BÖLÜM 25

2.5K 197 54
                                    

La Lisa Manoban

Şu son aylarda başıma çok garip ve bir o kadar da üzücü olaylar geldi. Önce kocamın beni ihmal etmesinden dolayı çöktüm, sonra da beni aldattığını öğrendim. Ardından eski en yakın arkadaşım Kore'ye geri döndü ve Jungkook'a karşı beni destekledi. Daha sonra ise aslında kocamın beni aldatmadığını, bunların en başından beri bir oyundan ibaret olduğunu ve için içinde Taehyung'un da olduğunu, aslında Yeri'nin hem benim hem de Taehyung'un üvey kardeşi olduğunu öğrendim. Kocamın yaşadığı ve benim hiç bilmediğim o zorlukları öğrendim ben. Arkadaşlarımın bile bilip benden sakladıkları onca şeyi öğrendim. İhanete uğradım, bana ihanet ettiğini sandığım arkadaşımı aşağladım. Onca yılı geride bırakarak tıpkı bir pislik gibi davrandım. Sevdiklerimi, değer verdiklerimi ve en önemlisi kendi oğlumu bile kendimden uzaklaştırdım. Ve bunlar, bütün bu yaşadıklarım, bize bütün bu yaşatılanlar, tek bir adam yüzündendi.

Benim babam olacak o adi şerefsiz.

Küçüklüğüm öyle ahım şahım bir güzellikte değildi ve ben de bundan şikayetçi değildim. Çünkü yanımda üç kişi vardı. Jimin, Jungkook ve Taehyung. Jimin ile olan arkadaşlığımız ta anaokuluna kadar giderken, Jungkook ile dokuzuncu sınıfta tanışmıştım. Taehyung ile de öyle. Kızlarla tanışmam üniversite yıllarımda olmuştu ve sanırım, o yıllar hayatımın en güzel yıllarıydı. Babamın ilgisini hiçbir zaman hissedemedim belki, ancak onun yerini dolduran birileri oldu hep hayatımda. Gerek erkek olsun gerek kız. Hiç yalnız kalmadım ben. Ayrıca annem de vardı yanımda. Bana daima destek oldu. Babam Jungkook ile evlenmeme müsade etmediği zaman bile o daima benim arkamı kolladı ve beni babama karşı savundu. Ona hep minnettar kalacağım ancak, bu defa işler çok defa farklı.

Bu defa işler tek benim hayatımı değil, ailemin, arkadaşlarımın hatta biricik oğlumun hayatını etkiledi. Ve ben, bunu yapmasına her zaman göz yumdum. Ancak bu defa olmaz. Bu defa her şeyi mahvetmesine izin vermeyecektim.

Gözlerimiz birleştiği anda gülümsedim Jungkook'a. O da bana gülümseyerek karşılık verdi. Kenetlediğimiz ellerimizle babamın evinin karşısında dikiliyorduk. Ona oynadığımız oyunu yutmuştu, bizi ayrı sanıyordu şimdi.

''Ben La Lisa Manoban. İzin verirseniz, babamı görmek istiyorum.'' dedim tek kaşımı kaldırarak. ''Tabi, hemen hanınmımız.''

Koca villanın kapısı açılınca derin bir nefes aldık aynı anda ve bu defa ayrılmamak üzere ellerimi ayırdık. Yüzümüze yetiştirdiğimiz sert ifadeyi bozmadan koca evin içine girdik ve salona geçtik. ''Bay Manoban, Bayan Manoban geldi. Sizi görmek istiyormuş.''

Hızlı adımlarla babama yaklaştım ve kocama attığı bakışları görmezden gelmeye çalıştım. ''Seni buraya hangi rüzgar attı prensesim? Hem de -Jungkook'u süzdü- seni aldatan bu terbiyesiz ile?'' Jungkook'un seyiren çenesi çok rahat görülebiliyordu ve kendini zar zor tutuyordu. Elimi çaktırmadan onun eline koydum ve azıcık sıkıp bıraktım. Koyulaşan gözlerinin yerini o sevdiğim kahverengi tonu aldığında, nefes alış verişleri de düzen girmişti. ''Bir konu hakkında konuşacağız babacığım''

Babam heyecanlanmıştı. ''Boşanma işlemi için gerekli evraklar hazır. Senin onayını-''

''Boşanmıyoruz, Bay Manoban." dedim sesimi tutabildiğim kadar soğuk tutarak. Ellerimiz tekrar kenetlendiğinde, gözleri açılabildiği kadar açılmıştı. "Bu kez yuvamı dağıtmanı engelleyeceğim."

