Bölümü kısa tutcm :d
Jungkook'un ağzından...
"Jeon Jimin!"
Bensiz sınıfı terk eden Jimin'i başka türlü durduramazdım. Zaten tüm gün soğuktu. Nedenini sorduğum hâlde geçiştirmişti. Bende falza üzerine gitmemek için üstelememiştim. Ama eğer bir sorun varsa,birlikte halletmeliydik. Tek başına ağlaması beni en çok üzen şey olurdu. Her zaman mutluluk paylaşılmazdı ki,acı da ortak olmalıydı. Hele de konu aşık olduğunuz kişiyse.
Jimin tam kapıda zorla ayakta duran bedeni ile beni bekliyordu. Bekletmeden hızla yanına gittim.
"Iyi misin sevgilim?"
Aynı zamanda kolundan çantasını ellerime almıştım.
"İyiyim biraz yorgunum sadece."
"Sana annemin özel tarifini yapacağım."
"Gerek yok Kook uyursam geçer."
Gözlerini bile zor açıyordu. Bu durumda onu yalnız bırakacağımı düşünüyor ise yanılıyordu. Onu iyileştirecektim.
"Tamam hadi gidelim."
"Kook gerek yok gelmene."
"Eğer şimdi çıkmazsak profesör çıkartacak ve bunu istemeyiz."
Kıkırdayarak kolum girmişti. Destek almazsa düşebilirdi. Bu hâlde neden gelmişti ki? Dinlenmesi gerektiğini biliyordu,notlarını zaten her zaman yüksek tutardı...Beni görmek için desem ki bu çok saçmaydı çünkü okulda konuşamasak bile ya görüntülü ya da telefonda konuşurduk. Ama eğer gelmeseydi hasta olduğunu biraz daha geç öğrenecektim.
Okuldan yavaş adımlarla çıktığımızda arada burnunu çekiyor ve koluma biraz daha sarılıyordu. Bu hâlde onu kesinlikle yalnız bırakamazdım.
"Jiminie,çok kötüsün. Neden okula geldin ki bu hâlde?"
"Ne varmış hâlimde?"
Kızarmış burnu ve zorla açtığı gözleri ile bana bakıyordu. Bense adımlarımı durdurmuş ve karşısına geçmiştim.
"Çok hastasın."
"Y-yoo iyiyim."
Tam yere yığılacakken bir bebek misali kollarıma almıştım. O da küçük mırıltılar ile kollarını hemen boynuma dolamıştı.
"Eve gidelim Kookie."
Uykulu sesi ile mırıldanmış dediğini zor anlamıştım. Biraz daha sırnaşıp yaklaşmıştı.
Yere düşen çantasını elime alıp kollarımı daha sıkı sarmıştım. Evet kesinlikle dinlenmeliydi. Vakit kaybetmeden eve gitmeliydim. Insanların imrendirici bakışlarına maruz kalsam da umursamadım. Benim ilişki seçimim kimseyi ilgilendirmiyordu.
Jimin'in evine geldiğimizde cebinden anahtarı alıp kapıyı açmıştım. Hemen beni karşılayan karamelli latte kokusu beni mayıştırmıştı. Kafamı iki yana sallayıp kendime gelmiştim. Jimin'in odasına ilerleyip küçüğümü yatağına yatırmıştım. Hâlâ uyuyor,mırıldanıyordu.
Ceketimi bir kenara fırlatıp elimin tersini alnına koymuştum. Hissettiğim fazla sıcaklık elimi yakmıştı. Düşün Jungkook düşün! Evet sanırım...onu soymalıydım.
Jimin'in yanına oturup yavaşça pembe hırkası çıkarmıştım.
Tam tişörtünden eteklerinden tutmuştum ki ellerimi minik elleri ile kavrayıp beni durdurmuştu.
"Kook n'apıyorsun?"
Hafif uykulu ve hırıltılı çıkan sesi ile konuşmakta zorlanıyordu. Ve kendinde olmadığı gözlerinden belliydi. Bu hâle nasıl geldi çok merak ediyordum. Kalın da giyiniyordu. Bu konuyu kendine gelince konuşmak üzere zihnime kazıyıp hâlâ ellerimi tutan Jimin'ime döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Me Before You·JiKook
Hayran KurguBana"Başka güneş bul kendine."dedi. Nasıl ? Bunu nasıl yapabilirdim? Güneş,Dünya için tek değil miydi? "Bir sokak lambası bir dünyayı ne kadar aydınlatabilir?" Sustum,sustu... ❁ Jungkook'un kendisini terk etmesinden sonra çöküntüye uğrayan Jimin'in...