Soliav'dan,
Gözlerimi simsiyah bir odada açtım. Etrafa bir göz atmak için kafamı çevirdiğimde aslında kafama bir şey geçirdiklerini anladım.
Ellerim serbestti. Hangi ahmak böyle bir şey yapardı ki?
Hemen başımdaki şeyi çıkardım ve fırlattım. Pdada benşm dışımda başka kişiler de vardı. Kız erkek karışık. Ve en kötüsü neydi biliyor musunuz? Kors'la karşı karşıya oturuyorum! Bu her gün onun yüzünü görmek zorunda olduğum anlamına geliyor.
Bu odada herkes daire şeklinde sandalyelere bağlanmıştı. Elleri serbestti ama neyse.
Sanki bir ayin düzenliyormuş gibi ortamızda garip semboller vardı. Bir anda semboller yanmaya başladı.
Parmaklarımın koptuğunu, bedenimin yandığını hissettim. Sanki biri bana işkence ediyordu. Saçlarımdan saç köklerime kadar karıncalanma hissettim ve başım ağrımaya, dönmeye başladı. Kanın sıcaklığını hissettim yüzümde. Gözlerimin baskı altında kaldığı bir ortamdaydım.
Kendimi öldürmek istiyordum. O kadar canım yanıyordu ki! Yüzüme, karnıma, bacaklarıma, her yerime kızgın demirler bastırılıyor gibiydi. En sonunda acının dinmesi umuduyla çığlık attım. Ve bir daha sesim çıkmadı.
