Nazlı'nın telefonu gece 4'te sanki atlıları savaşa çağırıyormuş gibi çalıyordu. Gece baykuşu olmadığı her haliyle ortada olan Nazlı, inlene inlene telefonu kimin aradığına bakmadan kulağına dayadı. Bu saatte ya Ali ya alacaklı arardı zaten.
“Efendim Ali?”
“Nazlı! Ferman Hoca bana mesaj atmış! Bana atmış! Ben uyurken atmış, ben görmedim attığında ama bana atmış! Okuyum mu sana? Okuyabilir miyim? Ne güzel mesaj atmış bence bakmalısın, Nazlı.”
Ali'nin saat hesaba katılırsa haddinden fazla enerjik olan sesi Nazlı'nın zaten istenmeden uyandırılmış kafasını ağrıtmaktan başka bir his vermiyordu. Nazlı bu konuşmayı daha müsait bir saatte yapmanın daha uygun olucağına karar verdi ki, “Ali çok güzel olmuş çok iyi olmuş ama saate bi baksana uyandırdın beni gece yarısı iş günü. Sabaha konuşsak olmaz mı?” dedi.
“Ama mesaj atmış Ferman Hoca bana bi okusaydım. Çok güzel mesajdı ama...”
“Aliiii.” Nazlı'nın gözleri kapanmaya başlamıştı bile.
“Tamam tamam! Ben seni tam 3 saat sonra arayabilir miyjm? Olur mu Nazlı? 3 saat sonra. Olur mu? Bak Ferman Hoca mesaj atmış.”
“4 saat sonra olur. Hadi iyi geceler Ali.” Ama Nazlı daha Ali cevap vermeğe ağzını açamadan telefonu kapatmış, yerine koyamadan uykuya dalmıştı.
❇❇❇❇❇❇❇
Ali yatağının ucunda öyle telefonuna baka kalmıştı. Nazlı'nın bu iyi haberi duymaktan mutlu olacağını, en azından Ali'yle birlikte heyecanlanacağını sanmıştı. Saatin geç olduğundan haberi vardı, kendi de zaten su içmek için kalmıştı telefonunun ışığının yandığını fark ettiğinde, ama Ferman Hoca ona hiç özel mesaj atmamıştı. Attıysa hep grup mesajlarıydı. Nazlı'nın daha ilgili olmasını beklerdi.
Ferman Hocanın mesaj attığını görünce uykusundan eser kalmamıştı. Hocasının daha suratına bile bakmadığı günler hâlâ hafızasındaydı. Ali dayak yediğine hiç bu kadar sevindiğini hatırlamıyordu. O kadar heyecanlandı ki az kaldı çığlık atacaktı. Burada yaşamayı sevdiğini ve evden atılmak istemediğini hatırladı ve ağzını eliyle son anda kapadı.
Hocasının mesajları pek anlamlı değildi. Normalde gruba attıklarına hiç benzemiyordu. Sanki başka birisi yazmıştı ama numara Ferman Hocaya aitti. Ali altı kez kontrol etti o kadar.
Tekrar bir bakmak için mesajlaşma uygulamasına geri döndü. Hocasının dediklerinin yarısını anlamamıştı. Kelimelerin doğru yazılımlarını az da olsa tahmin edebiliyordu ama bir türlü düzgün bir anlam verememişti o cümlelere.
Nazlı'yı aramasının bir nedeni de buydu. Nazlı Ferman Hocalarının ne demek istediğini bilirdi. O yardım edebilirdi.
Ferman Hocanın adına tıklayıp mesajları tekrar okuyup anlamaya çalıştı.
Ferman Hoca (02:03):
» daynamiyorum se n
» sen vaeya srn o brlixden cok daja iyusin ayrildio bensem o nasok
Ferman Hoca (02:04):
» p hep kemdini.,dusuniyor
» sansim plsa sebi alu
Ferman Hoca (02:07):
» seni swxerdom
» ali,brn
» ali
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Defa || Ferali
أدب الهواةAli'nin iyi kalbinin onu bir belaya sokacağı çok belliydi ama bunun yaralı olarak Berhayat Hastanesine getirilen bir ak saçlı yeşilçam kaçkını tipli bir pezevenk vasıtasıyla olacağı kimin aklına gelebilirdi ki? Ferman Ali'yi kurtarmaya çalışıyor, am...