"Sen ne dediğinin farkında mısın Lisa!" dedi kızaran yüzü ile. "Bu adam seni aldattı! Buna rağmen yüzsüzlük yapıp onunla evli olmaya devam mı edeceksin ha?!"

"Bana yüzsüz diyene bakar mısın kocacığım?"

"Bakarım karıcığım."

"Peki, bana yüzsüz diyorsunuz ya Bay Manoban. Yüzlerinizden birini bana vermenizi rica ediyorum. Malum, siz iki yüzlüsünüz."

"Bu ne terbiyesizliktir böyle!" dedi bana tokat atmaya hazırlanırken. Tam vuracağı sırada Jungkook hızla önüme geçti ve yumruğu Bay Manoban'ın suratına çaktı. Yere düştüğü gibi bağırmaya başlamıştı.

"Çabuk, çabuk güvenliği çağırın!" Jungkook son kez yerde yatan Manoban'a baktı ve tekmeyi basıp bana baktı. Gülümseyerek ona baktım ve ellerini ellerim ile birleştirip villanın dışına koşmaya başladık. Kapıyı açtığımız sırada üstümüze doğru gelen korumalar, hızla yaklaşıyorlardı. Elimi güven verircesine sıktı Jungkook ve hızla korumalara doğru koşmaya başladı. Siyah saçlı ve muhtemelen kırklı yaşlarında olan adam üstüne atıldığında çevik bir hareketle kendini yana attı ve afallayan adamın sırtına sert bir tekme atıp yere düşmesini sağladı. Karnına son bir tekme atıp arkasından yaklaşan korumanın üstüne atladı ve beraber yere düştüler. Onlar birbirlerini yumruklarken, ben arkamdan gelen korumayı fark etmemiştim ve bu, korumanın arkamdan benim üzerime atılmasına sebep oldu. Arkadan kollarını boynuma doladı ve beni kenetledi. Hızla özel bölgesine tekme atıp dikkatinin dağılmasına neden oldum. Çantamdan çıkardığım biber gazını yüzüne boşaltınca neye uğradığını şaşırmış, kendini yere atmıştı ve ben de kapanışı son bir yumrukla yapmıştım.

Rüzgardan dolayı savrulan saçlarımla arkamı dönünce, Jungkook'un iki adam tarafından sıkıştırıldığını gördüm. Hızla o tarafa koştum yerden aldığım bir taşı adamın kafasına atarak bana bakmasını sağladım. Kafasını ovalayarak bana doğru geldiğinde, arkamda sakladığım biber gazını suratına sıkıp karnına tekme attım. Bu sırada Jungkook'da yerde yatan adamın üzerine çıkmış, yüzünü defalarca yumrukluyordu.

Onu ayağa kaldırıp çantadan çıkardığım spreylerden birini Jungkook'a verdim. Evin önüne çizdiğimiz resmin bitmesiyle Bay Manoban sonunda kapıya çıkmıştı.

"Ne yaptınız siz böyle?!"

"Hakkettiğini, koca kafalı!" dedim ve kafasına yumurtayı geçirdim. Tanrım, ondan cidden nefret ediyordum!

"Sizi dava edeceğim. Duydunuz mu?!" dedi biz motora binip uzaklaşırken.

"Kendi mülkümü boyama iznini senden almadım babalık." dedim ve ona orta parmak çektim. Delirdiğimi iliklerime kadar hissediyordum. Jungkook hızla villadan uzaklaşırken, rüzgarın saçıma işlediği esinti, günün yorgunluğunu alıyordu...


-Bölüm Sonu-


Eveeet, önce Survivor, sonra da buna yeni bölüm geldi. Elimde olursa diğerlerine de bölüm atacağım.

Sınır: Yok

Sağlıcakla kalın, umarım beğenmişsinizdir. Beklediğiniz için teşekkür ederim.

Sizi seven yazarınız

-Beril

More Than LoveあLιsκοοκHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin