Hatalarım olabilir düzenleyemedim affedin ballarım. Bu arada yarın melon var ama hangi mükemmel kız grubu yok bilin bakalım 🤡
Neyse uzatmıyorum ne istediğimi biliyonuz zaten ehehehe o zaman keyifli okumalaaar
☆
"Benzettiniz herhalde," diye mırıldanarak yanağındaki elimi ittirdiğinde benden birkaç adım uzaklaştı. Sıcaklığı benden uzaklaşınca boşluğa düşmüş gibi olmuştum. Ne yani beni hatırlamıyor muydu?
Oysa biz hep birbirimize aittik...
Aval aval yüzüne bakmaya devam ederken tıpkı hatırladığım gibi çekingen bir tonda konuştu. "Yaralanmadınız değil mi?" Diye sorduğunda gözleri üzerimde gezinirken aptal ruh halimden arınarak boğazımı temizledim.
"Aa evet sizi birine benzetmiş olmalıyım kusura bakmayın az önceki davranışım için ve hayır yaralanmadım." Dedim gayet resmi olmaya özen göstererek. Benim geciken cevabımla yüzünden rahatladığı belli olurken doya doya yüzünü inceledim.
Büyümüştü, hemde fazlasıyla. Gelişmiş vücudu ve oturan yüz hatları nefes kesiciydi. Minnoş halinden epey bi uzaklaşmıştı belli ki. Neyseki iki türlüde kalbimi yerinden çıkarabiliyordu.
"Sizi bir yerden tanıyor gibiyim." Dedi başını hafifçe yana eğip, derin bir iç çektiğinde onda bir şeyleri hatırlatmam mutluluktan uçmamı sağlayacaktı neredeyse. Gülümsemekle yetinirken anlam dolu bakışları çalan telefonuna kaydığında gülümsememi bozmadan onu izlemeye devam ettim.
Büyük bir sırıtışla aramayı açarken az önce mutluluktan oluşan kanatlarımı acımadan kıran sözleri, büyük bir hızla zemine çakılmamı sağlamıştı.
"Efendim hayatım," dediğinde içimi yumuşacık eden sesinin bir başkası için çıkması canımı yakıyordu. Korktuğum şey kesinlikle başıma gelmişti, Taehyung'u yeni bulmuşken onu ellerimin arasından tekrardan kaybetmem an meselesiydi.
"Tamam eve geçeceğim birazdan." Dedi hülyalı bir tavırla. Sanki karşısındaymış gibi heyecanlanması hüngür hüngür ağlama isteği ile dolup taşmamı sağlarken, bu üzüntünün yanı sıra gözümü karartacak kadar öfkelendiğimi de hissediyordum. Öyle ki, bu öfkeyi dışarı atmamaya devam edersem en büyük zararı kendime verecektim.
"Bende seni özledim," gözleri sonunda varlığımı hatırlar gibi bana kaydığında mahçup bir gülümseme yüzüne çizerek, "Tamam gece ararım şimdi kapatmam lazım." Dedikten sonra aramayı sonlandırdığında bir şeyleri hatırlar gibi şaşkınlıkla güldü.
"Şu gözlerini dikip bakman çok tanıdık geliyor." Bu sefer beni hatırlamaya yaklaşmış olmasına sevinemeyecek kadar öfke doluydum. Ama bunu ona belli etmemeye çalışarak mırıldandım.
"Ah özür dilerim rahatsız ettim sanırım." Dedim sahte bir utançla başımı yere eğerken.
"Hayır o anlamda söylemedim, neyse unut gitsin. Evinin adresini söyle istersen, seni bırakayım." Bakışlarımdaki kini azaltmaya çalışarak sıkıntıyla iç geçirdim. Bu kısmı ciddi anlamda düşünmemiştim.
Dünya ile bağlantısı çok erken yaşlarda koparılmış bir kızdım ben. O yüzden tıpkı ailesinden bağımsız, özgürlüğe doğru ilk adımlarını atmaya başlayan bir bebek gibi hissediyordum kendimi. Korku dolu ve yalnız.
Taehyung'un cevap bekleyen ısrarcı gözleri benden bir an olsun ayrılmazken, bir yandan da beni nereden çıkarmaya çalıştığını görebiliyordum. En azından hafızasının bir köşesinde ona tutunan bir silüetim vardı, bu beni tamamen silmiş sayılmazdı değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Metanoia •Taelice
FanficAkıl Hastanesinden kaçabilecek kadar zeki, İntikam uğruna yoluna taş koyan kimseye acımayacak kadar acımasız, Yanlış bir insana saplantılı bir şekilde aşık olacak kadar tehlikeli, Peki Manoban'ın saplantılı aşkına çekilen Taehyung'un sonu ne olacak...