3- prince and bandit

22 1 0
                                    

Joseph William Morgan - Is this the end 🎶

-3-
(prince and bandit)

Başına örttüğü pelerinden dolayı yüzünü tam olarak seçemediği gencin ateş gibi parıldayan ürkütücü bakışları korkuyla yutkunmasına sebep olurken boynuna dayalı olan keskin kılıcın ucu canını acıtmaya başlamıştı.

Ancak Jungkook onun bu hamleyi öldürmek amacıyla yapmadığını biliyordu. Niyeti Jungkook'u savunmaz bırakmaktı ve bunuda başarmıştı.

Yinede şu durumda konuşarak anlaşmaktan başka şansı olmadığı için kim olduğunu söylemek amacıyla yavaşça dudaklarını araladığı sırada ormanın içinde bir ses yankılanmış ve ikisi de o sese kulak kabartmıştı.

"Jungkook nerdesin?"

Bu ses Jimin'e aitti. Gözleri telaşla büyüyen Jungkook ona kaçmasını söylemek için bağıracağı sırada hızla ağzını kapatan güçlü bir el tarafından susturulmuştu.

"Sessiz ol.. Yoksa onu öldürürüm.."

Jungkook korkuyla başını yavaşça salladığı sırada hala Jiminin sesini duymaya devam ediyordu. İçten içe onun buraya gelmemesi için dua ederken yaşadığı endişe yüzünden gözleri dolmaya başlamıştı. Buraya hiç gelmemelilerdi. Merakı yüzünden Jimin'in başına bir şey gelirse kendisini asla affetmezdi.

Taehyung yerde yatan gencin üzerine eğilip konuşmaması için ağzını kapalı tutmaya devam ettiği sırada Jungkook'un gözlerinin dolduğunu farketmiş ve anlamsızca kaşlarını çatarken sessizce beklemeye devam etmişti.

"Jungkook nereye kayboldun! Geç olmadan Camelot'a geri dönmemiz gerek."

Jimin atının üzerinden inerek Jungkook'u aramayı sürdürürken dikkatli adımlarla ormanın içerisine doğru ilerlemeye devam ediyordu.

Etrafın sessiz olması ve Jungkook'un bir cevap vermesi içini ürpertirken güçlükle yutkunmuştu. Ancak yine de kuzenini bulmadan buradan gitmeye hiç niyeti yoktu. Cesaretini toplayıp ormanın içine doğru adımladığı sırada bir anda şakaklarına dayanan parmaklarla olduğu yerde kalakaldı.

"Camelot'a geri dön.."

Aynı cümleyi bir daha tekrarladı.

"Camelot'a geri dön.."

Şakaklarında gezinen parmakların sahibi arkasında durduğu gencin kulağına doğru eğilerek ona yapması gerekenleri fısıldarken, Jimin'in gözleri bir anda alev gibi parlamış ve hemen sonrasında eski rengine geri dönmüştü.

Büyü işe yaramıştı...

Jimin büyünün tesiri ile hiçbir şey söylemeden ata binerek ormandan ayrılırken algısı tamamen kapalıydı. Kendisine geldiğinde çok pişman olacak olsada büyünün etkisi yüzünden o an tek odak noktası Camelot'a gitmek olmuştu.

Jimin gözden kaybolana kadar kendisini izlemeye devam eden büyücü ise üç yetimlerin ortancası olan Min Yoongi'den başkası değildi...

"Görev tamam.." diye fısıldadı sakince.

Taehyung hissettiği dürtü ile Jimin'in gittiğini anlamış, ellerini Jungkook'un ağzından çekerek hızla ayağa kalkmıştı.

"Şimdi kalkabilirsin.."

Jungkook anlamsız bakışlarıyla karşısındaki gence bakarken neden biranda ağzını kapatmaktan vazgeçtiğini anlamamıştı.

Jimin'in sesini de artık duyamamasıyla telaşla yerden gövdesini kaldırıp etrafa bakındı. Yaptığı ani hareketle beli ağrısa da umursamadı. Yaşadığı korku acısının önüne geçmişti.

"Jimin nerede? Naptınız ona?" Diye bağırdı yüksek sesle.

"Merak etme onu evine geri gönderdik.." dedi Taehyung alaycı bir ses tonuyla.

"Ne saçmalıyorsun sen?"

Jungkook öfkeyle soluyarak hızla ayağa kalktığı sırada beline giren keskin acıyla tıslamış ancak yinede önemsemeden karşısındaki gencin yakasına yapmıştı.

"Bana bak eğer ona bir zarar verdiyseniz..."

Taehyung yakasına yapışan elleri hızla tutarak gencin bedenini ters döndürüp kollarını Jungkook'un beline sabitlemişti.

Jungkook acıyla inlediği sırada dudaklarını gencin kulağına yaslayıp gülümsedi.

"Ne yaparsın?" Diye sordu fısıldayarak..

"Eğer ona bir zarar verdiysek bize ne yaparsın?"

"Kiminle uğraştığınızı bilmiyorsunuz.." dedi Jungkook korkusuzca.

Kahkaha attı Taehyung.

"Ben sizin kim olduğunuzu biliyorum. Ancak korkarım ki siz benim kim olduğumu bilmiyorsunuz..."

Başını yan çevirerek arkasındaki sesin sahibine doğru baktı Jungkook öfkeyle. Havanın kararmaya başlaması ve gencin başındaki pelerin yüzünden kim olduğunu hala net olarak göremese de umursamadı.

"Kim olduğunu öğrenmeme gerek yok düpedüz eşkıyasın."

Taehyung gülümseyerek bir eliyle gencin kollarını tutmaya devam ederken diğer elini Jungkook'un beline doğru sarıp yavaşça kendisine yasladı.

"Kolları arasında Camelot Prensini hapseden bir eşkıya.." dedi kendinden emin bir ses tonuyla.

"Ne eşkıya ama..."




- devam edecek..

- devam edecek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 06, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

 king's losses, taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin