Gözleri şeytandan, yüzü melekten, saçları ölümden, kendisi intikamdandı. Siniri onu donamış, hırsı kılıçlandırmıştı.
İnsanlara olan kini sayesinde, bir Yosilei'ye dönüşmüştü.
Yosilei; Kin, intikam arzusu, hırs ve öfke bir araya geldiğinde bir Okriptia'nın dönüştüğü kötü savaşçıya denirdi.
Önceden, saf, herkesin kullandığı, ezik bir Okriptia'ydı. Evet kabul ediyordu, EZİKTİ. Bundan bıkmıştı. İnsanlar neden böyle davranıyordu. Kendisi onları kurtarmaya çabalarken neden, neden onlar kendisine kötü davranıyordu? Onlardan intikam almak için kendine yemin etti. Bu sayede Yosilei'ye dönüştü.
Elbette artık ustaydı. Ne konusunda derseniz, insanlardan intikam alma konusunuda derim.
Her geçen gün, Soliav ve Kors'un umutları azalıyordu. Bu evden asla kaçamayacaklardı. Çünkü farketmişlerdi ki, evdeki her süsün içinde kamera vardı.
-Yeter!" diye parladı sonunda Soliav. "Buradan kaçamayacağız işte! Ben bıktım. Gel öldür artık beni!"
Tam o sırada elektrikler kesildi. Sokiav ve Kors, kulaklarının hemen yanında nefes sesleri hissetmeye başladılar. En sonunda damarlarında hissettikleri şırınga ile bayıldılar.