HASRET / PART 2

3.3K 141 49
                                    

Karaca , evden apar topar çıktıktan sonra hemen bir taksiye binip evin adresini verdi. Yolu yarılamıştı ki telefonu çalmaya başladı. Art arda çalan telefonu susmayınca artık sesini kısmıştı. Arayan Azer'di ve açmaya hiç niyeti yoktu. Evin önüne yaklaştığında taksiciye parayı ödeyip hemen indi. Fazla yaklaşmadan inmişti çünkü dikkat çekmek istemiyordu. Gözyaşlarını silip hızlıca eve yöneldi. İçeri girip sessizce kapıyı kapatmaya çalışıyordu ki arkasından babaannesi seslendi. 

"Kızım nerden geliyorsun sen ?" 

" Eee anne ben Karaca'yı çöpü atsın diye yollamıştım da demin. Demek ki birkaç dakika ile karşılaşmadınız kapıda. " diyen Damla yengesi ile durumu kurtarmışlardı. 

" Evet ben de daha yeni çıkmıştım işte. " Diyen Karaca hemen mutfağa gidip yemeklere yardım etmeye başladı. Amacı hem dikkati üzerinden çekmek hem de kafasını dağıtıp o iğrenç manzarayı aklından def etmekti.

Bir süre sonra sofra kurulmuştu. Bütün aile masanın etrafında toplanmıştı. Yamaç amcası bir kaç kere Karaca ile havadan sudan konuşmuştu ve onunda dışında yine sessiz bir akşam oluyordu. 

Sonrasında bulaşıklar toplandı , salona geçildi. Karaca karnı ağrıdığını söyleyip oyalanmadan odasına çıktı. Şuan tek istediği kendine acı çektirecek müzikler dinleyip içi dışına çıkana kadar ağlamaktı. İçeri girince hemen kapısını kapatıp pijamalarını giydi ve Azer'in kokusunun sinmiş olduğu kazağını da yanına alarak yatağına girdi. 

O gece kazağına sarılıp kokusunu içine çekerken , ağlayarak uykuya daldı. 

...

O lanet gecenin üstünden bol ağlamalı iki gece daha geçmişti. Azer'in artık sayamadığı kadar çok aramasının hiç birine cevap vermemişti. Sesini duyarsam daha kötü olur diye düşünüyordu. Aynı zamanda çok sinirliydi ve sürünsün istiyordu. 

Yine ruh gibi dolandığı bir gün daha bitmişti. Akşam yemeği yenmiş salonda toplanmıştı herkes. Bu kez kafası dağılsın diye odasına çıkmadı ve o da oturdu ailesinin yanına. 

" Karaca , kızım bir kahve yap da içelim." diyen Cumali amcası ile yerinden kalktı Karaca ve mutfağa ilerledi. 

Kahveyi yaparken yine aklına gelen Azer ile gözleri dolsa da onları gece akmak üzere geri gönderdi. o gün resmen ilk kez öpüşmüşlerdi ama onun bile sevincini , heyecanını yaşayamamıştı.Acaba Efsun ne anlatıyordu ? Sarılabilecek kadar yakın mıydılar ? 

 Cezveden taşan kahve ile düşüncelerinden sıyrılan Karaca , hemen fincanları hazırladı ve kahveleri kattı. Herkese ikram ettikten sonra bir süre oturup konuşulanları dinledi. 

Saat 12 ye yaklaşırken artık herkes odalarına dağılmaya başlamıştı. Karaca da kahve fincanlarını toplamaya başladı. 

O sıralarda ev halkının ruhu duymasa da en büyük düşmanlarından biri olan Azer Kurtuluş , Karaca'nın camının önünde durmuş buraya nasıl tırmanacağını düşünüyordu. Şuan Koçovalı erkekleri evde olduğu için dışarıdaki adamlar etrafı kolaçan etmektense ön bahçede durmuş kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Azer için bu iyi olmuştu çünkü birilerini bayıltmakla uğraşmamıştı. Ama şu cama tırmanmak bayağı uğraştıracak gibi duruyordu. 

Bir süre etrafa göz gezdirdikten sonra yan balkona tırmanıp ordan Karaca'nın camına geçmenin daha kolay olacağını düşündü. Fazla da beklemeden hemen işe koyuldu. Su borularının kenarlarındaki çıkıntılardan da faydalanarak zor da olsa balkona çıkmayı başardı. Daha sonrasında yan cama geçmek bunu yapmaktan daha kolay olmuştu. Allah'tan şansı yaver gitmişti de Karaca'nın penceresi açıktı. Ama uyumadan  önce bu camı kapatması için Karaca'ya her gece mesaj atmayı aklına not etti. Sonuçta o tırmanabildiyse başka birileri de bunu yapabilirdi. Karagül'ünün odasına girdiğinde onun kokusu karşıladı Azer'i. 

AZKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin