğruyu söylemek gerekirse böyle olmaktan çok mutluydu. bir sevgilisi olacaksa onun yanında büyük durmasını isterdi, bu yüzden kendisine göre yaşlılar hep daha çok ilgisini çekerdi.

rami ellerini çırptı. onu görmek için sabırsızlanıyordu. en yakın arkadaşının ilgisini çekmek oldukça zor bir şeydi ve eğer joe bunu başarabildiyse demek ki anlattığı kadar vardı.

joe kendi kendine gülüp perdeyi yavaşça çekti. camı açtı ve sanki az önce onları izlemiyormuş gibi bakışlarını dışarıya dikti.

"taNRIM TANRIM!"ben kulak tırmalayıcı ve hiç de kısık sesle olmayan bir fısıldamayla rami'ye seslendi.

"sakın ama sakın belli etme ama şu an da cama çı-..."daha cümlesini bitiremeden rami kendisine engel olamayarak ayağı fırladı ve cama doğru baktı.

joe her ne kadar her şeyi fark etmiş de olsa, küçük oyunu sürdürmeye karar verip onları görmemiş gibi davranmaya devam etti.

"iyi görünüyor."rami gülümsedi ve tekrardan çimlere oturdu. "oldukça iyi."

the crush||hardzello Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin