i don't know | tamamlandı

"Ama sakın unutma ki, birbirinize ne olursa olsun güvenmelisiniz."

"Wayzz, Marinette'yi bana çağırman lazım."

"A-Ama efendim, neden?"

"Biliyorsun, HawkMoth bir gün daha fazla güçlenecek ve belkide ben artık olamayacağım. Onları, geleceğe hazırlamam lazım."

"Peki ya Adrien?"

"İkisini birden çağırmayız, sırayla çağırıcaz. ama ilk önce Marinette. Çünkü, Adrien'a anlatacağım küçük şeylerden dolayı gelecek değişebilir. Biliyorsun, onun çok güçlü bir gücü var."

"Peki efendim, Okulunun bitmesine az kaldı. Okulu bitince Tikki'ye söylerim."

"Teşekkür ederim Wayzz."

Ve Master-fu gülümsedi.

Onların daha yaşayacakları çok şey vardı.

...
"Tamam Alya! Sana söz veriyorum, bu gün hiç bir yere gitmiyorum. Tüm akşamımı Jagged Stone'un konserinde geçiricem."

"Pekala, sakın geç kalma!"

Ve ikisinde güldü. Daha sonrasında; Marinette telefonu kapattı ve Tikki hızla Marinette'nin yanına geldi.

"Aa.. Marinette, şey.. Bizim, Usta'nın yanına gitmemiz lazım."

"Ama neden?"

"Şey, bende tam olarak bilmiyorum. Hadi gidelim!"

"Ama Alya!?"

"Hala, yarım saatin var."

"Umm.. Peki, sen öyle diyorsan."

Ve Marinette hızla Master'ın yanına gitti.

Master-Fu'nun evi her zaman ki gibiydi. Farklı posterler, farklı mobilyalar ve farklı bir koku.

Yoksa.. Bu yeni denediği iksir miydi?

"Aa.. Merhaba, Master-Fu!"

"Merhaba Marinette, lütfen otur. Sana anlatacak şeylerim var."

"Peki, sizi dinliyorum."

"Bak, HawkMoth aslında her geçen gün daha da güçleniyor. Evet, sizde güçlüsünüz; Sizinde yeni güçleriniz var, daha fazla tecrübe kazanıyorsunuz ama HawkMoth'da güçleniyor."

"Şey, evet.."

"Ve siz daha da güçlenmelisiniz."

Ve Marinette bileklerine baktı. Sonrasında bununla bir ilgisi olmadığını düşünerek, boşverdi.

"Şimdi, sana anlatacaklarımı iyi dinle."

"Dinliyorum.."

...
"Merhaba, şey.. Elinde ki çikolata çok güzelmiş. Acaba benimle paylaşır mısın?"

Ve Lila, kahkaha atarak güldü.

"Oh, öyle mi? Gerçekten çok mu beğendin?"