1-özlemedim, eksildim bayım

424 22 9
                                    

Medya:"

Kook
Sevgilim
Özledin mi beni
Biliyorum
Gittin
Bu şehirden değil
Benden gittin
Aşkım
Düşüncesizsin
Geride nasıl olacağımı düşünmedin
Ben özlemedim seni
Eksiğim sadece
Sevgilim
Gel ve tamamla beni
Gelir misin?
~

Görüyorsun beni,ama bakmıyorsun. Aradaki farkı sadece ben biliyorum. Herkesi görüyorsun ama bana bakmıyorsun.

Anlayamıyorum...Bu kadar gidecek, bu kadar kızacak ne yaptım,ne yaptın?

Gerekli miydi buna ? Aşkımıza kıymaya hakkın var mıydı?

Sevgilim, sen böyle yapmazdın. Sen beni düşünürdün. Beni kötü etkileyecek bir şey yapmaktan hep kaçardın. Sonrasında noldu biliyor musun...barlarda sabahladım. Uyanınca ilk olarak senin yüzün yerine tanımadığîm yüzler gördüm. Başım ağrıdığında öpücüklerin yerine ilaçlar vardı. Yastık yerine kollarına sarılırdım...

Değiştim ben jeongguk.

Değiştirdin beni...

~1 yıl 6 ay önce

Jungkook bana gelmiş ve bu gece benimle kalıp kalamayacağını sormuştu. Bende tabii ki kabul etmiştim. Şu an o salonda oturuyor ben ise kahvesinin kıvamını ayarlamaya çalışıyordum.

Içimde tarif edilemez bir heyecan vardı. Onunlayken her zaman vardı bu heyecan. Ve birlikte uyumak fikri ise kalp krizi demekti.

"Özledim!"

Diye baģırdı içeriden. Hafif bir mızmızlanma vardı sesinin özünde.

Tepsiye ikimizim de bardağını koyup salona yönelmiştim. Ona yaklaşırken konuştum;

"Kimi özledin?"

Tepsiyi masaya bırakıp koltukta ona dönmüştüm.

"Küçük burunlu,dolgun dudaklı,minik bir melek."

"Hmm."dedim elimi çeneme koyup.

"Kim acaba o melek?"diye sordum yüzüne müzip bir ifade ile bakarken.

Koltukta bana doğru yaklaştı ve burunlarımızı birbirine sürttü. Işte şimdi kalp krizi geçirecektim. Onunlayken her şey o kadar güzel ve huzur vericiydi ki...Ne ara bu kadar bağlandım ve aşık oldum emin bile değildim. Zaman yoktu,mekan yoktu. Sadece ikimiz. Hatta benim için sadece o kalıyordu. Beyaz bir kağîttaki yalnız başìna duran mavi mürekkep gibi.

Ellerimi ensesine koyup oradaki saç tutamlarıyla oynamaya başlamıştım. Aynı zamanda gözlerimi kapatmış ve nefes alışverişlerine odaklanmıştım.

Elleri anında belimi bulurken bacaklarımız iç içe geçmiş ve başımı onum göğsünde bulmuştum. En huzurlu mekânımda...

"Hâlâ o meleğin kim olduğunu söylemedin?"

Ellerimi bir tüy kadar hafif beline sarmıştım. Biraz daha ilerlersem iç içe geçebilirdik.

"Sensin prensesim. Benim meleğim sensin."

Saçlarımı uzunca koklamış ve küçük öpücükler sıralamıştı. Içim gidiyordu. Ona,aşkına,sevgisine. Bir insan diyordum sevgiyi nasıl bu kadar güzel tarif edebilir,ifade edebilir,gösterebilir?

Gülümseyerek sweatine yanağımı sürttüm.

"Kahvelerimizi içip beni yemene izin vereceğim Bay Jeon."

Bir o kadar resmi bir o kadar da güzel söylediği cümleye karşıt kafamı kaldırıp bakıyorum yüzüne. Bu kadar mutluluk fazla bana. Kaldıramıyorum. Gözleri gülüyor,yanağındaki ufak ben belirginleşiyordu.

Me Before You·JiKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin