SIYAH ZARF / PART 1

7.3K 175 25
                                    

Karaca'nın kaçırıldığını öğrenen Akın, hemen babası ve amcalarının yanına çukura döndü ve kahvede hiç beklemediği bir manzara ile karşılaştı. Azer Kurtuluş , kahvede Koçavalılar ile oturuyordu. Anın şaşkınlığını, endişesi sayesinde hemen atlattıktan sonra ;

 Azer'e doğru yürüyerek ''Senin ne işin var lan burda ? '' diye parladı. Azer'in buna karşılık tek tepkisi bir süre yüzüne bakıp sonra kafasını çevirmesi olmuştu. Sonrasında Akın daha da sinirlenip ;

''Noluyor lan burada ? Niye Karaca'yı bulmak yerine burada oturuyorsunuz '' diyerek bu sefer babası ve amcalarına doğru bağırdı. 

''Akın bağırmayı kes  ! '' Selim'in bu çıkışı Akın'ı daha da meraklandırmıştı. 

'' Geç otur şuraya , biz de keyfimizden burada beklemiyoruz !''

'' Benim kardeşim ortada yokken ben sizin gibi böyle rahat rahat oturmam kusura bakmayın! '' 

Akın'ın bu sözleri ile Azer , kafasını ellerinin arasına alıp geriye doğru yaslanıp ve derin bir iç çekti. Ah dedi... İçimde kopan fırtınaları bir bilseler ... 

Yamaç o esnada lafa girerek olan biteni baştan Akın'a anlatmaya başladı...

2 SAAT ÖNCE 

''Lan seninki erkekliğe sığıyor mu lan ? Sandalyeye bağlayıp adam dövmek nedir ? ''

Azer'in , Yamaç'ın yüzüne karşı sanki kükrer gibi sarf ettiği sözler, depoda bulunan herkesin dikkatinin tekrar Azer'in üzerinde toplanmasını sağladı. 

''Bak Azer'cim , aramız limoni olsa da keyifli vakit geçiririz seninle '' Yamaç'ın gülerek söylediği sözler Azer'in sinir katsayısını arttırmaya yine yetmişti. 

''Ancak kusura bakma , sen Timsah'ın teslimatı gerçekleştireceği mekanı söyleyene kadar buradayız .'' Yamaç cümlesini Azer'in suratıyla buluşan yumruğu ile bitirmişti.

Azer yere ağzındaki kanı tükürüp bu sefer o Yamaç'a dalga geçer bir edayla baktı. 

'' Oğlum ben doğduğumda evde ekmek yokmuş lan ! Feleğin şaplağını yedim ben ... Bozar mı sandın acılar ha ? DEVAAM ! '' 

Artık bu karşılıklı dalgalardan sıkılan Cumali
''La bebe ! Bi herifi konuşturamadın . Bana bırak diyorum sana '' derken Selim kenarda oturmuş gayet eğlenir bir şekilde Azer'in yüzü ile buluşan yumrukları izliyordu. Kızını kaçırdığı için kinli olduğu Azer'in bu durumu hayli hoşuna gitmekteydi.

Cumali artık dayanamayıp Azer'e karşı yumruğunu kaldırdığı anda boş depoda bir telefon sesi yankılanmaya başladı. Sesin, Azer'in cebinden geldiğini fark eden Yamaç hemen telefonu aldı.

''Bakalım kimmiş '' diyerek telefona bakınca yüzünde bir gülümseme oluştu. 

'' Vaay Azer 'Karagülüm' kim ? Yenge mi yoksa he ?'' diyerek keyifle gülerken Azer Kurtuluş'un bir zaafını daha öğrenmenin keyfi vardı üstünde. 

''Yamaç açma lan !''

''Yamaç sakın !''

''Lan dur !''

Ancak Yamaç çoktan ekrandaki yeşil tuşa basmıştı ki o an , o depodaki kimsenin beklemediği bir şey oldu. Telefonun diğer tarafından gelen ses Karaca'ya aitti. Bu da yetmezmiş gibi ağlıyordu.

''Azer !'' 

Herkes o anki şokla donup kalmıştı. Selim bir köşede yaslandığı tahta parçalarından doğrulup Yamaç'ın yanına gelmişti , Cumali ile Yamaç ise bir telefona bir Azer'e bakıp kalmışlardı.  İçlerinde ilk kendine gelen Azer olmuştu. Hoş zaten diğerlerinin de konuşacak durumları yoktu.

AZKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin