Kaza & Barış

28 5 0
                                    

Bu gün haftanın ilk günüydü yani pazartesi günü. Bu gün okulda neden olduğunu bilmediğim bir sebepten dolayı birkaç yıl önce ölen kuzenim aklıma geldi. Aslında nedenini bilmiyorda sayılmam. Çünkü bundan birkaç yıl önce ölen kuzenimin ablası bana anlatmıştı nasıl öldüğünü. Biz farklı şehirlerde yaşadığımız için kuzenimi bir kere bile görmemiştim. Doğduktan sonra erken doğduğu için küveze almışlar. Ondan sonra gece saat 3.00 da kalbi durmuş ve geri çalıştırmışlar. Sonradan saat 5.30 da tekrar durmuş kalbi ve yine çalıştırmışlar. Daha sonra saat 6.00 da tekrar kalbi durmuş bu sefer tekrar çalıştırmak zor olsa da çalıştırmayı başarmışlar. Sabaha karşı teyzem bir rüya görmüş. Rüyasında kızının küvezde hıçkıra hıçkıra ağladığını ve hiçbir doktorunda ona bakmadığını görmüş ve telefonunun çalmasıyla uyanmış. Hastaneden aramışlar. Bu arada diğer iki kuzenim ise okul için hazırlanıyorlarmış. Telefon sesini duyunca onlar da hemen koşmuşlar teyzemin yanına. Teyzem konuşmaya başlamış sesi titrek bir şekilde: Kızım nerede? Doktorlar bu soru karşısında: Kızınızın kalbi gece 3 kere durdu ve çalıştırdık. Fakat bu sabah duran kalbimi çalıştırmak çok ama çok zordu. KIZINIZI KAYBETTİK. Teyzemin elinden telefon birden düşmüş ve KIZIIIIIM diye hıçkıra hıçkıra ağlamış. Kuzenim ise telefonu tekrar alıp neler olduğunu öğrenmeye çalışmış. Doktor kardeşinin öldüğünü söyleyince o da  kendini tutmamış. İşte bu olayı kuzenim bana yağmurlu bir günde anlatmıştı. O günden beri ne zaman yağmur yağsa ölen kuzenim aklıma geliyor ve kötü bir şey olacağını hissediyordum. İşte bu günde aşırı yağmurluydu hava. Aklıma kuzenim geldi ve içimde çok kötü bir şey olacağına dair bir his vardı. Moralim çok bozuktu. Nihayet okul bitti ve eve gittim bende anahtar vardı ama dayım ve yengem evde oldukları için zile bastım. Kapıyı açan olmadı. Tekrar tekrar bastım ama yine açan olmadı. Anahtarı elime alıp kapıyı açacaktım ki anahtarın cebimde olmadığını fark ettim. Hemen aceleyle çantama baktım. Hiçbir yerde yoktu. Nereye kaybolabilirdi ki bu anahtar? Offf zaten çok yorulmuştum. Bu şehirde de hiçbir yeri bilmiyordum. Daha önce hiç gelmemiştim bu şehre. Bizim evin karşısında bir tane daha ev vardı. Oraya gidip zili çaldım. Kapıya elleri ve yanakları tombul mu tombul, şirin mi şirin, bembeyaz kıvırcık saçlı bir teyze çıktı. Ona evde başka kimse var mı diye sordum. Bana şaşkınlıkla "Evde kim olacak ki Beyza kızım ben yıllardır bu kırık dökük evde tek başıma yaşıyorum. Hiç biriniz de demediniz ki bizim bir annemiz vardı. Öldü mü, kaldı mı, hasta mı sağlıklı mı diye, hiç sormadınız. Şimdi gelmiş bir de bana evde kimse var mı diyorsun. Benim zaten siz evlatlarından başka kimsem yok ki. Hiçbiriniz de beni ziyaret etmeye gelmediğinize göre başka kim olacak ki evde? "dedi. Ben şaşkın gözlerle ona bakıyordum o da sinirli gözlerle bana bakıyordu. Neye uğradığımı şaşırdım." İyi de benim adım Beyza değil ki teyzeciğim. " dedim. Yaşlı teyze daha çok sinirlenmeye başladı." Şuna bak şuna bir de benimle dalga geçiyor." dedi. Ben kadının hafızasının yerinde olmadığını düşünerek oradan ayrıldım. Onun yanında bir tane daha ev vardı. Hemen o eve gittim kapıyı çaldım ve kapıya yaşlı elleri tombul tombul, tatlı mı tatlı bir dede çıktı onunda saçları bembeyaz ve kıvırcıktı. Çok yaşlı gözüküyordu bana yardım edemeyeceğini düşünerek evde başka biri var mı diye sordum. O da aynı şeyleri söyledi. Beni Beyza olarak biliyordu ikisi de. Kendi kendime bunların ikisi karı koca ve birbirlerine küstükleri için ayrı evlerde yaşıyorlardı diye düşündüm. Ben de herhalde onların hayırsız evlatları olan Beyza 'ydım. Çok komikti ikisi de çok tatlılardı ama hiçbir şey hatırlamıyorlardı. Bu sefer yoldan geçen genç bir kadından telefonunu rica ettim ve annemi aradım anneme nerede olduklarını sordum ve bana babamla birlikte hastanede olduklarını söyledi.Babam kaza yapmış. Kalbim olduğundan çok daha hızlı bir şekilde atıyordu.Babam... Telefonu kadına verip teşekkür ettim ve hemen önüme çıkan ilk taksi ile birlikte hastaneye gittim. Hastaneye gidince kapıdan girerken annemin telefonda " Merak edeceğin bir şey yok kızım biz yarım saate geliriz."
dediği aklıma geldi. Ama ben çok merak ettiğim için annemin sözünü dinlememiştim. Hastaneye gittiğimde oradaki görevli kadına annemin ve babamın adını söyledim ve bana hastanede öyle biri olmadığını söyledi." Nasıl yani karıştırmış olmalısınız, lütfen bir daha bakın" dedim. Kadın "Üzgünüm ama males  öyle biri bu hastanede şuan bulunmuyor." yanımdaki koltuğa oturdum. Aslında annem beni uyarmıştı sen gelme biz hemen geliriz diye ama işte ben söz konusu babam olunca dayanamıyordum. Peki ya şimdi ne yapacaktım? Bence en iyisi buraya nasıl taksiyle geldiysem eve de öyle gidecektim. Önüme çıkan ilk taksi ile eve doğru gittim. Eve gidince annem bana bir ton laf saydı. Çünkü annmeler eve geldikten yarım saat sonra gitmiştim. Bence bu hiç de uzun bir süre değildi ama annem için... Babam kazayı nasıl yaptığını anlattı. Benim dikkatimi çeken şey ise babam ve amcamın küs olmasına rağmen şuan çok koyu bir muhabbete girmiş olmalarıydı. Şaşırdım ama bir o kadar da sevindim. Saat de epey geç olmuştu. Artık yatmalıydım. Bu gün çok fazla yorulmuşum. Gözlerimi kapatmamak için zor tutuyordum. Sonunda gün bitti ve yatağıma kavuştum. Sımsıcak bir uyku beni bekliyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 29, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ağlamam Zaman Aldı 😔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin