Anka Kuşu

322 16 0
                                    

Pers Mitolojisi’nde ismi Simurg olan bu efsanevi kuş, Zümrüdü Anka, Feniks, Hüma veya Tuğrul isimleriyle de bilinir. Simurg  Kaf Dağı’nın zirvesinde, Bilgi Ağacı’nın dallarında yaşar.

Ömrü 1700 yıl olan Simurg, ölümünün yaklaştığını hissettiğinde kendisine kuru dallardan bir yuva inşa eder ve kendi ateşiyle kendisini diri diri yakar. Daha sonra yavru bir Simurg olarak küllerinden yeniden varolur. Böyle böyle o kadar uzun süre yaşar ki dünyanın üç kez yıkılışına şahit olur. Bütün bu zaman boyunca Simurg çok şey öğrenir.

Tüm bu hararetine ve azametine rağmen Simurg bilgedir, iyi yüreklidir. Yardımseverdir. Şahname’de Simurg’un Prens Zal ile ilişkisi geniş geniş anlatılır.

Destana göre Kral Sam’ın oğlu Zal albino olarak doğmuştur. Kral Sam albino oğlunu görünce, çocuğun şeytanların tohumu olduğunu düşünüp çocuğu bir dağa terk etmiştir. Çocuğun ağlayışlarını duyan yumuşak kalpli Simurg çocuğu alıp büyütür. Zal her türlü bilgiye sahip Simurg’dan hikmet almış birçok şey öğrenmiştir. Yine de büyüyüp bir yetişkin olduğu zaman insanların dünyasına girmek ister. Simurg çok üzülse de, ona bir tane altın tüy verip gitmesine izin vermiştir. Eğer Zal, Simurg’un yardımına ihtiyaç duyarsa bu tüyü yakacaktır.

Krallığına döndüğünde Zal güzel Rudaba’ya aşık olur ve onunla evlenir. Karısı bir oğula hamile kalır fakat doğum zamanı geldiğinde birçok sorun yaşarlar. Zal karısının doğum sırasında öleceğini fark eder ve tam Rudabah ölüme yakınken Zal Simurg’u çağırmaya karar verir. Ortaya çıkan Simurg Zal’ın bir tür sezaryen benzeri yöntem uygulamasını sağlar ve Rudabah ile çocuğun hayatını kurtarır. Bu çocuk daha sonra en ünlü ve büyük Pers kahramanlarından biri olacak Rüstem’dir.

Bu kanatları gökkuşağı renginde olan kuşun hayranları, takipçileri de vardır tabii. Ozan Mir Mehmet, Simurg’u bulacağım diye bütün Anadolu’yu dolaşır.

Simurg’un her şeyi bildiğine inanan dünyanın tüm kuşları bir gün bir araya gelip, onu bulmak için yola çıkarlar. Yol zorludur, çünkü Bilgi Ağacı Kaf Dağı’nın tepesindedir ve oraya ulaşmak için yedi vadiyi aşmak gerekir. Bu vadilerin isimleri sırasıyla İstek, Aşk, Ustalık, Kanaatkarlık, Yalnızlık, Şaşkınlık ve Yokoluş vadileridir. Yorulup bin dereden su getiren kimi kuşlar geri döner. Kimileri de bu yolda aç susuz kalıp, bitkin düşüp ölür. Böyle böyle son vadi olan yokoluş vadisine gelindiğinde geriye sadece otuz kuş kalmıştır. Otuz kuş Kaf Dağı’nın zirvesinde Simurg’u bulamaz, ama buldukları başka birşey vardır: Kendileri. Aslında Farsça’da Simurg otuz kuş demektir. Yedi zorlu vadiden geçip bilgeliğin peşinden koşan otuz kuşun her biri birer simurg’dur aslında.

*Mevlana hazretlerinin dediği gibi: kişi neyi arıyorsa odur.

Efsaneler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin