tatilden iki gün önce (stan)
iki gün sonra bill ile kampa gidiyorum ah tanrım bu muhteşem.
düşünsene aynı odaya düşüyoruz falan fjdjfjey saçma hayallerimi bırakıp hazırlanmalıyım.(bill )
stan'le kampa gidiyorum. kalp krizi geçirmeme şu kadar kaldı. tanrım o çok tatlı ve beni seviyor. yani seviyor. semek zorunda. seviyor yani tek ben değilim. delirmiyorum
oda beni seviyor. yatağımda uzun uzun kahkaha attıktan sonra şizofren gibi davramaya başladığımı fark ettim. ben net deliyim.2 gün sonra kamp yolunda
grup olarak toplanıp arabaya bindik. kayak merkezine gidip dönücektik 1 haftalık mükemmel bir tatil. ah en çok ohtiyaç duyduğum şey. arabaya eşyalarımızı yerleştirdikten sonra yerlerimize geçtik. ben Richieyle oturuyordum. şuan keşke şu arbada olmasam. Richieyle oturacağıma yağlı kazığa otururum daha iyi. yol boyu baş ağrısı garantisi.
-ah stan.. cidden mi hay aq niye eddie değil. stan cidden çok sıkıcısın.
yanıma oturup oramla buramla oynamaya başladı.
-richie bir elin ayağın dursun.
-aa annen hiç öyle demezdi. çok sever hareketi.
kendi kendine gülmeye başladı. richie ve onun saçma anne espirileri
kafamı yavaş yavaş git gel şeklinde cama vurmaya başladım.(bill)
cidden mi hayır bu bir felaket olmalı
eddie mi bu en kötüsü yol boyu saçma ilaçları hakkında konuşmak istemiyorum şarkı mı açsam?
eğer dayanamazsam açarım ayıp olmasın şimdi.-bill çok solgun gözüküyorsun. grip olabilirmisin? fazla mı ince giyindin ?
-hayır eddie has..sta de.. değilim ve gayet i.iyiyim. mükemmelim. ve 4 tane ka..kazak giydim. fa..zla.sıyla kal..ı.nım.
-niye senle oturuyorum ki zaten? hıh gudubet kekeme
arkasına döndü ve richie'ye
-richie yanıma otursana bill çok sıkıcı bunaldım.
-evet beni özledin biliyorum. geliyorum aşkım.
bu ikisini anlamıyorum. ve stanle oturmak istediğim için hemen yerimi verdim.
-bill de zaten stan'le oturmak ister demi b..b.billy
richie ve saçma espirileri. sadece göz devirdim ve yerimi richieye verdim. stan'in yanına oturduğumda kafasını cama vuruyordu. tam tekrar vurucakken elimi koydum.
-ş.şey canın yanıcak
birden sanki üzerinden çok büyük yük kalkmış gibi bana baktı.
-tanrım bill çok teşekkür ederim.
beni şu salaktan kurtardığın için.-birde bana sor. eddieyle oturmak mı? hayır asla bir daha olmaz. kalın giyindin mi bill? solgun görünüyorsun bill
-bazen ikisininde birbirlerine katlanabilicek tek insanlar olduğunu düşünüyorum.
-kesinlikle. çok uyumlular
birbirimize bakıp uzun uzun güldük
ve oynaşan Richieyle eddie yi izledik.-hey s..s.tan şarkı di..n.lemek...
-evet lütfen. ikisinin aptal aşkını dinlemekten iyidir.
-hangisini dinlemek istersin?
-yesterday
müzik zekimiz nerdeyse aynı sayılırdı. o yüzden genelde beraber şarkı dinlerdik. şarkıyı açtım. nakarat kısmına gelince aynı anda şarkıyı bağıra bağıra söylemye başladık. şansımıza otobüste bizim gruptan başka sadece 3 kişi vardı.
-yesterday all my troubles seemed so far away .. oh i believe in yesterday. . yesterday love is such an easy game to play.
-susun artık. iğrenç sesinizi duymaktansa eddie nin saçma ilaç konuşmalarını dinlerim daha iyi.
-Richie siktir git.
-kavga etmeyin
-(herkez birlikte) sus bev
-iyi aman be iyilikte yaramıyor ki hıh.
bev ben'e döndü ve konuşmalarına devam ettiler. şöför biraz azarladı. buzde kaldığımız yerden şarkımıza devam ettik. kafam biraz ağırlaştı. sonra kendimi stan in omuzda hissettim oda belimin arkasından elini geçirdi. böylece rahatca uyudum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
war of hearts •stenbrough
Fanfiction"farklı hissediyorum stanley sanki farklı bir dünyada gibi ve sende dünyanın kendisisin"