BEŞİNCİ BÖLÜM; O buz mavisi gözler!!

136 16 0
                                    

Mektubu okuyalı iki gün geçmişti. Kimdi bu kişi? Ne intikamından bahsediyordu? Kime ne yapmıştım ki şimdi cezalandırılıyordum? Telefonumun mesaj sesiyle dikkatim dağıldı. Telefonumu alıp mesaja baktım.
Beğüş;

Yarın sabah seni almak için Mert gelicek.

Ayça'nın doğum gününü unutmuştum.
"Kızlar yarın ayça'nın doğum günü var ve bizde ona süpriz yapalım dedik sizde gelin."
Hepsi bir birine baktı. Fatma hiç şaşırmadığım tepkisi ile;
"Kesinlikle geliyorum!! Ama bu şimdi mi söylenir ya ben ne giyicem?"
İpek te Fatma'nın yapmış olduğu hareketi yapmaya çalışarak;
"Aman tanrımm sen ne giyiceksinnn!"
Fatma hariç hepimiz İpek'e güldük. Zehra boğazını temizledi ve ciddi bir duruş sergileyerek;
"Peki sen istiyorsan geliriz ama nerde ve nasıl gidicez?" Zehra ve kızlara yarın sabah Mert'in geliceğini ve Nur Bahçe'de süpriz için hazırlık yapıcağımızı anlattım. Konuşmamız biter bitmes Fatma koşarak dolabına sarıldı ve yarın için hazırlık yapmaya başladı. Ben de telefonumu alıp Begün'e yarın kızlarında geliceğini söyleyip banyoya gittim. Daha su bile açmadan kapı alıcılar gibi çalmaya başladı.
"Sedefff! Çabuk ol benim de duş almam gerek!" Melek'e gülmeye başladım.
"Tamam Melek daha suyu açmadım. Sakin ol!"
Sıcak su vücuduma temas ederken benim aklımdan tek geçen intikamcıdan çıt çıkmamış olması idi.
Acaba bu sesizlik fırtına öncesi sesizlikmiydi? Bunları düşünmeyi bırakıp duşumu aldım. Banyonun kapısını açar açmaz kafama uçan kazağa mı şaşırmalıyım, Melek'in beni ayı iter gibi ittirmesine mi ya da bu kazağın kafama uçmasını sağlayan kişinin Fatma değil de ZEHRA' NIN OLMASINA MI? Ben oyumu Zehra'ya kullanıyorum ilk defa Zehra'yı böyle görüyordum. Her seferin de Fatma kıyafet seçimi ile uğraşır dolabını bütün odaya serer ve en iyi kıyafetini arardı gerçi yine aynısını yapıyordu ama Zehra kadarda değil. Zehra Fatma'yıda geçmiş gibi gözüküyordu. Kıyafetleri havada halay çekiyordu. Bu çok garipti. Dünyanın sonu mu yaklaşmıştı acaba? En iyisi Zehra'ya sormaktı. Zehra'ya yaklaşırken İpek yolumu kesti.
"Bence bunu yapmamalısın!" Ona tek kaşımı kaldırarak baktım.
"O niye?"
"Canını seviyorsan bu ikiliden uzak dur!" Yüzündeki korkmuş ifadeye şaşırmıştım ama canımı çok sevdiğim için onun sözünü dinledim. Yatağıma oturup bir Zehra'ya bir Fatma'ya bir havada seyehat eden kıyafetlere bakıyordum. İpek yanıma oturdu.
Ona bakıp içimi kemiren soruyu sordum;
"Neden bana öyle dedin ne oldu ve Zehra'ya ne oldu?"
İpek bana bakıp sonra ikiliye daha sonra tekrar bana baktı. Ve sorularıma cevap verdi;
"Öncelikle öyle deme sebebim benim denemiş olmam ve sonunun iki taraftan yastık saldırısıyla bitmiş olması. Ve Zehra'ya ne oldu ben de bilmiyorum." İkimiz de Zehra'ya baktık. Gerçekten de ne olmuştu ona? Bizim şamatamız Zehra'nın saatti farketmesiyle bitti ve bizim Zehra geri geldi. Yataklarımıza dağılıp,ışığı kapatıp yattık. Çok yorgundum hızlıca uykuya daldım. Pıssst... pıstt... pıssttttt bu ses de neyin nesiydi bu saatte. Yavaşça gözlerimi açtım. Karşımda 1.80 boylarında siyah kapşonlu çeketi yüzünden yüzünü göremediğim ve elinde ki sipreyle yatağımın üstündeki duvara birşeyler çizen kişiye baktım. Solaktı. Bir dakika bu kişinin odamızda ne işi vardı? Kim bu!
"SEN KİMSİN NE İŞİN VAR BURDAAA!" Korkudan bağrındığımı hem de oldukça bağrındığımı farketmemiştim. Bana baktı ve diğerleri uyanmadan odadan kaçmak için hareketlendi ama hızlıca sağ kolunu yakaladım. Elini hızlıca salladı ve beni yere düşürüp kaçtı. O kapıdan çıkmadan bizimkiler ışığı yakmıştı fakat o hızlıca kapıdan çıkıp gitti. İpek kapıya koşup koridora baktı. Bize dönerek;
"Yok." Dedi.
Başıma toplandılar. Melek;
"İyi misin?" Sordu. Melek'e başımı salladım. İyiydim. Zehra;
"Kim di o?" Zehra'ya bakıp tam bilmediğimi söyleyecekken Fatma benden önce konuştu.
"Sanırım...ben biliyorum..." Fatma'ya baktım ve onun baktığı yere baktım.
Duvarımda:
Uzun zaman ge
Yazıyordu. Sözünü tamamlayamamıştı ben onu gördüğüm için. Bu Kara İntikamcıydı.
Melek bunu seslice söyledi;
"Kara İntikamcı!"
"Sanırım bu da ona ait." İpek'e baktım ve elinde altın bir künye vardı. Yanıma gelip bana uzattı. Altın künyede yılan ve kelebek desenleri vardı ve G.L. yazan bir süsü vardı. Fatma süsü göstererek;
"G.L. bu ne demek?" Bu ne demekti belki iki ismin baş harfi ya da şifre idi. Zehra omzuma dokanarak ciddi duruş sergileyerek;
"Sedef sen onun yüzünü görmedin mi?" Düşündüm.
"Malisef hayır sadece gözlerini gördüm. Ve sanırım bu kişi bir erkek." O buz mavisi gözleri görmüştüm. Çok soğuk ve nefret dolu o gözleri. Bu nefretin sebebi ne idi?

KARA İNTİKAM AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin