son

682 73 68
                                    

Geceyi Jaehyun'un evinde geçirip sabah olur olmaz kimseye görünmeden oradan uzaklaştım. Öğlene kadar Sunhye'yi biraz daha parkta gezdirip öğleden sonra eve döndüm. Yuta, altında yalnızca kot pantolonuyla oturma odasında öylece oturuyordu. Elleri düşünceli bir şekilde saçlarının arasına karışmıştı ve benim içeriye girdiğimi gördüğünde hemen yanıma geldi. Kaşları çatık, sesi öfkeliydi,
"Neredeydin dün gece?"

Cevap vermeden Sunhye'yi yere bıraktım ve mutfağa girdim, kızımın bizim kavgalarımız yüzünden aç kalmasına izin veremezdim. Yuta anında arkamdan gelip öfkeyle tısladı,
"Taeyong, sana söylüyorum. Neredeydin dün gece?"

Dolaptan bir şişe süt çıkartıp ısınması için cezveye dökerken dolabın üzerinden toz mamayı almaya çalışıyordum. Yuta arkamdan yaklaşıp tek hamlede mamaya uzanıp tezgaha bıraktı ve ellerini beline yerleştirdi. Gözlerimi devirip öfkeyle sordum,
"Sen neredeydin Yuta?"

"..."

"Ben söyleyeyim mi, kadının biriyle bizim yatağımızdaydın sen."

"Taeyong..."

"Yalan mı, ne Taeyong! Ne yapsaydım Yuta? Aşağıda oturup o sürtükle nasıl seviştiğinizi mi dinleseydim?"

"Bana bağırma."

Ellerimi öfkeyle Yuta'nın göğsüne vurmaya başladığımda sakinleşmem için kollarımı tutmuştu. Dokunuşlarından kurtulmak için o kadar çok çırpınıyordum ki saçlarım darmadağın olmuştu, Yuta'nın kolları ise az önce yaptığım tırnak izleriyle doluydu.
"Sakinleş Taeyong, sakinleş."

"Bırak beni!"

"Sakinleş tamam mı? Geçti."

Yuta bileklerimi sıkıca tutup beni göğsüne yasladığında kendimi daha fazla tutamayıp ağlamaya başladım. Dün geceden beri o kadar çok yorulmuştum ki biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı, dizlerimdeki tüm derman tükendiği için kendimi Yuta'nın kollarına bıraktım. Kocamın yakasına tutunmuş ağlıyordum, gerçekten çok çaresiz göründüğüme emindim ancak elimden de bir şey gelmiyordu.
Güçlü gibi davranmak için fazla yorulmuştum.

Yuta saçlarımı okşamaya başladığında gözlerimi kapatıp son gücümle mırıldandım,
"Sanırım bir süre ayrı kalmak ikimiz için en iyisi olacak."

"Saçmalama Tae, seni bırakmam. Kızımı da bırakmam. Özür dilerim bak-"

"Bana açıklama yapmaya kalkma, yaptığın hiçbir şeyi geri alamazsın ama sana kızmıyorum Yuta. Sonuçta onca zaman bana ve kızıma katlandıktan sonra biraz eğlenmek senin de hakkın."

"Katlanmak mı? Ben sana aşığım Taeyong, o da benim kızım. Eğlendiğim filan yoktu ben yalnızca sarhoştum, aptalca davrandım ama telafi edebilirim. Yemin ederim. Bana ikinci bir şans verirsen her şey çok güzel olacak."

"Nasıl telafi edeceksin Yuta, huh? Zamanı mı geri alacaksın."

"Sayılır, sizin için yepyeni bir düzen kuracağım. Amcam ne zamandır söylüyordu, Japonya'da eski bir çiftliğimiz var bizim. Oraya yerleşelim, o şerefsizin şirketinde çalışmayı bırakayım. Yepyeni bir hayatımız olsun Taeyong, bir şans ver."

Yuta'nın yüzünü şüpheyle izledim ancak gerçekten de yeni bir hayatımız olsun istiyormuş gibiydi. Mamayı ısınmış süte karıştırırken sessizce mırıldanmıştım,
"Olmaz Yuta, sana bir daha güvenemem. Çocuklarımı düşünmem lazım, böyle bir babaları olmasını hak etmiyorlar."

ı got you - nctHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin